Oyunun Çocuk Gelişiminde ki Rolü ve Yararları Nedir

Yetişkinler tarafından boşa geçen zaman olarak nitelendirilen oyun, çocuğa hiç kimsenin öğretemeyeceği konuları, kendi deneyimleriyle öğrenmesi yöntemidir. Bir başka tanımla oyun, belli bir amaca yönelik olan ya da olmayan, kurallı ya da kuralsız gerçekleştirilebilen, fakat her durumda çocuğun isteyerek ve hoşlanarak yer aldığı gerçek hayatın bir parçasıdır. “Oyun çocuğun düşünme, kanıtlama, rahatlama, çalışma, hatırlama, cesaret etme, deneme, yaratma ve anlama yoludur.” Ayrıca çocuk için en etkin öğrenme süreci olup çocuğun yaşamının vazgeçilmez unsurlarından biridir.

Oyun ve oyuncağın geçmişinin insanlık tarihi kadar eski olduğu arkeologların yaptığı çalışmalarda ortaya konulmuştur. Çıngırakların Eski Yunanlılar ve Mısırlılarda 3.000 yıldan fazla geçmişi olduğu bilinmektedir. Tüm dünyada en eski oyun araçlarından biri top, en eski oyunlardan biri de top oyunlarıdır. Eski Mısır’da açılan mezarlarda deriden yapılmış, kepekle doldurulmuş toplar bulunmuştur. Kalıntılara göre 3.000 yıl kadar önce Eski Mısır’da Nilüfer adında bir kız çocuğu ölmüş ve bebeği ile birlikte gömülmüştür. Geçmişi uzun yıllara dayanan oyun, çocuğu tanımada değerli bir araç olduğu gibi çocuğun kendini ifade edebilmesinin önemli bir yoludur. Çocuk oyun aracılığı ile üzüntülerini, kaygılarını, korkularını dile getirir. Bunun bir çarpıcı örneğini bir yakını ölen çocuğun oyununda bulabiliriz: Bu küçük çocuk ölüm olayından sonra arkadaşlarıyla oyun oynuyordu. Çocuklar sırasıyla ölü gibi yere yatıyor, kımıldamadan bir süre duruyor, sonra içlerinden birisi doktor olup iğne yapıyor ve öleni diriltiyordu. Ölümü kavrayamayacak yaşta olan ve ölümle ilgili soru soramayan çocuk ne ölçüde etkilendiğini bu oyunla sergiliyordu. Ölüme ilişkin korkusu, ölümü yadsıması, büyülü bir yolla ölüyü diriltme isteğinden anlaşılıyordu.

OYUNUN YARARLARI

Çocuğun gelişimine tartışılmaz önemi olan oyunun yararlarını şöyle sıralayabiliriz;

Fiziksel Gelişim

Çocuğun koşma, atlama, sıçrama, tırmanma, sürünme gibi fiziksel güç gerektiren oyunlar oynaması, onun solunum, dolaşım, sindirim ve boşaltım sistemlerinin düzenli çalışmasını sağlayarak büyümesi için gerekli oksijen ve besinin organ ve dokulara taşınmasını sağlar. Ayrıca çocuğun oyun sırasında bazı hareketleri sürekli tekrarlaması kas gelişimini de hızlandırmaktadır.

Motor Gelişim

Çocukların yürüme, koşma, inme, çıkma, fırlatma, yakalama, sıçrama, sürüklenme gibi eylemleri yapmaları büyük kasların motor gelişimini desteklerken çocuğun koparma, kesme, bağlama, çözme yoğurma, delme, boyama, dikme gibi etkinlikleri yapması da ince motor becerilerini geliştirerek onları günlük yaşama hazırlamaktadır.

Zihin ve Dil Gelişimi

Oyun çocuğa çeşitli öğrenme kaynakları sunar. Şekillerin, boyutların, yüzeylerin ve renklerin araştırılması ve kullanılması, sayılar, uzaysal ilişkiler ve soyut kavramlarla deneyim geliştirilmesi fırsatı, eski deneyimleri hatırlayarak yeni algı ve ilişkilere dönüştürülmesi fırsatı sağlar. Yapılan araştırmalarda; çocukların oyunları ve zihinsel gelişimleri arasında parelel bir ilişkinin bulunduğu ve bebeklikteki araştırıcı oyunların daha sonraki zihinsel gelişim üzerine olumlu katkısı olduğunu ortaya koymuştur. Oyun çocuğa yeni sözcükler kazanarak dil yoluyla birbirlerine bilgi aktarabilme imkanı sunmasının yanı sıra çocuğun hayal gücünü kullanmasına, özel ilgi ve yeteneklerini geliştirmesine de olanak sağlar.

Duygusal Gelişim

Çocuk gerçek yaşamda kendisini rahatsız eden durumları ve diğer insanlarla paylaşamadığı duyguları sembolik olarak oyununa yansıtabilir. Oyun sırasında çocuk duygularını açığa vurduğu gibi kendi istediği bir çözüm yolu bularak kaygılarından da kurtulabilir. Ayrıca çocuk, oyun sırasında mutluluk, sevinç, acıma, korku, kaygı, dostluk, düşmanlık,kin, nefret, sevgi, sevilme, sevme, güven duyma, bağımlılık, ayrılık, ölüm gibi birçok duygusal tepkiyi öğrenirken, aynı zamanda bazı duygusal tepkilerini kontrol etmeyi ve denetim altına almayı da öğrenebilir.

Sosyalleşme ve Ahlaksal Gelişim

Sosyalleşme, çocuğun toplum kural ve değerlerine uymayı öğrenmesi ve bu değerler düzenini benimsemesidir. Çocuk oynarken bir yandan diğer çocuklarla olan etkileşimini güçlendirip, pozitif ilişkileri desteklerken öte yandan doğru-yanlış, iyi-kötü, güzel- çirkin, haklı-haksız gibi ahlaki kavramları geliştirir ve pekiştirir. Aynı zamanda anne, baba, öğretmen, doktor, hemşire, çiftçi, asker, aşçı, vb. rollere girerek yetişkin yaşamına kendini hazırlar. Ayrıca başkalarına saygı gösterme, başkalarının ve kendi haklarını koruma, verilen görevi üstlenme, işbirliği yapabilme gibi toplumsal kuralları da öğrenebilir. Gelişim basamakları boyunca çocuğa birçok açıdan katkı sağlayan oyun için elbette ki oyuncak gereklidir. Oyuncak tüm oyun malzemeleri olarak tanımlanabilir. Su, kil, kum gibi doğal oyun malzemesiyle, boş kibrit kutusu, makara, plastik kapak, şişe gibi artık ürünlerde oyuncak kapsama girer.

OYUNCAK SEÇİMİ

çocuklarda oyuncak seçimi

Oyuncaklar, çocuğun doğal yeteneklerini geliştiren, böylelikle de büyük bir eğitimsel işlevi yerine getiren oyun malzemeleridir. Bu nedenle oyuncak seçerken anne ve babaların dikkat etmesi gereken birtakım hususlar vardır.

Çocuğun Yaşı

Oyuncak genellikle çocuğa özgül olarak seçilmelidir. Çocuklar her yaşta değişik gelişim düzeyi gösterirler. Bir yaş grubundaki bütün çocuklar aynı gelişim düzeyini göstermezler. Bu nedenle çocuğun kişilik özellikleri de oyuncak seçilirken göz önünde bulundurulmalıdır. Çocukların 6–7 yaşındaki becerilerini gerektirecek bir oyuncağı iki yaşındaki bir çocuğa vermek uygun değildir. Çocuklar bazı oyuncakları reddederler, kesinlikle o oyuncakla oynamak istemezler veya istenilen biçimde oynamak istemezler. Bazı oyuncakları da başlangıçta istedikleri halde, daha sonra bu onlar için can sıkıcı bir oyuncak olur. Çocukların bu oyuncaklarla oynamaları hususunda üstelememek gerekir. Bu nedenle çocuklar için seçilen oyuncak onların yaş gruplarına, ilgi ve yeteneklerine uygun olmalıdır.

Oyuncaklar çocukların hayal güçlerini geliştirici olmalıdır

Küçük çocukların oyunları büyük oranda hayal güçlerine dayanır. Hayal gücü ile çocuk bir oyuncaktan çok çeşitli oyunlar geliştirebildiği gibi, pek çok şeyi de gene o güç sayesinde oyuncak haline getirir. Alınacak oyuncak, çocuğun hayal gücünü geliştirip ona çeşitli oyun imkânları sunan cinsten olmalıdır.

Özellikle son zamanlarda konuşan, uyuyan, ağlayan bebekler, kurmalı veya çocukların pratik çalışmalarına engel olup onları pasifliğe iten otomatik oyuncaklar, çocukların fikir ve buluş bolluğuna engel olur, daraltır, hiç olmazsa rahatsız edici bir etki yaparlar. Bu oyuncakların birkaç çeşit olarak yaptıkları monoton hareketler ve konuşmalar, hayal gücünün onlara yükleyeceği pek çok role engel olurlar. Sürekli gülen yüzlere sahip bir oyuncak, oyun içinde çeşitli üzüntülü durumlar geldiğinde oyunun birliğini bozar. Ama sade yüzlü bir oyuncağa çocuk her türlü ifadeyi yakıştırabilir.

Oyuncaklar çocuğun çevre deneyimlerine ve tecrübelerine uygun olmalıdır

Hiç trene binmemiş bir çocuğa tam otomatik tren oyuncağı alıp istasyon yönetim cihazlarının başına oturtmak, hiç çiftlik görmemiş bir çocuğu da çiftlik kâhyası yapmak doğru yaklaşım değildir. Televizyonda çocuk her şeyi görmektedir; kitaplarda, dergilerde, sinemalarda bütün dünyanın yaşayışını seyretmekte, öğrenmektedir. Ama oyun, görme ve okuma üzerine kurulamaz. Çocuk oyunları, hayat tecrübeleri üzerine kurulur. Televizyon ve sinemada gördükleri, dergi ve kitaplarda okudukları çocuklarda yüzeysel, geçici ve tehlikeli bazı “taklit’’lere yol açar. Çocuklar bunlardan kendi hayal güçlerini kullanarak yeni oyunlara geçemezler.

Özellikle karmaşık oyuncaklar alınırken, çocukların hayat tecrübelerine uygunluğu da göz önünde bulundurulmalıdır.

Oyuncak yeni oyun kolaylıkları ve imkânları yaratmalıdır

Bir oyuncak ya kendiliğinden çok yönlü kullanmaya elverişlidir, ya da belli bir oyuncak grubu içindeki yerini doldurur. Çocuğun oyun kurabilmesi bakımından oyun odasındaki oyuncaklar arasında bir uyum olması gerekir. El arabaları, inşaat kütükleri ve diğer malzemeler, römorklu oyuncaklar, mobilyalar vs. bir grubu; bebek takımları, salıncaklar, ev âletleri oyuncakları vs. bir grubu; trenler, demiryolları, taksiler, köprüler, trafik işaretleri vs., bir başka grubu oluştururlar. Oyuncak alımında çocuğun oyun kurma gruplarındaki yeri düşünülerek de bir seçme yapılmalıdır.

Oyuncağın yapıldığı madde

Eskiden oyuncaklar bezlerden, tahtadan, kâğıt ve madenlerden yapılıyordu. Şimdi ise plastik, sınırsız denilebilecek şekil ve renk alma yeteneği ile oyuncak sanayinde büyük bir değişiklik yapmıştır. Esas olarak iyi veya kötü madde yoktur, ancak bu maddelerden iyi veya kötü yapılmış oyuncaklar vardır. Ama gene de oyuncağın hammaddesine ve maddesinin kalitesine dikkat etmek gerektir. Çok küçük çocuklara madenden yapılmış sert veya tüylü pelüş oyuncaklar verilmemelidir. Kâğıt türlerinden yapılan oyuncakların dayanabilme sınırları araştırılmalıdır. Plastikte ise şekil ve renk çeşitliliği kadar kalite çeşitliliği de vardır. Çok sert, hemen kırılabilir plastik de vardır; çok yumuşak sıcaktan hemen eriyen plastik de vardır. Bezlerde, ağaçlarda, madenlerde kısaca her oyuncak malzemesinde kalite farkları vardır. Pahalı da olsa sağlığa uygun, kullanışlı, ömürlü, iyi kalite seçilmelidir.

Oyuncakların büyüklükleri, şekilleri ve renkleri çocuk psikolojisine uygun olmalıdır

Çocuklar canlı, çekici renkleri tercih ederler; gri bir top yerine kırmızı bir top gibi.. Ve çocuklar kendilerini yoracak karmakarışık renkler yerine, birkaç renkte sade olarak boyanmış oyuncakları seçerler. Oyuncakların büyüklükleri de çocuk dünyasına uygun olmalıdır. Büyük bir tahta demiryolu, büyük bir top, çok büyük ayı oyuncaklar, bebekler.. hem pahalıdır, hem de çocukların her yere rahatça götürebilmelerine uygun değildir. Daha önemlisi çocuklar oyuncakları rahatça kavrayabilmeli, ona istedikleri gibi muamele edebilmelidir. Karikatürleştirilmiş oyuncaklardan kaçınmalı, mümkün olduğu kadar gerçek hayatın minyatürü oyuncaklar alınmalıdır. Oyuncak çocukların hayal güçlerini ve oyunlarını belirleyen en önemli etmenlerden biri olduğu için, gerçeği pek saptırmamalıdır. Hayvanların komik bir biçimde oyuncaklaştırılması çocuklarda hayvanlar dünyası hakkında yanlış fikirler edinmesine neden olur. Aşırı derecede karmakarışık boyanmış inşaat malzemeleri yapı yapmayı güçleştirir. Oyuncakların şekilleri ve renkleri çocukların hafızalarını, dikkatlerini yormayacak biçimde olmalıdır.

Oyuncağın yapısı ve işleyişi çocukların anlayacağı cinsten olmalıdır

Küçük çocuklarda önüne geçilmez bir inceleme ve öğrenme hırsı vardır. Ellerine verilen her oyuncağı inceden inceye kontrol eder ve anlayamazlarsa tahrip ederler. Aslında oyuncakların teknik bağlantıları çocuklar için dış modelden daha önemlidir. Dış görünüş çocuğun çok kısa bir süre ilgisini çeker, ondan sonra çocuk oyuncağın işleyişini anlamaya çalışır. Onun için mekanizma çocuklar için karışık olmamalı, gözle görülebilir, anlaşılabilir olmalıdır. İşleyişi çok karışık, anlaşılamamış olan oyuncak çocuk tarafından ya yapılıp sökülecek ya da kırılacaktır. Bunlara gücü yetmiyorsa ilgisi azalacak ve hattâ onu sevmeyecektir. Ancak teknik bağlantıları daha önceden anlamış olan çocuklar, bu tür oyuncaklarla kırmadan seve- seve oynarlar.

Oyuncağın Dayanıklılığı

Bazı oyuncaklar güzeldir ama ince zayıf taraflarından kırılıverirler. Burada çocuk suçsuzdur ama, gene de üzülür. Oyuncağın -kırılmasa bile- hızla eskimesi, çocukla oyuncak arasındaki sürekli ilişkiye engel olur. Çocuğa verilen oyuncaklar dayanıklı olmalıdırlar.

Oyuncağın Güvenliği

Çocukların günlük çevresi bir çok keskin kenar ve köşelerle doludur, çocuk her an bir şeye takılarak düşebilir; kapıda, dolaplarda, çekmecelerde parmakları kısılabilir. Ne zaman ne olacağı bilinmez. Her tehlikeye karşı aşırı önlemler almak da doğru değildir, fakat ciddî tehlikelere de engel olunmalıdır. Bu husus çevre açısından olduğu gibi, oyuncaklar açısından da gözetilmelidir. Özellikle tehlikeyi tanımayan ve ondan sakınmayan bebeklerin oyuncaklarının yapım ve seçimlerinde buna dikkat edilmelidir. Evde küçük bebekler varsa, oradaki büyük çocukların oyuncaklarına da dikkat edilmelidir. Ayrıca her yaştaki çocuğun belli bir tecrübesi, tehlikelere karşı vaziyet almada belli bir tutumları vardır. Bir testere, bir çekiç, bir sıcak ütü her yaştaki çocuklara verilmez. Oyuncak yaparken, satarken ve bunlarla oynarken çocukların güvenliği konusu üreticiler, anne-babalar ve bakıcılarla imalatçıların üzerinde duracakları en önemli konulardan biridir. Bu hususta bazı ülkeler, yasalarla belirlenmiş güvenlik önlemleri koymaktadırlar.

Oyuncağın Fiyatı

Esasen her fiyata iyi oyuncak vardır ama oyuncağın psiko-pedagojik yönlerinden ve kalitesinden anlamak gerekir. Oyuncağın fiyatı kalitesine, oyun imkânları yaratma kapasitesine ve dayanıklılığına göre belirlenmelidir. Ucuz ve sıralanan nitelikleri olmayan oyuncakların bir değeri olmadığı gibi, çok pahalı ve çocuğun seviyesinin, kullanımının üzerindeki oyuncakların da değeri yoktur. Oyuncak seçiminde bu hususun da göz önüne alınması gerekir.

FARKLI YAŞ GRUPLARI İÇIN OYUNCAKLAR

0–12 aylık: Bu yaş döneminde çocuğun farklı duyularına yönelik oyuncaklar onun gelişimini destekleyecektir. Seçilen oyuncaklar parlak renkli, hafif ve sesli olmalıdır. Ancak oyuncağın sesinin çok yüksek olmamasına özellikle dikkat edilmelidir. Çıngıraklar, büyük bloklar ve iç içe geçen oyuncaklar çocuğun ince motor kaslarının gelişmesinde yardımcı olacaktır. İç içe geçen oyuncaklar, sıralama becerilerinin de gelişmesinde önemli bir rol oynar. Renkli, üstünde şekiller olan örtüler de bu dönemde çocuğunu ilgisini çekebilir. Emekleme ve yürümesini desteklemek için çekme ve itme ile ilgili oyuncaklar yararlı olabilir.

1–3 yaş: Bu dönemde çocuk özellikle fiziksel oyunlar oynamaktan çok keyif alır. Dış mekanlarda üç tekerlekli bisiklete binebilir, kum ile oynayabilir. Bu dönemde top ile oynamaktan da keyif alacaktır. Yaşına uygun yap bozlar alarak çocuğun zihinsel gelişimi desteklenebilir. Bloklardan kuleler, evler yapmak, ev eşyası setleri ve mutfak setleri ile oynamak, müzik aletlerini kullanarak farklı ritimler oluşturmak çocuğun yaratıcılığını ve hayal gücünü geliştirmesi açısından büyük önem taşır.

3–5 yaş: Bu dönemde bloklar ve legolar ile oynamak çocukların ilgisini çekmeye devam eder. Bunun yanında bu yaş dönemindeki çocuklar hamur ile oynamaktan ve boya kalemlerini kullanarak resimler çizmekten de keyif alırlar. Kutu oyunlar (eşini bulma, basit yap-bozlar), evcilik ve tamir seti gibi oyuncaklar ve bebek evleri ile oynamak onlar için oldukça keyiflidir. Bu yaş döneminde daha fazla çizgi film seyrettiklerinden ünlü karakterlerin bebekleri ile de oynamak isteyebilirler. Onlara çizgi film karakterlerine ait oyuncakları alırken bu bebeklerin rollerinin ne olduğuna dikkat ederek alınması oldukça önemlidir. Çocuğun kişiliğinin geliştiği bu dönemde bu karakterlerden etkilendiği bilinmektedir. Bu yaş grubu çocuklarına farklı kitaplar ve kavramları öğrenmelerini destekleyen oyuncaklar onların zihinsel gelişimini desteklemek açısından önemlidir.

5–9 yaş: Bu dönemde çocuklar hobi setleri, spor oyunları, yaşına uygun bilgisayar oyunları, matematik ile ilgili oyunlarla oynamaktan keyif alırlar. Ayrıca,neden sonuç ilişkisi ve problem çözme becerileri ile ilgili oyuncaklarda bu yaş dönemindeki çocuklar için alınması gereken oyuncaklardandır. Tüm ailenin beraber oynayacağı ya da arkadaşları ile oynayabileceği kutu oyunları ise çocuğun sosyal gelişimine katkıda bulunur. Kutu oyunlarıyla çocuğun kurallara uyma ve uygulama, sıra bekleme gibi önemli sosyal alışkanlıkları kazanması desteklenebilir.

9–12 yaş: Bu dönemde çocuklar için özgüven gelişimi ve akranlar tarafından kabul edilmek çok önemlidir. Bu nedenle çocuğun sosyal becerilerini geliştirecek kutu oyunları, karmaşık yap-bozlar, zihinsel becerileri sınayan bulmacalar çözmek ve bilim ile ilgili oyuncaklar ile oynamaktan keyif alırlar. Spor aktiviteleri de bu yaş grubu için önemlidir.

Öğr. Gör. Ulviye GÜNAY  tarafından yazılmış ve Koruyucu Sağlık Rehberi Bölüm 47’de yayınlanmıştır. İlgili yayın editörünün izini ile sitemizde paylaşılmıştır.

KAYNAKLAR

1. Yörükoğlu A. Oyun. Çocuk Ruh Sağlığı, Özgür Yayınları, 1996.
2. Mangır M, Aktaş Y. Çocuğun gelişiminde oyunun önemi, Yaşadıkça Eğitim 26/1993.
3. Wong L. D. ‘’Using Play / Expressive Activitise to Minimize Stress’’ Nursing Care of Infants and Children Edition 7, Philadelphia, 2003.
4. Ergün M. Oyun ve Oyuncak Üzerine. Milli Eğitim Yayınları, 1(2), 1980. s 102–119.
5. Arslan F. 1–3 Yaş Dönemindeki Çocuğun Oyun ve Oyuncak Özelliklerinin Gelişim Kuramları ile Açıklanması. C. Ü. Hemşirelik Yüksek Okulu Dergisi, 4(2), 2000, s 39–43. 6. Schuster CS, Ashburn SS. Play During Childhood: The process of Human Development, Brown and Company, s 290–310.


Yorumlar