İyot, insan vücudunda çok küçük miktarda bulunan, beyin gelişimi ve büyümenin düzenlenmesinde çok önemli rolü olan tiroit hormon sentezi için gerekli olan bir eser elementtir. Günlük iyot ihtiyacı yaşlara göre değişmektedir. Ortalama günlük gereksinim 1 yaşın altında 50 µg, 1-10 yaş arasında 100 µg, ergen ve erişkinlerde 150 µg, gebe ve emziren kadınlarda 200 µg’dır. Vücuda alınan iyot miktarını belirleyen en önemli faktör yaşanılan bölgedeki toprak, su ve bitkilerde bulunan iyot miktarıdır. İyot eksikliği belirli coğrafi bölgelerde daha sık görülür ve sıklığı iyot eksikliği derecesine ilave olarak diğer çevresel guatrojenlerden de etkilenmektedir.
İyot, vücudumuzda başta beyin olmak üzere tüm organların düzenli çalışmasında, büyüme ve gelişmenin tam olmasında, vücudun ısı ve enerjisinin devamı için gerekli olan hormonların yapımında kullanılmaktadır. Tüm yaş grupları iyot eksikliğinden etkilense de özellikle hamileler, fetüs, yenidoğan ve süt çocukları daha fazla etkilenmektedir. İnsanda beyin gelişimi anne karnında başlar ve ilk 2–3 yaş en hassas dönemi oluşturur. İyot eksikliğine bağlı olarak gebelerde düşük ve ölü doğum riskinde artış ya da doğan bebeklerin ölüm oranında artış, zeka geriliği, sağırlık, boy kısalığı görülebilmektedir. İyot eksikliği bölgelerinde yenidoğan tarama testlerinde TSH düzeyleri yüksek bulunmaktadır. Çocukluk çağında ise iyot eksikliği guatr (herhangi bir nedenle tiroit bezinde oluşan büyüme), tiroit bezinde nodül, büyüme geriliği, öğrenmede güçlük ve okul başarısızlığına neden olur. İyot eksikliği bölgelerinde yaşayan çocukların zeka skorunun 13 puan kadar düşük olduğu tespit edilmiştir. Erişkinlerde ise iyot eksikliğine bağlı olarak guatr, nodül, zihnin yeterli çalışmaması, güçsüzlük gibi çeşitli hastalıklar görülebilmektedir. Bir bölgedeki iyot eksikliğinin derecesi o bölgede görülen guatr oranı, idrarda iyot eksikliği gibi ölçütlere göre yapılmaktadır.
İyot Eksikliği ve Zeka Geriliği
İyot eksikliği dünyada önlenebilir zekâ geriliğinin başlıca nedenlerinden biridir. İyot vücuda su, besinler ve özellikle deniz ürünleri ile alınır. Günümüzde dünyada halâ milyonlarca insan iyot eksikliği ve sorunlarıyla karşı karşıyadır. Ülkemizde de besinler ve içme suyuyla yeterli seviyede iyot sağlanamamaktadır. Dolayısıyla iyot yetersizliğine bağlı hastalıkların önlemesi amacıyla gebelikten önce ve gebelik boyunca anne adayları ve yenidoğan bebekler öncelikli olmak üzere tüm yaşam boyunca iyot açığının karşılanması önemli bir konudur. Bu amaçla ülkemizde Sağlık Bakanlığı ve UNICEF işbirliği ile 1994 yılından bu yana “İyot Yetersizliği Hastalıklarının Önlenmesi ve Tuzun İyotlanması Programı” yürütülmektedir. Bu program çerçevesinde yapılan eğitim, bilgilendirmelerle iyotlu tuz kullanımı artmış olmasına rağmen hâlâ istenilen düzeylerde değildir. İyodun tuzun tadını ve kokusunu değiştirmemesi kullanım kolaylığı açısından bir avantajdır. Sorunun önlenmesi için sadece tuzların iyotlanması ve iyotlu tuzun kullanılıyor olması yetmemektedir. İyotlu tuzun nemli olmayan ortamda kapalı dolapta saklanması ve yemeğe uygun zamanda ilave edilmesi de etkinlik açısından önem taşımaktadır.
Prof. Dr. Zerrin ORBAK tarafından yazılmış ve Koruyucu Sağlık Rehberi Bölüm 42’de yayınlanmıştır. İlgili yayın editörünün izini ile sitemizde paylaşılmıştır.
KAYNAKLAR
1. Zimmermann MB. Iodine deficiency. Endocrine Reviews 2009; 30: 376-408.
2. Kahaly GJ. Thyroid and trace elements in children and adolescents. Pediatr Adolesc Med 2007; 11: 278-86.