Çocuklarla İletişim Nasıl Kurulur Püf Noktaları Nedir

Aile üyelerinin birbirlerine sözel ve sözel olmayan davranışlarından oluşan tüm tepkileri aile içi iletişim kapsamında ele alınmaktadır. Aile içi iletişim aracılığı ile aile üyeleri birbirlerinin duygu ve düşüncelerini anlayabilirler. Bu çerçevede etkili iletişim sadece kendini ifade etmekten değil, aynı zamanda söylenenleri de dinleyebilmekten geçer. Aile iletişiminde en etkili yol dinleyebilme becerisinin ebeveynler tarafından uygulanması ve çocuklarına da örnek olacak şekilde kullanılmasıdır.

İletişim alanında çalışmalar yapan profesyoneller sağlıklı iletişimin öncelikle iyi bir dinleme becerisine sahip olmaktan geçtiğini belirtmektedirler. Ruh sağlığı profesyonelleri buna “aktif dinleme” adını vermişlerdir. Aktif dinlemede, dinleyen kişi konuşanın ne anlatmaya çalıştığını daha iyi anlar, anlattıklarını tekrar eder. Konuşan söylediklerini dinleyenin ağzından duyduğunda “anlaşıldım” duygusunu yaşar, konuşmaya devam eder.

Dilediğinizde çocuğunuza onu dinlediğinizi hissettirmeniz önemlidir. Bunun için bedeninizi çocuğunuza dönün ve onunla göz teması kurun. Onu dinlerken başınızı aşağı yukarı doğru sallayın, anlattıklarına “hım—mmm- Evet – Anlıyorum…” gibi kelimelerle karşılık verin. Zaman zaman araya girerek çocuğunuzun en son söylediğini aynen tekrarlayın. Bunları yaptığınızda siz çocuğunuzla iletişiminizde aktif dinlemeyi kullanıyorsunuz demektir.

Başka bir deyişle sağlıklı iletişimin temel öğesini yerine getirmiş oluyorsunuz anlamına gelmektedir.

Ailedeki sağlıklı iletişim iki temel yapı ile açıklanabilir;

• Çocuklarla İletişim

• Siz ebeveyn olarak nasıl bir ebeveynsiniz?

ÇOCUKLARLA İLETİŞİM

Çocuklarınızın sizleri bir yetişkin gibi anlamasını beklemeyin. Çocuğunuzla konuşuyorsanız, bunu mutlaka onun anlayacağı dilden yapmalısınız. Çocuklarınızla taraf olmadan iletişim kurmalısınız. Çocuklarınız arasındaki problemleri çözerken amacınız haklıyı, haksızı ayırt etmek değil, sorunu, problemi çözmek olmalıdır.

Çocuklar sizinle olan iletişim ve ilişkilerinde ilgi çekmek isterler. Olumlu davranışları ile ilginizi çekemezlerse, olumsuz davranışlarla ilginizi kazanmaya çalışırlar. Çocuğunuzu olumlu davranışlara sevk etmenin yolu iyi ve doğru şeyler yaptığı zaman onunla ilgilenmek ve ödüllendirmektir.

Çocuğumuzla sağlıklı iletişimin ipuçlarını şöyle sıralayabiliriz;

• Onunla konuşurken ismini kullanın. Böylelikle doğrudan ona hitap ettiğinizi bilir. Örn: “Zeynep yemekten önce çikolata yemeni istemiyorum. Sana bir faydası yok”.

• Çocuğunuzun lafını kesmeyin. O anlatmaya başladıysa bırakın anlatsın. Üşenmeyin sıkılmayın, araya girmeyin. Bu davranışlarınız onun kendine saygı duymasına ve güvenli olmasına yardım edecektir.

• Onunla konuşurken kısa, net, anlaşılır cümleler kurmaya dikkat edin. Uzun cümlelerinizi anlamayacağından sizi dinlemeyi bırakacaktır. Örneğin: “uyku saati geldi. Yatağa gidiyoruz”

• Çocuğunuzu herhangi bir konuda tembihlerken hem anladığından hem de ne anladığından emin olmanız gereklidir. Onunla bunu sağlayacak şekilde iletişim kurmanız işe yarayacaktır. Örneğin: “Elifcim, peki ne diyor muşuz?” “Ne yapmıyor muşuz?” .

• Onunla konuşmalarınızda “emir cümleleri” kullanmamaya özen göstermelisiniz. Örneğin: “Otur yerine “ diye emretmenin çocuğun benliğinde hasarlar yaratacağını hatırlayınız. Bunun yerine, “Yerine oturur musun?”

• Çocuğunuzla konuşmalarınızda neden olduğu belli olmayan cümleler kurmamanız işe yarar. Örneğin: “oyuncaklarını toplar mısın? Yemek saati geldi. Yemek yiyeceğiz”

• Ebeveynler pozitif cümlelerden çok negatif cümleler kurmaya eğilimlidir. Örneğin, “Etrafta koşturup durma” yerine “Mehmet şimdi boyama yapalım sonra bahçeye çıktığımızda koşup oynarsın” gibi.

• İletişim kurma biçiminizle çocuğunuzu rüşvete alıştırmayın. Ondan bir şey yapmasını istediğinizde, karşılığında ona sevdiği bir şeyi vereceğinizi söylemek her zaman iyi bir fikir olmayabilir. Aslında özellikle ödül sistemi yararlıdır. Elbette çocuğunuz güzel bir davranış yaptığında onu ödüllendirin. Ancak “bunu yaparsan sana bunu alacam” dediğinizde çocuğunuzun davranışının nedeni, sonunda vereceğinizi vaat ettiğinizdir, unutmayın. Bu tarz iletişimde çocuğunuz bir gün size “oyuncaklarımı toplarım ama bana oyuncak alırsan” diyebilir. Dağıttığı oyuncakları toplamak zaten yapması gereken bir iştir. Bundan dolayı bir şeyler vaat etmek yerine, memnuniyetinizi belli etmek için ona sarılıp, öpmeniz ve teşekkür etmeniz bu türden davranışlarını devam ettirmesine doğrudan yol açacaktır.

• Çocuğunuzla iletişirken önce ve sonra kuralını kullanabilirsiniz. Bu kuralda önce yapması gereken davranış söylenir, sonra yapmaktan hoşlandığını belirtilir. Örneğin: “önce dişlerimizi fırçalıyoruz sonra hikâye okuyoruz” “ödevini bitirdikten sonra televizyon seyredebilirsin”.

• Çocuğunuzla konuşurken seçenekler sunmanız onu disipline etmenize katkıda bulunabilir. Örneğin: 10 dk. mı televizyon izlemek istersin? 15 dk. mı?” “Bezelyenin yanına pilav mı koyarak vereyim? Pilav ve bezelyeyi ayrı ayrı tabaklara koyarak vermemi mi istersin?”.

• Onunla konuşurken “sen” cümleleri yerine “ben” cümleleri kullanmanız yararlı olacaktır. “Masanı temizlemen lâzım” yerine “Masanı temizlersen sevinirim” gibi. “Alış – veriş merkezinde elimi bırakıp koşmaya başladığında, kendimi kötü hissettim, ya kaybolursan diye korktum. Sana bir şey olmasını istemiyorum. Biraz daha büyüyünceye kadar yanımdan ayrılma” diyebilirsiniz.

• Bir engelleme yapacaksanız bunu eğlenceli bir halde yapabilirsiniz. Örneğin: “Hayır arkadaşında kalamazsın ama, bizde oynarsanız ben size çikolatalı kek yapabilirim” gibi. Sağlıklı iletişimin örnekleri ile ilgili bu ipuçları çocukluktan ergenliğe hemen her yaşta işe yaramaktadır. Çocuklar aidiyet duygusunda güven duygusu geliştirirler. Aidiyet duygusu içinde en az bir otorite figürü ve kurallar gereklidir. Sizler anne babalar olarak çocuklarınızla yaşadığınız evlerinizin kurallarını koyan otorite figürlerisiniz. Saldırgan ve hırçın olmadan, başka bir deyişle ölçüyü kaçırmadan çocuğunuzu disipline edebilirsiniz. Bunun için sağlıklı iletişim ilkelerini hatırlamanız yeterli olacaktır.

Çocuğunuzla sağlıklı iletişimin diğer bir etkeni sizin nasıl bir ebeveyn olduğunuzun farkında oluşu ile ilişkilidir. Hiç düşündünüz mü, siz ne tür bir ebeveynsiniz? Aile – çocuk iletişiminde çeşitli anne – baba tipleri belirlenmiştir. Genel olarak bunlardan 5 kategoride gruplandılabilir;

  • Diktatör ebeveynler
  • Reddeden ebeveynler
  • Kararsız ebeveynler
  • Yatıştırıcı ebeveynler
  • İşbirliğine yatkın ebeveynler

Diktatör Ebeveynler ev içindeki otoritelerine çok önem verip, çocuklarının kayıtsız şartsız boyun eğmesini isterler.

Reddeden Ebeveynler otoriteye çok önem verirler, çocuklarının isteklerini yapmazlar, yerine getirmezler. Çocukları ile olan iletişimlerinde tehdit edici ve baştan savıcı davranış ve tutumlar sergileyebilmektedirler. Bu tarz iletişim kuran ebeveynler çocuklarının kaygı ve korkularına önem vermeyip, yalnızca kendi doğrularına odaklanmışlardır.

Kararsız Ebeveynler çocuklarıyla olan iletişimlerinde davranış ve konuşmalarını duruma göre ayarlarlar, belirli bir davranış kalıpları yoktur. Bu istikrarsızlık çocukta çok ağır sonuçlara yol açabilmektedir. Nitekim çocuk ne yaparsa olumlu tepki, ne yapmazsa olumsuz tepki alacağını bir türlü öğrenemez. Bu yüzden sürekli bir gerginlik ve kaygı durumu içinde olabilir.

Yatıştırıcı Ebeveynler denetimi farkında olmadan uzlaşmacı olmak amacıyla çocuklarına bırakırlar. Zorluklardan, çatışmadan kaçınan ebeveynlerin kurduğu bu iletişim tarzı, çocuklarda yetişkin dönemlerinde otorite ile ilişkilerinde sorunlar yaşamalarına yol açabilmektedir.

İşbirliğine Yatkın Ebeveynler çocuklarına dostça sanki yetişkinlermiş gibi yaklaşıp, bu yönde ilişki kurarlar. Bu ebeveynler her şeyi açıklayan ve birlikte hareket eden bir davranış ve iletişim biçimi içindedirler. Bu tarz iletişimde bazen çocuğun otorite figürü algısını kaybetme riski vardır. Bu açıdan dikkatli ve özenli olmak gereklidir.

Ayrıca ebeveynler kendileri ve çocukları için her türlü ilaç prospektüs bilgilerine ilaç rehberi sitesinden ulaşabilirler.

ERGENLİK ÇAĞINDAKİ ÇOCUĞUNUZ SİZİNLE NEDEN ÇATIŞIR?

Kendini gerçekleştirme ihtiyacı psikolojik ihtiyaçların içinde en önemli ihtiyaçlardan biridir. İnsanlar bebeklik çağlarından, yaşam dönemlerinin en sonuna değin kendilerini gerçekleştirme süreci içinde olurlar. Kendini gerçekleştirmek, amaçları, istekleri ve heveslerini gerçeğe dönüştürmek olarak ele alınır.

Ergenlik çağındaki çocuğunuz kendi seçimlerini yapmak, kendi yaşamını düzenlemek ve tüm bunları da kendi başına yapmak ister. Bunu yapmak için gerçekleştirdiği her yaşamsal deneyim onu anne babasının ideal olma nitelikleri olmadığı düşüncesine biraz daha yaklaştırmaktadır. “Annem ve Babam her şeyi bilir” düşünceleri yerini yavaş yavaş “Annem Babam nerden bilecek, onların dönemi geçmişte kaldı. Ben onlardan daha iyi bilirim” düşüncelerine bırakır.

Bağımsızlığa gereksinim duyan genç için yaşadığı ev, çoğu zaman anlaşmazlığın ve çatışmaların ortaya çıktığı bir yer olarak görülmeye başlar. Genç bağımsızlık arayışı içindeyken “sizden farklıyım, bunu göstermek istiyorum” tarzında iletişim kurar bu yönde davranır.

Gencin yaşadıklarını anlamak, kendini dinlemek ve kendine olan inancı ve saygısının gelişmesi için yaşadığı evde bir yerinin olduğu bilgisine sahip olmaya ihtiyacı vardır. Bu bilgi siz anne babalar tarafından kurduğunuz iletişim biçimleriyle gence iletilebileceği gibi olanaklar dahilinde kendine ait bir oda ya da köşenin verilmesi ile de gerçekleştirilebilir.

Uzm. Psikolog Sevgi GÜNEY tarafından yazılmış ve Koruyucu Sağlık Rehberi Bölüm 45’de yayınlanmıştır. İlgili yayın editörünün izini ile sitemizde paylaşılmıştır.

KAYNAKLAR

1. Devinney SE. (1992) “The relationship between parents’ attitudes and employment choices and young adults’ work and family plans” Doktoral Thesis, Purdue University, ETD Collection for Purdue University.

2. Kaya, K. ve Tuna M. (2010) Popüler Kültürün İlk öğretim çağı çocuklarının aile ilişkileri üzerindeki etkisi, SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, sayı 21, 237 – 256.

3. Kılıç-Öztürk, E. (1994) Ergenlik döneminde aile ve arkadaş ilişkileri, Türk Psikiyatri Dergisi, 5 (2), 308- 324.


Yorumlar