Çocuklarda Karaciğer Sağlığı

Karaciğer vücuttaki ikinci en büyük iç organdır ve yaşamsal süreçlerin sürdürülmesinde yeri doldurulamaz bir öneme sahiptir. Görevi, çocuklar anne karnında iken başlar ve yaşam boyu önemli işlevlerini sessizce gerçekleştirir. Anne karnında iken bebeğin karaciğeri kan yapımında rol alır.

Doğumdan sonra ise, ağız, nefes, deri vs ile vücuda alınan her şeyin işlenmesi ve zararlı maddelerin vücuttan uzaklaştırılmasında temel organ olarak çalışır. Besinlerin enerji kaynağı olarak kullanılması için işlenmesi, hormonların, pıhtılaşma faktörlerinin ve bağışıklık için gerekli maddelerin üretimi için karaciğer bir merkezdir.

Vitamin, şeker ve yağları, demir gibi elementleri depolayabilir veya vücuttaki işleyişlerini düzenler. Safra üreterek besinlerin sindirim ve emilimine yardımcı olur. İlaçları ve bazı zehirli maddeleri ve alkolü işleyerek zararsız hale getirmeye çalışır. Kısacası karaciğer vücutta sessiz sakin çalışan ve olmazsa olmaz bir sağlıklı yaşam dostudur. Bu nedenle karaciğer sağlığının korunması çok önemlidir.

Genel olarak sağlıklı yaşam için önerilen dengeli bir diyet, hareketli bir yaşam, hijyenik kurallara uyum, çocukluk çağı aşılarının tamamlanması aynı zamanda karaciğer sağlığının korunması açısından da temel olan önlemlerdir.

Karaciğer Nasıl Zarar Görür ?

Karaciğer çeşitli nedenlerle zarara uğrayabilir. Aslında kendini yeni ve sağlıklı bir doku geliştirerek yenileme kapasitesine sahip olmakla beraber, son dönem karaciğer hastalığı yani siroza dek ilerleyen ve karaciğer değişimi gerektiren durumlar da oluşabilir. Çocukluk yaş grubunda da hafif veya çok ağır karaciğer işlev bozukluğuna yol açan pek çok hastalık bilinmektedir.

Bu hastalıklar doğmalık olabileceği gibi sonradan kazanılmış da olabilir. Doğuştan karaciğer hastalıkları, özellikle safra yollarının gelişim problemleri erken teşhis edilmelidir. Safra yollarında gelişim problemi olan bebeklerin uzamış sarılıkları vardır ve dışkıları beyaz-camcı macunu rengindedir.

Annelerin ve sağlık çalışanlarının dışkı rengi konusunda dikkatli olması gerekir. Yine bebeklik döneminde görülen doğuştan enfeksiyonların önlenmesi ve tedavisi düzenli gebelik kontrollerinin yapılmasına bağlıdır.

Ülkemizde kalıtsal geçiş gösteren ve karaciğerde ciddi hasarlanmaya neden olan metabolik-genetik hastalıklar sıktır. Bu hastalıklar sarılık, kusma, kanamalar, kilo alamama gibi bulgularla bebeklikte ortaya çıkar.

Doğuştan genetik hastalıklar bazen senelerce belirtisiz, sessiz kalıp, okul yaşlarında bulgu verebilir Bu hastalıklar akraba evliliği yapan çiftlerin çocuklarında sıktır ve akraba evliliğinin önlenmesi temel korunma olacaktır. Kardeşlerden birinde böyle bir hastalık varsa diğer kardeşlerin gözden geçirilmesi hastalığın erken tanınmasını sağlayacaktır.

Ülkemizde bebeklere yapılan hepatit B ve şu anda her bebeğe yapılmayan ancak isteyen ailelerin 1 yaştan büyük çocuklarına yaptırabilecekleri hepatit A aşısı, çocukları A ve B tipi sarılıktan koruyacaktır. Ayrıca hepatit B taşıyan gebelerin belirlenmesi ve bu annelerin bebeklerine doğumda yapılacak serum ve aşılarla hastalığın önlenmesi gereklidir.

Mikrobik sarılıklardan korunmada aşılar önemlidir. Ancak her etken için aşı mevcut olmadığından kişisel ve su besin temizliğine dikkat ederek bulaş olasılığını azaltmak esastır. Ayrıca bulaşıcı sarılık, diş fırçası gibi kişisel temizlik eşyalarının ortak kullanılması, dövme yaptırılması ve özellikle ergenlerde görülebilecek uyuşturucu madde kullanımı veya önlemsiz cinsel ilişki ile yayılabileceğinden bu davranışlardan kaçınılmalıdır. Viral hepatit dediğimiz enfeksiyonlardan korunma aynı zamanda karaciğer sirozu ve karaciğer kanserinden korunmayı sağlayacaktır.

İlaçlar ve Karaciğer Etkileşimi

İlaç ve ilaç dışı bazı maddeler değişik derecelerde karaciğer hastalığı oluşturabilir. Ormanlık alanlardan toplanan mantarlarla zehirlenmeler, karaciğer nakli yapılmazsa ölümle sonuçlanabilen ciddi karaciğer yetmezliği nedeni olabilirler. Bu nedenle kültür mantarları dışında, bilinmeyen mantarların tüketimi tehlikelidir. Diğer yandan karaciğer sağlığına yararlı olduğu söylenen, aktarlarda satılan ancak ne miktarlarda alındığında hangi etkileri oluşturacağından emin olmadığımız bitkisel ürünlerin kullanımı çeşitli tehlikeleri barındırabilir.

İlaçlarla zehirlenmeler ise kazara veya intihar amacı ile olmaktadır. Ateş düşürücü olarak kullanılan ‘parasetamol’ zehirlenmelerinde karaciğer yetmezliği gelişebilir. Aşırı dozda alınan A vitamini karaciğere çok zararlıdır. İlaçların çocuklardan uzak ve güvenli yerlerde tutulması, kullanım şekli ve dozlara dikkat edilmesi bu tip zehirlenmelerin önüne geçecektir.

Çocukların oynamak amacı ile aldığı ve inorganik fosfor içeren ‘çatapat’ların yenmesi ölümcül karaciğer hastalığına neden olabilir.

Özellikle ergenlerde karşılaşılabilecek bir diğer sorun kronik alkol kullanımı olabilir. Alkol, kullanılan süre ve miktar ile ilişkili olarak karaciğer sağlığını bozar. Alkolle birlikte ilaç alınması, ilaçların karaciğer üzerine olan zararlı etkilerini arttırabilir.

Karaciğer ve Beslenme Alışkanlıkları

Son yıllarda çocukların beslenme alışkanlıklarındaki değişiklikler, hazır besinler, ‘fast-food’ olarak adlandırılan hamburger vs menüleri, aşırı yağlı yiyecekler, yüksek fruktoz içerikli gazlı içecekler ve bilgisayar-televizyon karşısında geçirilen hareketsiz saatler şişmanlık ve bununla ilişkili sorunların artmasına yol açmıştır. İleri derecede şişman çocuklarda karaciğer yağlanması gelişir ve siroza dek ilerleyebilir. Şişmanlığa bağlı yağlı karaciğer hastalığında kullanılan ilaçlar olsa da başarı şansı düşüktür.

Sağlıklı bir diyet ve düzenli yapılan egzersizle şişmanlığın önlenmesi veya kilo kaybının sağlanması esas yaklaşım olmalıdır. Karaciğer sağlığı için yararlı olan beslenme biçimi, taze meyve ve sebze, tahıllar, süt, süt ürünü ve protein kaynaklarını içeren dengeli bir diyettir. Çok şekerli, tuzlu ve aşırı yağlı besinlerden kaçınılmalıdır.

Karaciğer sağlığı için özellikle yararlı olduğu düşünülen enginar konusunda kesin bilimsel bir veri yoktur. Ancak safra üretimini arttırdığı ve ‘slymarin’ isimli bir antioksidan madde barındırdığı bilinmektedir. ‘Slymarin’ içeren deve dikeni sütü, hazır kapsüller halinde ve ‘Milk Thistle’ ismi ile satılmaktadır. Kanıtlanmış iyileştirici etkileri bilinmemekle birlikte karaciğer sağlığının korunmasına yardımcı olabileceği düşünülmektedir.

Özetle çocuklarda karaciğer sağlığının korunması, eş seçiminden başlayıp, sağlıklı bir gebelik takibi, aşılama ve beslenmeye uzanan, önleyici yöntemlerin, erken tanı ve tedavi yöntemlerinin uygulanmasını gerektiren bir süreçtir.

Prof. Dr. Buket DALGIÇ tarafından yazılmış ve Koruyucu Sağlık Rehberi Bölüm 32’de yayınlanmıştır. İlgili yayın editörünün izini ile sitemizde paylaşılmıştır.

KAYNAKLAR

1. Lee CK, Jonas MM. Pediatric hepatobiliary disease. Curr Opin Gastroenterol. 2007 May;23(3): 306–9.
2. De Bruyne R, van Biervliet S, Vande Velde S, van Winckel M. Clinical practice: neonatal cholestasis. Eur J Pediatr. 2011 Mar;170(3): 279–84.
3. Roberts EA. Pediatric nonalcoholic fatty liver disease (NAFLD): a “growing” problem? J Hepatol. 2007 Jun;46(6): 1133–42.
4. Murray KF, Hadzic N, Wirth S, Bassett M, Kelly D. Drugrelated hepatotoxicity and acute liver failure. J Pediatr Gastroenterol Nutr. 2008 Oct;47(4): 395–405.
5. Dhawan A. Etiology and prognosis of acute liver failure in children. Liver Transpl. 2008 Oct;14 Suppl 2: S80-4.
6. Yeung LT, Roberts EA. Current issues in the management of paediatric viral hepatitis. Liver Int. 2010 Jan;30(1): 5-18.

 


Yorumlar