Kullanma Talimatı | Nedir Ne İçin Kullanılır |
Nasıl Kullanılır | Yan Etkileri |
Eş Değerleri | Dikkat Edilmesi Gerekenler |
Kısa Ürün Bilgisi | Prospektus |
VENLADEP XR 37.5 mg mikropellet kapsül
Her bir kapsül 37,5 mg venlafaksine eşdeğer, 42,438 mg venlafaksin hidroklorür içerir.
Sukroz…………………...20,88 mg
Şeker pelletleri…………..54,01 mg
Yardımcı maddelerin tam listesi için 6.1'e bakınız.
Uzatılmış salımlı kapsül
Kırık beyaz renkli küresel pelletler içeren, opak beyaz renkli sert jelatin kapsüllerdir.
VENLADEP XR,
Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
Majör depresyonda tavsiye edilen başlangıç dozu günlük 75 mg VENLADEP XR'dır. 75 mg'lık günlük başlangıç dozuna cevap vermeyen hastalar, günde en fazla 375 mg'lık dozdan yarar görebilirler. Yaygın anksiyete bozukluğunda tavsiye edilen başlangıç dozu günlük 75 mg VENLADEP XR'dır. 75 mg'lık günlük başlangıç dozuna cevap vermeyen hastalar, günde en fazla 225 mg'lık dozdan yarar görebilirler. Sosyal fobide tavsiye edilen doz günlük 75 mg VENLADEP XR'dır. Daha yüksek dozların ilave yarar sağladığına dair bir kanıt bulunmamaktadır. Bununla birlikte, 75 mg'lık günlük başlangıç dozuna cevap vermeyen hastalarda dozun günde en fazla 225 mg'a çıkarılması düşünülebilir. Panik bozukluğunda tavsiye edilen doz 7 gün, günde 1 kez 37,5 mg VENLADEP XR'dır. Daha sonra doz günde 75 mg'a yükseltilmelidir. Günde 75 mg'lık doza cevap vermeyen hastalar, günde en fazla 225 mg'lık dozdan yarar görebilirler.
Doz artışları yaklaşık 2 haftalık veya daha fazla aralıklarla yapılmalıdır, ancak 4 günden kısa aralıklarla yapılmamalıdır.
Tedavi her hastada ayrı ayrı (veya hasta bazında) düzenli olarak tekrar değerlendirilmelidir. En düşük etkin doz saptanarak tedaviye devam edilmelidir.
Uygulama şekli:
VENLADEP XR'ın yemek ile birlikte alınması tavsiye edilir. Her kapsül bütün olarak sıvıyla yutulmalıdır. Kapsül bölünmemeli, ezilmemeli, çiğnenmemeli veya suya karıştırılmamalıdır. VENLADEP XR günde bir kez ve aşağı yukarı aynı saatlerde (sabah ya da akşam) alınmalıdır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Böbrek/karaciğer yetmezliği
Böbrek ve/veya karaciğer yetmezliği olan hastaların düşük dozda venlafaksin almaları gerekir.
Glomerüler filtrasyon hızı 30-70 mL/dk olan hastalarda doz ayarlamasına gerek olmamakla birlikte dikkatli olunmalıdır. Klirens hastadan hastaya değişebileceğinden kişiye göre doz ayarlaması gerekebilir.
Hemodiyaliz gereken, glomerüler filtrasyon hızı <30 mL/dk olan şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda doz %50 oranında azaltılmalıdır.
Hafif ile orta derecede karaciğer yetmezliği olan hastalarda venlafaksinin toplam günlük dozu %50 oranında azaltılmalıdır. Bazı hastalar için %50'den fazla doz azaltılması uygun olabilir. Klirens hastadan hastaya değişebileceğinden kişiye göre doz ayarlaması gerekebilir.
Şiddetli karaciğer yetmezliği olan hastalarda sınırlı veri mevcuttur. Dikkatli olunmalı ve doz %50’den fazla azaltılmalıdır. Şiddetli karaciğer yetmezliğinde yarar risk oranı karşılaştırması yapılmalıdır
Pediyatrik popülasyon
18 yaşın altındaki çocuklarda venlafaksinin kullanımına bağlı yeterli deneyim yoktur, venlafaksin kullanımı önerilmez (Bkz. "Özel kullanım uyarıları ve önlemleri", "Pediyatrik Kullanım").
Geriyatrik popülasyon
Yaşlı hastalarda, yalnızca yaşlarından dolayı mutad dozda ayarlama yapılması tavsiye edilmez. Ancak yaşlıların tedavisi sırasında dikkatli olunmalıdır. (Böbrek yetmezliği olasılığı, nörotransmitter duyarlılığı ve afinitesindeki olası değişiklikler göz önüne alınmalıdır.) Her zaman en düşük etkin doz kullanılmalıdır. Doz artışı gerektiğinde hastalar yakından takip edilmelidir.
Devam tedavisi
Depresyonun nüksünün ve yeni epizodların engellenmesi için gerekli doz, başlangıç tedavisinde olduğu gibi günde 1 kez 75 mg VENLADEP XR'dır.
Doktor, her hastada uzun-dönem venlafaksin tedavisinin yararını periyodik olarak değerlendirmelidir. Akut majör depresyon vakalarının, birkaç ay veya daha uzun süre ile farmakolojik tedavi gerektirdiği genellikle kabul edilmektedir. Venlafaksinin uzun süreli (12 aya kadar) depresyon tedavisinde etkinliği gösterilmiştir. Anksiyete, Sosyal Fobi ve Panik Bozukluğu tedavisinde 6 aya kadar etkinliği gösterilmiştir.
Venlafaksinin kesilmesi
İlacın aniden kesilmesinden kaçınılmalıdır. Kesilme reaksiyonları riskini azaltmak için, venlafaksin tedavisi kesilirken doz en az 1- 2 haftalık periyodlarla kademeli olarak azaltılmalıdır. Dozun azaltılması veya tedavinin kesilmesi sonrası kesilme reaksiyonları meydana gelirse, daha önce reçetelenmiş doza dönülmesi düşünülebilir. Ardından doz azaltılmasının daha yavaş şekilde yapılması tavsiye edilir.
VENLADEP XR, venlafaksine veya formülasyondaki maddelerin herhangi birine aşırı hassasiyeti olduğu bilinen hastalarda kontrendikedir.
Monoamin oksidaz inhibitörleri (MAOI) ile birlikte kullanımı kontrendikedir (Bkz. "Özel kullanım uyarıları ve önlemleri"). Birlikte kullanımında ajitasyon, tremor, hipertermi gibi serotonin sendromu belirtilerinin görülme riski ortaya çıkar.
MAOI tedavisinin kesilmesinden sonra en az 14 gün geçmeden venlafaksin tedavisine başlanmamalıdır. Herhangi bir MAOI kullanımına başlamadan en az 7 gün önce venlafaksin kullanımına son verilmelidir (Bkz. "Özel kullanım uyarıları ve önlemleri" ve "Diğer tıbbi ürünler ile etkileşimler ve diğer etkileşim şekilleri").
İntihar/intihar düşüncesi veya klinik kötüleşme
Majör Depresyon ve diğer psikiyatrik bozuklukları olan çocuk ve gençlerde yapılan kısa-dönemli klinik çalışmalarda antidepresanlar intihar düşünce ve davranışlarının (intihara yatkınlık) riskini arttırmıştır. Çocuk veya gençte VENLADEP veya herhangi diğer bir antidepresan kullanılması düşünüldüğünde, tanımlanan risk ile klinik ihtiyaç dengelenmelidir. İntihar ile ilgili uyarıya bakınız. Antidepresan ilaçların çocuklar ve 24 yaşına kadar olan gençlerdeki kullanımlarının intihar düşünce ya da davranışlarını artırma olasılığı bulunmaktadır. Bu nedenle özellikle tedavinin başlangıcı ve ilk aylarında, ilaç dozunun artırılma/azaltılma ya da kesilme dönemlerinde hastanın gösterebileceği huzursuzluk, aşırı hareketlilik gibi beklenmedik davranış değişiklikleri ya da intihar olasılığı gibi nedenlerle hastanın gerek ailesi gerekse tedavi ediciler tarafından yakinen izlenmesi gereklidir. VENLADEP XR pediatrik hastalarda (18 yaş altı) kullanım için onaylı değildir. |
Depresyon, kişide intihar düşüncesi, kendine zarar verme ve intihar (intiharla ilişkili olaylar) riskinde artışla ilişkilendirilmiştir. Bu risk, anlamlı bir remisyon gerçekleşinceye kadar devam etmektedir. Klinik iyileşme tedavinin ilk birkaç haftasında gerçekleşmeyebileceğinden, hastalar iyileşme olana kadar yakından izlenmelidirler. Genel klinik deneyim, iyileşme döneminin başında intihar riskinin artabileceği yönündedir.
Aynı şekilde venlafaksin reçete edildiği diğer psikiyatrik hastalıklarda intiharla ilgili olaylarda artışla ilişkilendirilebilmektedir. Buna ek olarak bu hastalıklar, majör depresif bozuklukla komorbid olabilir. Bu nedenle, majör depresif bozukluğu bulunan hastaların tedavisinde uygulanan önlemlerin aynısı diğer psikiyatrik hastalıkları bulunan hastaların tedavisi sırasında da uygulanmalıdır.
Geçmişlerinde intihar ilişkili olaylar bulunan ya da tedavinin başlangıcından önce ciddi şekilde intihar düşünceleri olan hastaların intihar düşüncesi ya da intihar girişimi açısından daha yüksek risk taşıdığı bilinmektedir ve tedavi sırasında yakın takipleri gereklidir. Plasebo kontrollü klinik çalışmaların meta analizinde, plasebo ile karşılaştırıldığında, psikiyatrik rahatsızlık nedeniyle antidepresan ilaç kullanan yetişkinlerde, 25 yaşın altındaki hastalarda intihar davranışlarının arttığı gözlemlenmiştir.
Yüksek risk altındaki hastalarda, özellikle tedavinin başlangıcı ve ilaç dozunun değiştirildiği dönemlerde tedaviye yakın takip eşlik etmelidir. Hastalar ve hasta yakınları klinik durumun kötüleşmesi, intihar düşünce veya davranışının ortaya çıkması ya da davranışlarında anormal değişiklik olmasının takip edilmesi gerektiği ve bu semptomlar görüldüğünde derhal tıbbi yardım almaları konusunda uyarılmalıdırlar.
Çocuklarda ve 18 yaşın altındaki gençlerde kullanımı:
VENLADEP XR’ın 18 yaşın altındaki çocuklar ve gençlerin tedavisinde endikasyonu yoktur. Klinik çalışmalarda antidepresanlarla tedavi edilen çocuk ve gençlerde plaseboyla tedavi edilenlere oranla intiharla ilgili davranışlar (intihar girişimi ve düşüncesi) ve saldırganlık (ağırlıklı olarak agresyon, karşıt davranış ve öfke) daha yüksek sıklıkta gözlenmiştir. Yine de klinik ihtiyaç doğrultusunda tedaviye karar verildiği takdirde intihar semptomları açısından dikkatle takip edilmelidir. Bunun yanı sıra çocuk ve adölesanların büyüme, ergenlik, bilişsel ve davranışsal gelişimine ilişkin uzun süreli güvenlilik verileri bulunmamaktadır.
Kemik kırığı:
Epidemiyolojik çalışmalarda, venlafaksinin de dahil olduğu serotonin geri alım inhibitörlerini kullanan hastalarda kemik kırığı riskinde artış gözlenmiştir. Bu riske yol açan mekanizma tam olarak anlaşılamamıştır.
Serotonin sendromu:
Diğer serotonerjik ajanlarla olduğu gibi, venlafaksinin özellikle serotonerjik nörotransmitter sistemi etkileyen ilaçlar (triptanlar, SSGAİ’ler, selektif noradrenalin geri alım inhibitörleri (SNGAİ),lityum, sibütramin, St. John’s Wort [Hypericum perforatum] fentanil ve analogları, tramadol, dekstrometorfan, tapentadol, pethidin, metadon ve pentazosin dahil olmak üzere) serotonin metabolizmasını azaltan ilaçlarla (MAOI’ler örn. metilen mavisi dahil), serotonin öncüleri (triptofan gibi) veya antipsikotikler ya da diğer dopamin antagonistleri ile birlikte uygulanması durumunda potansiyel olarak yaşamı tehdit edici serotonin sendromu meydana gelebilir. (Bkz. Bölüm 4.3 ve 4.5)
Serotonin sendromu semptomları arasında mental durum değişiklikleri (örn. ajitasyon, halüsinasyonlar ve koma), otonom dengesizlikler (örn. taşikardi, kan basıncında dalgalanmalar ve hipertermi), nöromüsküler değişiklikler (örn. hiperrefleksi, koordinasyon bozukluğu), ve/veya gastrointestinal semptomlar (örn. bulantı, kusma ve diyare) sayılabilir. Serotonin sendromu, en şiddetli şekilde, potansiyel olarak vital bulgularda hızlı dalgalanma ve mental durum değişiklikleri ile birlikte hipertermi, kaslarda rijidite, otonom dengesizlikle karakterize olan NMS’ye benzer şekilde ortaya çıkabilir.
Venlafaksinin serotonerjik ve/veya dopaminerjik nörotransmiter sistemlerini etkileyebilen diğer ajanlarla birlikte kullanılmasının klinik olarak gerekli olması halinde hastanın, özellikle tedavinin başlatılması ve doz artırımları sırasında dikkatle izlenmesi önerilir.
Venlafaksinin serotonin öncülleri (triptofan ürünleri gibi) ile birlikte kullanılması önerilmemektedir.
VENLADEP XR, MAOI ile birlikte veya MAOI tedavisinin kesilmesini takip eden 14 gün içinde kullanılmamalıdır. VENLADEP XR kullanımına son verildikten sonra bir MAOI’ne başlamadan önce en az 7 gün geçmelidir (Bkz Bölüm 4.5).
MAOI kullanımının kesilmesi ile VENLADEP XR tedavisine başlanması arasındaki zaman aralığıyla ilgili yukarıda bahsedilen öneriler irreversibl MAOI düşünülerek yapılmıştır. Reversibl MAOI olan moklobemid kullanımının kesilmesi ve VENLADEP XR tedavisine başlanması arasında geçmesi gereken zaman 14 günden az olabilir. Ancak, MAOI ile ilgili yukarıda bahsedilen advers reaksiyonların riskinden dolayı moklobemidten VENLADEP XR tedavisine geçerken yeterli bir zaman aralığı verilmesi sağlanmalıdır. Moklobemidin farmakolojik özellikleri ve hastanın kişisel değerlendirmesi göz önünde tutularak uygun bir arındırma dönemi uygulanmalıdır.
MAOI ile selektif serotonin geri alım inhibitörleri (SSGAİ’ler) veya trisiklik antidepresanların birlikte kullanılması ile de benzer etkileşim ve advers reaksiyonlar bildirilmiştir.
Konvülsiyonlar:
Venlafaksin tedavisi ile konvülsiyonlar görülebilir. Tüm antidepresanlar gibi VENLADEP XR, daha önce konvülsiyonlar görülmüş hastalarda dikkatli kullanılmalıdır ve ilgili hastalar yakinen izlenmelidir. Herhangi bir hastada nöbet gelişirse tedaviye son verilmelidir.
Hiponatremi:
Dehidrate veya sıvı kaybı olan hastalarda venlafaksin kullanımı ile hiponatremi ve/veya uygunsuz antidiüretik hormon salgılanması sendromu (UADHSS) görülebilir. Yaşlı hastalar, diüretik kullanan hastalar ve başka bir nedenle sıvı kaybı olan hastalar bu durum için daha büyük risk altında olabilirler.
İlaç suistimali ve bağımlılığı:
Klinik çalışmalarda ilaç arama davranışı, tolerans gelişimi veya doz arttırımı ile ilgili kanıt gözlenmemiştir.
İn vitro çalışmalar venlafaksinin opioid, benzodiazepin, fensiklidin (PCD) veya N-metil-D-aspartik asit reseptörlerine hemen hemen hiç afinitesinin olmadığını göstermiştir. Sıçanlarda venlafaksinin merkezi sinir sistemini uyarıcı hiçbir aktivitesi bulunmamıştır. Primatlarda yürütülen ilaç ayırt etme çalışmalarında, venlafaksin uyarıcı veya baskılayıcı ilaç kötüye kullanımı yatkınlığı göstermemiştir. Kendine uygulama çalışmalarında, makak maymunlarının venlafaksini intravenöz olarak kendilerine uyguladıkları gözlenmiştir.
Kalp hastalığı ve aritmi riski:
Venlafaksin, geçmişinde miyokard enfarktüsü veya stabil olmayan kalp hastalığı olan hastalarda değerlendirilmemiştir. Bu nedenle sözü edilen hasta grubunda dikkatli kullanılmalıdır.
Pazarlama sonrası deneyimlerde, venlafaksin ile özellikle doz aşımı kullanımda veya QTc uzaması/Torsades de Pointes (TdP) için diğer risk faktörlerini taşıyan hastalarda, QTc uzaması, TdP, ventriküler taşikardi ve fatal kardiyak aritmi vakaları bildirilmiştir. Ciddi kardiyak aritmi veya QTc uzaması riski yüksek hastalarda venlafaksin verilmeden önce risk ve fayda dengesi değerlendirilmelidir (Bkz. Bölüm 5.1).
Kan basıncı:
Venlafaksin ile tedavi edilen bazı hastalarda kan basıncında doza bağlı artışlar gözlenmiştir. Pazarlama sonrası kullanımda acil tedavi gerektiren kan basıncı artışları gözlemlenmiştir. Tedavi edilmiş hipertansiyon veya başlangıçta yükselmiş kan basıncı olan hastalarda venlafaksin tedavisi ile daha fazla artış eğilimi görülmemektedir. Kan basıncı, tedavinin başlangıcı ve doz arttırımlarından sonra periyodik olarak gözden geçirilmelidir. Kan basıncı artışı ile durumu tehlikeye girebilecek hastalarda (kalp fonksiyonları bozulmuş hastalar gibi) dikkatli olunmalıdır.
Kalp atım hızı:
Özellikle yüksek dozlar ile kalp atım hızında artmalar oluşabilir. Buna bağlı olarak olumsuz etkilenebilecek hastalığı olanlarda ilaç dikkatli kullanılmalıdır.
Dar açılı glokom:
Venlafaksin ile bağlantılı olarak midriyazis oluşabilir. Göz içi tansiyonu artmış olan veya akut dar açılı glokom (açı kapanması glokomu) riski taşıyan hastaların yakından izlenmesi tavsiye edilir.
Mani/Hipomani:
Venlafaksin dahil antidepresan kullanan ruhsal bozukluğu olan hastaların küçük bir kısmında mani/hipomani oluşabilir. Diğer antidepresanlarda olduğu gibi venlafaksin, geçmişinde bipolar bozukluk hikayesi bulunan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
Agresyon:
Venlafaksin dahil antidepresan kullanan hastaların ufak bir kısmında, doz azaltımı, doz değişimi veya tedavinin kesilmesi sırasında, agresyon görülebilir. Diğer antidepresanlarda olduğu gibi venlafaksin, agresyon hikayesi olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
Anormal kanama:
Serotonin geri alımını inhibe eden ilaçlar trombosit fonksiyonlarını azaltabilir. SSGAİ ve SNGAİ kullanımına bağlı kanama; ekimoz, hematom, epistaksis ve peteşiden gastrointestinal hemoraji ve yaşamı tehdit edici hemorajiye kadar çeşitlilik gösterebilir. Hemoraji riski venlafaksin kullanan hastalarda artabilir. Diğer serotonin geri alım inhibitörleri gibi venlafaksin de, antikoagülan ve trombosit inhibitörü alanlar da dahil olmak üzere, kanamaya eğilimi olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
Zayıflatıcı ajanlarla eş zamanlı kullanımı:
Venlafaksin tedavisinin fentermin dahil, zayıflatıcı ajanlarla kombine kullanımında güvenliliği ve etkililiği kanıtlanmamıştır. Venlafaksinin zayıflatıcı ajanlar ile beraber kullanımı önerilmemektedir. Venlafaksin tek başına veya diğer ürünlerle kombine kullanımda zayıflatmada endike değildir.
Serum kolesterol:
Plasebo kontrollü klinik çalışmalarda, en az 3 ay venlafaksin ile tedavi edilen hastaların %5,3'ünde serum kolesterol düzeylerinde artış izlenirken, plasebo alanlarda artış %0,0'dır. Uzun süreli tedavi sırasında serum kolesterol düzeylerinin takibi düşünülmelidir.
Tedavinin kesilmesi:
Tedavinin kesilmesi ile özellikle tedaviye aniden son verilmesi sonucu kesilme belirtileri yaygındır. Klinik çalışmalarda, tedavinin sonlandırılması ile (dozun azaltılarak kesilmesi ya da azaltılmaksızın kesilmesi ile) venlafaksin ile tedavi gören hastaların %31’inde ve plasebo alan hastaların %17’sinde advers reaksiyonlar gözlenmiştir.
Kesilme belirtilerinin görülme riski, tedavi süresi, tedavi dozu ve dozun azaltılma hızı gibi çeşitli nedenlere bağlı olabilir. Sersemlik, duyusal bozukluklar (parestezi dahil), uyku bozuklukları (uykusuzluk ve yoğun rüyalar dahil), ajitasyon veya anksiyete, bulantı ve/veya kusma, titreme ve baş ağrısı en sık bildirilen reaksiyonlardır. Genel olarak semptomlar hafif ila orta şiddettedir; ancak bazı hastalarda şiddetli olabilir. Semptomlar çoğunlukla tedavinin sonlanmasını takiben birkaç gün içerisinde oluşur. Ancak bilmeyerek bir dozu kaçıran hastalarda da çok nadir olarak benzer semptomlar bildirilmiştir. Genellikle semptomlar kendiliğinden ve 2 hafta içerisinde çözümlenir. Bazı hastalarda bu süre uzayabilir (2-3 ay ya da daha fazla). Bu nedenle tedavi sonlandırılacağı zaman venlafaksin; hastanın ihtiyacına göre birkaç hafta ya da ay olacak şekilde belirli bir süre kademeli olarak azaltılmalıdır (Bkz Bölüm 4.2).
Akatizi/psikomotor huzursuzluk:
Venlafaksin kullanımı akatizi ile ilişkilendirilmiştir. Akatizi subjektif olarak hoş olmayan veya sıkıntı veren huzursuzluk hissi ve çoğunlukla oturamama ya da kıpırdamadan duramama ile birlikte hareket etme ihtiyacı ile karakterizedir. Bu durum genellikle tedavinin ilk birkaç haftasında meydana gelir. Bu semptomları gösteren hastalarda doz artışı yapmak zararlı olabilir.
Ağız kuruluğu:
Venlafaksin ile tedavi gören hastaların %10’unda ağız kuruluğu bildirilmiştir. Bu durum diş çürümesi riskini arttırabilir ve hastalar dental hijyenin önemi konusunda bilgilendirilmelidir.
Diyabet:
Diyabeti olan hastalarda herhangi bir SSGAİ veya venlafaksin ile tedavi glisemik kontrolü değiştirebilir. İnsülin ve/veya oral antidiyabetik ilaçların dozunun düzenlenmesi gerekebilir.
İlaç - Laboratuar test etkileşimleri:
Venlafaksin kullanan hastaların idrarlarında fensiklidin (PCP) ve amfetamin için yapılan immünolojik tarama testlerinde hatalı pozitif sonuçlar bildirilmiştir. Bu sonuçlar, tarama testlerinin spesifitesinin olmamasına bağlıdır. Hatalı pozitif test sonuçları, venlafaksin tedavisi sonlandırıldıktan sonraki birkaç gün süreyle de gözlenebilir. Gaz kromatografisi/ kütle spektrometrisi gibi doğrulayıcı testler venlafaksini PCP ve amfetaminden ayırt eder.
VENLADEP XR yardımcı madde olarak sukroz ve şeker pelletleri içerir. Nadir kalıtımsal fruktoz intoleransı, glukoz-galaktoz malabsorpsiyon veya sukroz-izomaltaz yetmezliği problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
Monoamin Oksidaz İnhibitörleri (MAOI)
Geri dönüşümsüz seçici olmayan MAOI’ler
Venlafaksin geri dönüşümsüz seçici olmayan MAOI’lerle birlikte kullanılmamalıdır. Venlafaksin, geri dönüşümsüz seçici olmayan MAOI tedavisi kesildikten sonra en az 14 gün süreyle başlanmamalıdır. Geri dönüşümsüz seçici olmayan MAOI tedavisine başlanmadan en az 7 gün önce venlafaksin tedavisine son verilmiş olmalıdır (Bkz. Bölüm 4.3 ve 4.4).
Geri dönüşümlü, seçici MAO-A inhibitörü (moklobemid)
Serotonin sendromu riski sebebiyle, venlafaksinin moklobemid gibi bir geri dönüşümlü ve seçici MAO inhibitörüyle birlikte kullanılması önerilmez. Geri dönüşümlü MAO-inhibitör tedavisinin ardından; 14 günden daha kısa bir ilaç kesilme süresinde venlafaksin tedavisine başlanabilir. Venlafaksin tedavisinin geri dönüşümlü MAOI tedavisine başlanmadan en az 7 gün önce sonlandırılmış olması önerilmektedir (Bkz. Bölüm 4.4).
Geri dönüşümlü, seçici olmayan - MAOI (linezolid)
Antibiyotik linezolid, zayıf bir geri dönüşümlü ve seçici olmayan MAOI’dir ve venlafaksinle tedavi edilen hastalara verilmemelidir (Bkz. Bölüm 4.4).
Yakın geçmişte MAOI tedavisi kesilen ve venlafaksin başlanan veya yakın dönemde MAOI tedavisine başlanmadan önce venlafaksin tedavisi kesilmiş olan hastalarda şiddetli advers reaksiyonlar bildirilmiştir. Bu reaksiyonlar, tremor, miyoklonus, terleme, bulantı, kusma, ateş basması, baş dönmesi ile nöroleptik malign sendrom benzeri özelliklere sahip hipotermi ve ölümü içermektedir.
Merkezi sinir sistemi üzerine etkili ilaçlar
Venlafaksinin merkezi sinir sistemi üzerinde etkili olan diğer ilaçlar ile birlikte kullanımının neden olabileceği riskler sistematik olarak değerlendirilmemiştir. Bu nedenle, venlafaksin merkezi sinir sistemi üzerinde etkili olan diğer ilaçlar ile birlikte kullanıldığında dikkatli olunması tavsiye edilmektedir.
Serotonin sendromu
Diğer serotonerjik ajanlarla olduğu gibi, venlafaksin ile birlikte özellikle serotonerjik nörotransmitter sistemi etkileyebilen diğer ajanların (triptanlar, SSGAİ’ler, diğer SNGAİ’ler, amfetaminler, lityum, sibutramin, fentanil ve analogları, tramadol, dekstrometorfan, tapentadol, meperidin, metadon, pentazosin veya St. John's Wort [Hypericum perforatum] dahil), serotonin metabolizmasını zayıflatan ilaçların (MAOI'lar, linezolid ve metilen mavisi gibi) veya serotonin öncüllerinin (triptofan ürünleri gibi) uygulanması durumunda potansiyel olarak yaşamı tehdit edici serotonin sendromu meydana gelebilir (Bkz. "Kontrendikasyonlar" ve "Özel kullanım uyarıları ve önlemleri").
Venlafaksin ile bir SSGAİ, SNGAİ veya triptanın birlikte uygulanması klinik olarak destekleniyor ise, özellikle tedavinin başlangıcında veya dozun yükseltilmesi durumunda hastanın dikkatle gözlenmesi önerilmektedir. Venlafaksinin serotonin öncülleri (triptofan ürünleri gibi) ile birlikte kullanılması tavsiye edilmemektedir (Bkz. "Özel kullanım uyarıları ve önlemleri").
Etanol
Venlafaksinin etanolün mental ve motor davranışlara verdiği zararı arttırmadığı gözlenmiştir. Ancak, hastalar, bütün santral sinir sistemi üzerinde etkisi olan ilaçlarda olduğu gibi, venlafaksin kullanırken alkol almamaları konusunda uyarılmalıdırlar.
QT aralığını uzatan ilaçlarla kullanımı
QTc aralığını uzatan diğer ilaçlar ile eş zamanlı kullanımı, QTc uzaması ve/veya ventriküler aritmiler (TdP gibi) için riski arttırmaktadır. Bu ilaçlar ile birlikte kullanımından kaçınılmalıdır (Bkz. Bölüm 4.4).
İlgili ilaç sınıfları şunları içerir:
Bu liste çok kapsamlı bir liste değildir. Bu nedenle QT aralığında anlamlı uzamaya neden olduğu bilinen diğer ilaçların da kullanımından kaçınılmalıdır.
Venlafaksinin diğer tıbbi ürünler üzerindeki etkisi
Lityum
Venlafaksin ve lityumun eşzamanlı kullanımı sırasında serotonin sendromu meydana gelebilir (Bkz. serotonin sendromu).
Diazepam
Venlafaksin, diazepam ve etkin metaboliti desmetildiazepamın farmakokinetik ve farmakodinamiğini etkilemez. Diazepamın, venlafaksin veya O-desmetilvenlafaksinin farmakokinetiğini etkilediği düşünülmemektedir. Diğer benzodiazepinlerle farmakokinetik ve/veya farmakodinamik etkileşimin var olup olmadığı bilinmemektedir.
İmipramin
Venlafaksin, imipramin ve 2-OH-imipraminin farmakokinetiğini etkilememiştir. Venlafaksin 75 mg ila 150 mg/gün şeklinde uygulandığında 2-OH-desipramine EAA’sında doza bağımlı olarak 2,5 ila 4,5 kat artış meydana gelmiştir. İmipramin, venlafaksin ve O-desmetilvenlafaksinin farmakokinetiğini etkilememiştir. Bu etkileşimin klinik önemi bilinmemektedir. Venlafaksin ve imipraminin eşzamanlı kullanımında dikkatli olunmalıdır.
Haloperidol
Haloperidol ile bir farmakokinetik çalışma, toplam oral klirenste %42 azalma, EAA’da %70 artış, Cmaks’ta %88 artış görülmüş, ancak haloperidolün yarılanma ömründe değişiklik ortaya çıkmamıştır. Bu durum, eşzamanlı olarak haloperidol ve venlafaksin tedavisi uygulanan hastalarda göz önünde bulundurulmalıdır. Bu etkileşimin klinik önemi bilinmemektedir.
Risperidon
Venlafaksin, risperidon EAA’sını %50 arttırmasına karşın, toplam aktif maddenin (risperidon ve 9-hydroksirisperidon) farmakokinetik profilini önemli oranda değiştirmemiştir. Bu etkileşimin klinik önemi bilinmemektedir.
Metoprolol
Venlafaksin ve metoprololün sağlıklı gönüllüler üzerinde uygulanan, her iki tıbbi ürüne yönelik bir farmakokinetik etkileşim çalışmasında eşzamanlı kullanım, plazma metoprolol konsantrasyonlarında, aktif metabolit α-hidroksimetoprololün plazma konsantrasyonlarını değiştirmeksizin yaklaşık %30 ila 40 oranında artışla sonuçlanmıştır. Bu bulgunun hipertansif hastalara ilişkin klinik önemi bilinmemektedir. Metoprolol, venlafaksinin veya aktif metaboliti O-desmetilvenlafaksinin farmakokinetik profilini değiştirmemiştir. Venlafaksin ve metoprololün eşzamanlı kullanımında dikkatli olunmalıdır.
İndinavir
İndinavir ile yapılmış bir farmakokinetik çalışmada, indinavirin EAA değerinde %28, Cmaks değerinde ise %36 azalma görülmüştür. İndinavir, venlafaksin ve O-desmetilvenlafaksinin farmakokinetiğini etkilemez. Bu etkileşimin klinik önemi bilinmemektedir.
Simetidin
Kararlı plazma konsantrasyonunda, simetidinin venlafaksinin ilk geçiş metabolizmasını inhibe ettiği gösterilmiştir; ancak, simetidinin O-desmetilvenlafaksinin farmakokinetiği üzerinde etkisi bulunmamıştır. Venlafaksin ve O-desmetilvenlafaksinin genel farmakolojik aktivitesinde hastaların çoğunda sadece hafif derecede artış olması beklenir. Yaşlılarda ve karaciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalarda bu etkileşim daha sıktır.
Ketokonazol:
CYP2D6'ın zayıf metabolizörleri (ZM) ve güçlü metabolizörlerinde (GM) ketokonazol ile yapılan bir farmakokinetik çalışma, hem venlafaksinin (sırasıyla CYP2D6 ZM’de %70 ve GM deneklerde %21) hem O-desmetilvenlafaksinin (CYP2D6 ZM’de %33 ve GM’de %23) yüksek plazma konsantrasyonlarıyla sonuçlanmıştır.
CYP3A4 inhibitörlerinin (örn. Atazanavir, klaritromisin, indinavir, itrakonazol, vorikonazol, posakonazol, ketokonazol, nelfinavir, ritonavir, sakinavir, telitromisin) venlafaksin ile birlikte kullanılması, venlafaksin ve O-desmetilvenlafaksin seviyelerini arttırabilir. Bu nedenle, hastanın tedavisi eş zamanlı olarak bir CYP3A4 inhibitörü ve venlafaksin içeriyorsa dikkatli olunmalıdır.
Sitokrom P450 izoenzimleri ile metabolize olan ilaçlar
Çalışmalar venlafaksinin, CYP2D6'nın görece zayıf bir inhibitörü olduğunu göstermektedir. Venlafaksin in vitro olarak CYP3A4 (alprazolam ve karbamazepin), CYP1A2 (kafein) ve CYP2C9 (tolbutamid) ya da CYP2C19 (dizazepam)'u inhibe etmemiştir.
Oral kontraseptifler
Pazarlama sonrası deneyimlerde venlafaksin tedavisi sırasında, oral kontraseptif kullanan kişilerde istenmeyen gebelikler bildirilmiştir. Bu gebeliklerin venlafaksin ile ilaç etkileşmesinin bir sonucu olduğuna dair net bir kanıt yoktur. Venlafaksin ve hormonal kontraseptiflerle herhangi bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Pediatrik popülasyon
18 yaşın altındaki çocuklarda venlafaksinin kullanımına bağlı yeterli deneyim yoktur (Bkz. "Özel kullanım uyarıları ve önlemleri", "Çocuklarda ve 18 yaşın altındaki gençlerde kullanımı").
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: C'dir.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlarda uygun bir doğum kontrol yöntemi kullanımı değerlendirilmelidir.
Gebelik dönemi
Venlafaksinin hamile kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri yoktur.
Selektif Serotonin Geri Alım İnhibitörü (SSGAİ) grubu ilaçların hamilelik süresince alımında, yenidoğanda potansiyel dirençli pulmoner hipertansiyon riski bulunmaktadır.
Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar üreme toksisitesini göstermiştir (Bkz. Bölüm 5.3). İnsanlarda potansiyel risk bilinmemektedir. Gerekli olmadıkça gebelikte kullanılmamalıdır. Venlafaksin, hamile kadınlarda yalnızca, beklenen yarar olası risklerden daha yüksek ise kullanılmalıdır.
Diğer serotonin geri alım inhibitörlerinde (SSGAİ'ler/SNGAİ'ler) olduğu gibi, venlafaksinin doğuma veya doğumdan kısa süre öncesine kadar kullanılması halinde, yenidoğanda kesilme belirtileri görülebilir. Gebeliğin üçüncü trimesterinde venlafaksine maruz kalan bazı yenidoğanlarda tüple beslenmeyi, solunum desteğini veya hastanede daha uzun süre kalmayı gerektiren komplikasyonlar ortaya çıkmıştır. Bu komplikasyonlar doğumdan hemen sonra görülebilmektedir.
Epidemiyolojik veriler, özellikle de gebeliğin sonlarına doğru olmak üzere hamilelik sırasında SSGAİ kullanımının yenidoğanda persistan pulmoner hipertansiyon (PPH) riskini yükseltebileceğini öne sürmektedir. PPH ile SNGAİ tedavisinin ilişkisi hiçbir çalışmada araştırılmamış olmasına rağmen venlafaksinin taşıdığı bu potansiyel risk, etki mekanizması (serotonin geri alım inhibisyonu) dikkate alındığında göz ardı edilememektedir.
Anne adayının gebeliğin son döneminde bir SSGAİ/SNGAİ kullanmış olan yeni doğanlarda şu semptomlar görülebilir: irritabilite, tremor, hipotoni, sürekli ağlama ve emme ya da uyuma güçlüğü. Bu belirtiler serotonerjik etkiler veya maruz kalma semptomlarından kaynaklanabilir. Vakaların birçoğunda bu komplikasyonlar doğumdan hemen sonra veya ilk 24 saat içerisinde gözlenmiştir.
Laktasyon dönemi
Venlafaksin ve O-desmetilvenlafaksin anne sütüne geçmektedir. Pazarlama sonrası deneyimlerde, anne sütüyle beslenen infantlarda, ağlama, irritabilite ve uyku düzeni bozuklukları raporlanmıştır. Anne sütü ile beslenme kesildiği zaman venlafaksinin kesilmesi ile ilişkili semptomlar raporlanmıştır. Emzirilen bebeklere yönelik risk göz ardı edilemez. Bu nedenle, emzirmenin veya VENLADEP XR tedavisinin devamı/kesilmesi yönündeki karar, emzirmenin bebeğe, VENLADEP XR tedavisinin ise anneye sağladığı yarar göz önünde bulundurularak alınmalıdır.
Üreme yeteneği /Fertilite
Hem erkek hem dişi sıçanların venlafaksin metaboliti O-desmetilvenlafaksine maruz kaldıkları bir çalışmada fertilitede azalma gözlenmiştir. Bu bulgunun insanlarla ilgisi bilinmemektedir.
Tüm psikoaktif ilaçlar düşünme, karar verme ve motor becerilerini etkileyebilir. Bu nedenle venlafaksin tedavisi alan hastalar araç ve diğer tehlikeli makineleri kullanırken dikkatli olmaları konusunda uyarılmalıdırlar.
Güvenlilik profili özeti
Klinik çalışmalarda çok yaygın (≥1/10) olarak raporlanan yan etkiler bulantı, ağız kuruluğu, baş ağrısı ve uykuda terleme de dahil olmak üzere terlemedir.
Çok yaygın (≥1/10); yaygın (≥1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (≥1/1.000 ila <1/100); seyrek (≥1/10.000 ila <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Seyrek Agranülositoz*, aplastik anemi*, pansitopeni*, nötropeni*,
Çok seyrek: Trombositopeni*
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Seyrek Anafilaktik reaksiyon*
Endokrin hastalıkları
Seyrek Uygunsuz antidiüretik hormon salınımı *
Çok seyrek: Kan prolaktin seviyesinde artış*
Metabolizma ve beslenme hastalıkları
Yaygın: İştah kaybı
Seyrek: Hiponatremi*
Psikiyatrik hastalıklar
Çok yaygın: İnsomnia
Yaygın: Konfüzyonel durum*, depersonalizasyon*, anormal rüya görme sinirlilik, libido azalması, , ajitasyon*, anorgazmi
Yaygın olmayan: Mani, hipomani, halüsinasyon, derealizasyon, anormal orgazm diş gıcırdatma*, apati,
Seyrek: Deliryum*
Bilinmiyor: İntihar düşüncesi ve intihara yatkınlıka, agresyonb
Sinir sistemi hastalıkları
Çok yaygın: Baş ağrısı*c, baş dönmesi, sedasyon
Yaygın: Akatizi* tremor, parestezi, disguzi
Yaygın olmayan: Senkop, miyoklonus, denge bozukluğu*, anormal koordinasyon*, diskinezi*
Seyrek: Nöroleptik Malign Sendrom (NMS)*, serotonin sendromu*, konvülsiyon, distoni*
Çok seyrek : Tardif diskinezi*
Göz hastalıkları
Yaygın: Bulanık görme de dahil olmak üzere görme bozukluğu, uyum bozukluğu, midriyazis
Seyrek: Dar açılı glokom*
Kulak ve iç kulak hastalıkları
Yaygın: Tinnitus*
Bilinmiyor: Vertigo
Kardiyak hastalıklar
Yaygın: Taşikardi, palpitasyon*
Seyrek: Torsade de Pointes*, ventriküler taşikardi*, ventriküler fibrilasyon, elektrokardiyogramda QT uzaması*
Vasküler hastalıklar
Yaygın: Hipertansiyon, sıcak basması
Yaygın olmayan: Ortostatik hipotansiyon, hipotansiyon*,
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar
Yaygın: Dispne*, esneme
Seyrek: İnterstisyel akciğer hastalığı*, pulmoner eozinofili*
Gastrointestinal hastalıklar
Çok yaygın: Bulantı, ağız kuruluğu, konstipasyon
Yaygın: Diyare*, kusma
Yaygın olmayan: Gastrointestinal hemoraji
Seyrek: Pankreatit*
Hepatobiliyer hastalıklar
Yaygın Olmayan: Anormal karaciğer fonksiyon testi*
Seyrek: Hepatit*
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Çok yaygın: Hiperhidroz* (gece terlemeleri dahil)*
Yaygın: Döküntü, pruritus*
Yaygın olmayan: Ürtiker*, alopesi*, ekimoz, anjiyoödem*, fotosensitivite reaksiyonu
Seyrek: Stevens-Johnson sendromu*, toksik epidermal nekroliz*, eritema multiforme*
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları
Yaygın: Hipertoni
Seyrek : Rabdomiyoliz*
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Yaygın: İdrar yapmada duraksama, idrar retansiyonu, pollaküri*
Yaygın olmayan: Üriner inkontinans*
Üreme sistemi ve meme hastalıkları
Yaygın: Menoraji*, metroraji*, erektil disfonksiyon, ejakülasyon bozukluğu
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Yaygın: Halsizlik *, asteni, ürperti *
Çok seyrek: Mukozal hemoraji*
Araştırmalar:
Yaygın: Kilo artışı, kilo kaybı, kan kolesterol oranında artış
Çok seyrek: Kanama zamanı uzaması*
*: Pazarlama sonrası tespit edilen yan etkiler
a: Venlafaksin terapisi sırasında veya tedavinin kesilmesini takip eden erken dönemde intihar düşüncesi ve intihara yatkınlık vakaları bildirilmiştir (Bkz. Bölüm 4.4).
b: Bkz. Bölüm 4.4
c: Havuzlanmış klinik çalışmalara göre baş ağrısı insidansı venlafaksin ve plasebo için benzer bulunmuştur.
Venlafaksin tedavisinin (özellikle aniden) kesilmesi genellikle yoksunluk semptomlarına yol açabilir.Baş dönmesi, duyusal bozukluklar (parestezi dahil), uyku bozuklukları (uykusuzluk ve yoğun rüya görme dahil), ajitasyon veya anksiyete, bulantı ve/ veya kusma, titreme, vertigo, baş ağrısı ve grip benzeri semptomlar,en sık bildirilen reaksiyonlardır. Bu reaksiyonlar bazı hastalarda şiddetli ve/veya uzun süreli olmakla birlikte, genel olarak hafif- orta seviyede ve kendinden sınırlıdır. Bu nedenle, venlafaksin tedavisine artık ihtiyaç duyulmadığında, tedavinin kademeli olarak doz azaltılması yoluyla kesilmesi gerektiği önerilmektedir (Bkz. Bölüm 4.2 ve 4.4).
Pediyatrik popülasyon
Genellikle, çocuklar ve adölesanlardaki (6-17 yaş) (plasebo kontrollü klinik çalışmalarda) venlafaksinin istenmeyen etki profili yetişkinlerde görülene benzerdi. Yetişkinlerde olduğu gibi, azalmış tat duyusu, kilo kaybı, kan basıncında artış ve serum kolesterol seviyesinde artış gözlenmiştir (Bkz. Bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).
Pediyatrik klinik denemelerde, istenmeyen etki olarak intihar fikri gözlenmiştir. Aynı zamanda düşmanlık ve özellikle de majör depresif bozukluklarda kendine zarar verme raporlarında artış da vardır.
Özellikle, şu istenmeyen etkiler pediatrik hastalarda gözlenmiştir: Abdominal ağrı, ajitasyon, dispepsi, ekimoz, epistaksis ve miyalji.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)'ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e- posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).
Pazarlama sonrası çalışmalarda özellikle diğer ilaçlar ve/veya alkol ile beraber yüksek dozda venlafaksin alımı bildirilmiştir. Doz aşımında en çok bildirilen olaylar taşikardi, uyuşukluk ile koma arasında herhangi bir derecede olmak üzere bilinç düzeyinde değişiklikler, midriyazis, konvülsiyon ve kusmadır. Bildirilen diğer olaylar arasında EKG değişiklikleri (QT aralığının uzaması, dal bloğu, QRS uzaması), ventriküler taşikardi, bradikardi, hipotansiyon, vertigo ve ölüm yer almaktadır.
Geriye dönük yayımlanmış çalışmalar, venlafaksinin SSGAİ’lere oranla daha fazla, trisiklik antidepresanlara oranla ise daha az sayıda aşırı doza bağlı ölüme yol açtığına işaret etmektedir. Epidemiyolojik çalışmalar, venlafaksinle tedavi edilen hastaların SSGAİ’lerle tedavi edilenlere oranla intihar risklerinin daha fazla olduğunu göstermektedir. Aşırı doza bağlı ölümlerin ne kadarının venlafaksin toksisitesine, ne kadarının venlafaksin alan hastaların diğer özelliklerine bağlı olduğu açık değildir. Aşırı doz riskini azaltmak için, venlafaksin, iyi hekimlik uygulamasına uygun biçimde, mümkün olan en düşük miktarlarda reçete edilmelidir.
Doz aşımı tedavisi
Yeterli hava yolu, oksijenizasyon ve ventilasyon sağlanır. Kardiyak ritm ve hayati bulguların izlenmesi tavsiye edilir. Genel destekleyici ve semptomatik ölçümler de tavsiye edilir.
Aspirasyon riski varsa kusturma önerilmez.
Gastrik lavaj, semptomatik hastalarda veya yüksek dozda VENLADEP XR alımının hemen arkasından yapılmak üzere önerilebilir.
Aktif kömür kullanımı ilaç absorpsiyonunu kısıtlayabilir.
Venlafaksinin bilinen spesifik antidotu yoktur.
Zorlu diürez, diyaliz, hemoperfüzyon ve transfüzyonun yararlı olmadığı düşünülmektedir.
Farmakoterapötik grup: Diğer Antidepresanlar
ATC kodu: NO6AX16
Venlafaksinin insanlardaki antidepresan etki mekanizmasının, merkezi sinir sistemindeki nörotransmitter faaliyetini güçlendirmesiyle ilişkili olduğu düşünülmektedir. Preklinik çalışmalar, venlafaksinin ve ana metaboliti O-desmetilvenlafaksinin (ODV) serotonin ve noradrenalin geri alım inhibitörleri olduklarını göstermiştir. Venlafaksin ayrıca dopamin alımını da zayıf oranda inhibe etmektedir. Venlafaksin ve ODV, sadece kronik olarak bu etkiyi gösteren trisiklik ajanların aksine, hem akut (tek doz), hem de kronik uygulamadan sonra β-adrenerjik duyarlılığı azaltır. Bu özellik, venlafaksinin antidepresan etkisinin daha hızlı başlamasına neden olabilir. Venlafaksin ve ODV, nörotransmitter geri alımı ve reseptör bağlanımına ilişkin genel etkileri bakımından son derece benzerdir.
Venlafaksin sıçan beyninde muskarinik, kolinerjik, Hı-histaminerjik veya αı-adrenerjik reseptörleri için in vitro gerçek anlamda hiçbir etkiye sahip değildir. Bu reseptörler üzerindeki farmakolojik etki, antikolinerjik, sedatif ve kardiyovasküler yan etkiler gibi diğer antidepresan tıbbi ürünlerinde görülen çeşitli yan etkilerle ilişkili olabilir.
Venlafaksin monoamin oksidaz (MAO) inhibitör aktivitesine sahip değildir.
İn vitro çalışmalar, venlafaksinin opiat veya benzodiazepine duyarlı reseptörlere gerçek anlamda hiçbir etkiye sahip olmadığını göstermiştir.
Majör depresif epizotlar
Venlafaksin hızlı salımın majör depresif epizotların tedavisine yönelik etkililiği, 375 mg/güne kadar olan dozlar için süresi 4 ila 6 hafta arasında değişen beş randomize, çift kör, plasebo kontrollü, kısa süreli çalışmada gösterilmiştir. Venlafaksin yavaş salımın majör depresif epizotların tedavisine yönelik etkililiği ise, 75 ila 225 mg/gün aralığındaki dozları içeren 8 ila 12 haftalık, kısa süreli, plasebo kontrollü iki çalışma kapsamında kanıtlanmıştır.
Uzun süreli bir çalışmada, 8 haftalık açık etiketli çalışmada ayakta tedavi gören ve venlafaksin yavaş salıma (75, 150 veya 225 mg) yanıt veren erişkin hastalar, aynı venlafaksin yavaş salım dozlarına veya plaseboya tekrarlama (relaps) gözlemi için 26 haftaya kadar randomize edilmiştir.
İkinci uzun süreli çalışmada venlafaksinin 12 ay süreyle tekrarlayan majör depresif epizotların önlenmesine ilişkin etkililiği, son depresyon epizodunda venlafaksin tedavisine (günde iki kez 100 ila 200 mg) yanıt vermiş olan ve ayakta tedavi alan erişkin hastalar üzerinde uygulanan plasebo kontrollü çift kör klinik çalışma kapsamında kanıtlanmıştır.
Yaygın anksiyete bozukluğu
Venlafaksin yavaş salım kapsüllerinin yaygın anksiyete bozukluğunun (YAB) tedavisine yönelik etkililiği, ayakta tedavi gören erişkin hastalar üzerinde iki 8 haftalık, plasebo kontrollü, sabit doz çalışması (75 ila 225 mg/gün), bir 6 aylık, plasebo kontrollü, sabit doz çalışması (75 ila 225 mg/gün) ve bir 6 aylık, plasebo kontrollü, esnek doz (37,5, 75 ve 150 mg/gün) çalışması kapsamında kanıtlanmıştır.
37,5 mg/gün dozunun plaseboya karşı üstünlüğü kanıtlanmış olmasına karşın, bu doz, daha yüksek dozlar kadar tutarlı bir etki göstermemiştir.
Sosyal anksiyete bozukluğu
Venlafaksin yavaş salım kapsüllerinin sosyal anksiyete bozukluğunun tedavisine yönelik etkililiği, ayakta tedavi alan erişkin hastalar üzerinde dört çift kör, paralel grup, 12 hafta süreli, çok merkezli, plasebo kontrollü, esnek doz çalışması ve bir çift kör, paralel grup, 6 ay süreli, plasebo kontrollü, sabit/esnek doz çalışması kapsamında kanıtlanmıştır. Hastalara 75 ila 225 mg/gün aralığında dozlar verilmiştir. 6 aylık çalışmada 75 mg/gün grubuna kıyasla 150 ila 225 mg/gün grubunda daha yüksek etkililiğe dair kanıt elde edilmemiştir.
Panik bozukluk
Venlafaksin uzatılmış salım kapsüllerinin panik bozukluk tedavisindeki etkililiği, ayakta tedavi alan agorafobi ile birlikte veya agorafobi olmaksızın görülen, erişkin panik bozukluğu hastaları üzerinde iki çift kör, 12 haftalık, çok merkezli, plasebo kontrollü çalışma aracılığıyla kanıtlanmıştır. Panik bozukluğu çalışmalarında uygulanan başlangıç dozu 7 gün süreyle 37,5 mg/gündür. Hastalara ardından bir çalışmada 75 veya 150 mg/gün veya diğer çalışmada 75 veya 225 mg/gün sabit doz uygulanmıştır.
Etkililik aynı zamanda, açık etiketli tedaviye yanıt veren ve ayakta tedavi alan erişkin hastalarda uzun süreli güvenlilik, etkililik ve tekrarlamayı önlemeye yönelik bir uzun süreli, çift kör, plasebo kontrollü, paralel grup çalışması aracılığıyla da kanıtlanmıştır. Hastalar, açık etiketli fazın sonunda almış oldukları venlafaksin yavaş salım dozunu (75, 150 veya 225 mg) almayı sürdürmüştür.
Kardiyak elektrofizyoloji
Sağlıklı bireylerde yapılan özel bir QTc çalışmasında, venlafaksin, 450 mg/ gün supra-terapötik bir dozda (günde iki kez 225 mg verilen) QT aralığını klinik olarak anlamlı ölçüde uzatmamıştır. Bununla birlikte, pazarlama sonrası deneyimlerde özellikle aşırı doz kullanan veya QTc uzaması/ TdP için diğer risk faktörleri olan hastalarda, QTc uzaması/ TdP ve ventriküler aritmi vakaları bildirilmiştir (Bkz. Bölüm 4.4, 4.8 ve 4.9).
Genel özellikler
Venlafaksin, ağırlıklı olarak aktif metaboliti O-desmetilvenlafaksine (ODV) sayesinde yaygın şekilde metabolize edilmektedir. Venlafaksinin ve ODV'nin ortalama ± SD plazma yarılanma ömürleri sırasıyla 5±2 saat ve 11±2 saattir. Venlafaksinin ve ODV'nin kararlı durum konsantrasyonları, oral çoklu doz terapisinden itibaren 3 gün içerisinde elde edilmektedir. Venlafaksin ve ODV, 75 mg/gün ila 450 mg/gün doz aralığında doğrusal kinetik özellik göstermektedir.
Emilim:
Oral tek doz uygulanan hızlı salımlı venlafaksinin en az %92’si emilir. Mutlak biyoyararlanımı presistemik metabolizması nedeniyle %40 ila %45 arasıdır. Hızlı salım venlafaksinin uygulanmasını takiben, venlafaksin ve ODV’nin pik plazma konsantrasyonu sırasıyla 2 ve 3 saatte oluşur. Venlafaksin uzatılmış salımlı kapsüllerin uygulanmasını takiben venlafaksin ve ODV pik plazma konsantrasyonuna sırasıyla 5,5 ve 9 saat içerisinde ulaşılır. Hızlı salımlı tablet ve uzatılmış salımlı kapsül formlarında eşit dozda venlafaksin uygulandığında; uzatılmış salımlı kapsüller hızlı salımlı tabletlere kıyasla daha yavaş ancak eşit miktarda emilim sağlar. Besinlerle birlikte alınmasının venlafaksinin veya ODV’nin biyoyararlanımı üzerine etkisi yoktur.
Dağılım:
Terapötik konsantrasyonlarında venlafaksin ve ODV insan plazma proteinlerine minimum düzeyde (sırasıyla, %27 ve %30) bağlanır. Bu yüzden protein bağlanmasına bağlı ilaç etkileşimi beklenmez. Kararlı durumdaki venlafaksinin dağılım hacmi intravenöz uygulamayı takiben 4,4±1,6 L/kg'dır.
Biyotransformasyon:
Venlafaksin yaygın hepatik metabolizmaya uğramaktadır. İn vitro ve in vivo çalışmalar, venlafaksinin CYP2D6 tarafından ana aktif metaboliti ODV'ye biyotransformasyon geçirdiğini göstermektedir. İn vitro ve in vivo çalışmalar ayrıca venlafaksinin CYP3A4 tarafından minör, daha az aktif bir metabolit olan N-desmetilvenlafaksine metabolize olduğunu göstermektedir. İn vitro ve in vivo çalışmalar venlafaksinin CYP2D6'nın zayıf bir inhibitörü olduğunu ortaya koymuştur. Venlafaksin, CYP1A2, CYP2C9 veya CYP3A4'ü inhibe etmemiştir.
Eliminasyon:
Venlafaksin ve metabolitleri ağırlıklı olarak böbreklerden atılmaktadır. Bir venlafaksin dozunun yaklaşık %87’si 48 saat içerisinde değişmemiş venlafaksin (%5), konjüge olmayan ODV (%29), konjüge ODV (%26) veya diğer minör inaktif metabolitler (%27) şeklinde idrarda bulunur. Venlafaksin ve ODV’nin ortalama ± SD plazma kararlı durum klirensleri sırasıyla 1,3±0,6 L/sa/kg ve 0,4±0,2 L/sa/kg’dır.
Doğrusallık /Doğrusal Olmayan Durum:
Bilgi bulunmamaktadır.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Yaş ve Cinsiyet
Yaş ve cinsiyet venlafaksin ve ODV’nin farmakokinetiğini önemli derecede etkilememektedir.
CYP2D6 yaygın/zayıf metabolizörleri
CYP2D6 zayıf metabolizörlerde venlafaksinin konsantrasyonları güçlü metabolizörlere kıyasla daha yüksektir. Venlafaksin ve ODV’nin EAA’sı zayıf ve güçlü metabolizörlerde benzer olduğundan, bu iki grup için farklı venlafaksin doz rejimi gerekmemektedir.
Karaciğer bozukluğu bulunan hastalar
Child-Pugh A (hafif karaciğer bozukluğu) ve Child-Pugh B (orta şiddette karaciğer bozukluğu) hastalarında venlafaksin ve ODV yarılanma ömürleri normal hastalara kıyasla uzamıştır. Gerek venlafaksinin, gerekse ODV’nin oral klirensi azalmıştır. Hastalar arasında büyük oranda değişkenlik gözlenmiştir. Şiddetli karaciğer bozukluğu bulunan hastalarla ilgili veriler sınırlıdır (Bkz. Bölüm 4.2).
Böbrek yetmezliği bulunan hastalar
Normal hastalarla karşılaştırıldığında diyaliz hastalarının venlafaksin atılım yarılanma ömrü yaklaşık %180 oranında uzamış, klirens ise yaklaşık %57 oranında azalmıştır, ODV atılım yarılanma ömrü yaklaşık %142 oranında uzamış ve klirensi yaklaşık %56 oranında azalmıştır. Ağır böbrek yetmezliği bulunan hastalar ve hemodiyalize ihtiyaç duyulan hastalar için doz ayarlaması gereklidir (Bkz. Bölüm 4.2).
Sıçan ve farelerde venlafaksin ile yapılan çalışmalarda karsinojenisite ile ilgili herhangi bir bulguya rastlanmamıştır. Venlafaksin; geniş çaplı in vitro ve in vivo çalışmalarında mutajenik bulunmamıştır.
Üreme toksisitesi ile ilgili hayvan çalışmalarında sıçanlarda yeni doğan ağırlığında azalma, ölü doğum, emzirmenin ilk 5 günü içerisinde yeni doğan ölümlerinde artış gözlenmiştir. Ölümlerin sebebi bilinmemektedir. İnsan dozunun 1,3 katına kadar olan dozlarda herhangi bir etki ile karşılaşılmamıştır. İnsanlardaki potansiyel risk bilinmemektedir.
ODV’ye maruz kalan erkek ve dişi sıçanlarda yapılan bir çalışmada fertilitede azalma gözlenmiştir. Bu ODV maruziyeti 375 günlük insan venlafaksin dozunun yaklaşık olarak 1– 2 katı idi. Bu bulgunun insanlarla ilgisi bilinmemektedir.
Şeker pelletleri
Sukroz
Kolloidal silikon dioksit
Hipromelloz
Etil selüloz
Polietilen glikol 6000
Magnezyum stearat
Titanyum dioksit
Jelatin (sığır jelatini)
İzopropil alkol
Bilinen geçimsizliği yoktur.
24 ay
25°C’nin altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır.
Nemden korumak için orijinal ambalajında saklanmalıdır.
PVC/PVDC/Alüminyum folyo blister ambalajlarda 14 ve 28 kapsül.
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller "Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği" ve "Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmelikleri"ne uygun olarak imha edilmelidir.
İlko İlaç San. ve Tic. A.Ş.
Veysel Karani Mah. Çolakoğlu Sok. No:10
34885 Sancaktepe /İstanbul
Tel : (0216) 564 80 00
Faks : (0216) 564 80 99
2014/162
İlk ruhsat tarihi: 19.02.2014
Ruhsat yenileme tarihi: