Kullanma Talimatı | Nedir Ne İçin Kullanılır |
Nasıl Kullanılır | Yan Etkileri |
Eş Değerleri | Dikkat Edilmesi Gerekenler |
Kısa Ürün Bilgisi | Prospektus |
CANHERA 150 mg infüzyonluk çözelti hazırlamak için liyofilize toz içeren flakonSteril
Her bir flakon;
Sorbitol (E420)
115,2 mg
k.m. (pH ayarlayıcı olarak)
Sodyum hidroksit
Yardımcı maddeler için 6.1.e bakınız.
İnfüzyon konsantresi için liyofilize toz içeren flakon.
Liyofilize toz, beyaz ila uçuk sarı arasında renktedir.
Meme Kanseri
Metastatik Meme Kanseri (MMK):
CANHERA, HER2yi yüksek düzeyde eksprese eden (immünohistokimya ile 3+ veya
FISH+) metastatik meme kanserli hastaların tedavisinde aşağıdaki durumlarda endikedir:
a) Metastattk hastallğı için bir veya daha çok kez kemoterapi gören hastalaırn tedavisinde tek
ajan olarak.
b) Metastatik iıastalığı i tkmotetapi iiörmemis lıasialın iedavismde çaklitaksd teyy
Bu bedOt(eakskyıtltİlyttkıOmmzİnıyaSınklikSrınca elektronik olarak imzalanmıştır. Doküman //ebs.titck.gov.tr/Basvuru/EImza/Kontrol adresinden kontrol edilebilir. Güvenli elektronik imza aslı ile aynıdır. Dokümanın doğrulama kodu : lSHY3aklUZmXCZm?XCS3kCYnUySHY3
Erken Evre Meme Kanseri (EEMK):
İmmünohistokimyasal yöntemlerle HER2 (+++) veya FISH/CISH yöntemi ile HER2 (+) meme kanserli hastaların adjuvant veya neoadjuvant tedavisinde endikedir. Bu alanda kullanımda aşağıdaki hasta özellikleri esas alınmalıdır:
1- Lenf nodu tutulumu olan veya lokal ileri hastalık bulguları olan hastaların neoadjuvant tedavisinde
2- Lenf nodu tutulumu olan hastaların adjuvant tedavisinde
3- Lenf nodu tutulumu olmayan hastalarda, aşağıdaki bulgulardan biri olması durumunda
a) Hormon reseptörlerin negatif olması
b) Tümör büyüklüğünün 2 cmden fazla olması
c) Grade 2 veya 3 olması
d) Yaşın 35den küçük olması
İleri Evre Gastrik Kanser
Her-2 neu pozitifliği, hem immunhistokimyasal yöntemle +2/+3 ve hem FISH-CISH ile pozitif olarak saptanan metastatik mide veya özofagogastrik bileşke yerleşimli adenokanserli ve daha önce metastatik hastalığı için kemoterapi uygulanmamış olan hastalarda sisplatin ile kapesitabin ya da 5-Florourasil içeren kemoterapi rejimleri ile kombine olarak kullanımı endikedir.
Pozoloji/uygulama sıklığı ve süresi:
CANHERA tedavisine başlamadan önce HER2 testi yapılması şarttır. CANHERA tedavisi sadece sitotoksik kemoterapi uygulamalarında deneyimli klinisyen tarafından başlatılmalıdır ve yalnızca bir doktor veya hemşire tarafından uygulanmalıdır.
Metastatik meme kanseri
Haftalık doz rejimi:
Yükleme dozu:
Başlangıç için önerilen 4 mg/kg vücut ağırlığı yükleme dozundaki CANHERA 90 dakikalık intravenöz infüzyon olarak uygulanır.
Sonraki dozlar:
Önerilen, haftalık CANHERA dozu 2 mg/kg (vücut ağırlığındır. Başlangıçtaki yükleme dozu iyi tolere edilirse, doz 30 dakikalık infüzyon olarak uygulanabilir.
3 haftalık doz rejimi:
Başlangıç için önerilen 8 mg/kg (vücut ağırlığı) yükleme dozu ve 3 hafta sonrasında 3 haftalık aralıklarla tekrarlanan 6 mg/kg (vücut ağırlığı) doz 90 dakika süresince infüzyon olarak uygulanır. Başlangıçtaki yükleme dozu iyi tolere edilirse, doz 30 dakikalık infüzyon olarak uygulanabilir.
Paklitaksel veya dosetaksel ile kombine olarak uygulanması:
Pivotal çalışmalarda (H0648g, M77001), ilk doz trastuzumabı takiben ve önceki trastuzumab dozu iyi tolere edilmiş ise uygulanan sonraki trastuzumab dozlarının hemen akabinde, paklitaksel veya dosetaksel uygulanmıştır.
Erken evre meme kanseri
Haftalık doz rejimi:
Yükleme dozu:
Başlangıç için önerilen 4 mg/kg vücut ağırlığı yükleme dozundaki CANHERA 90 dakikalık intravenöz infüzyon olarak uygulanır.
Sonraki dozlar:
Önerilen, haftalık CANHERA dozu 2 mg/kg (vücut ağırlığındır. Başlangıçtaki yükleme dozu iyi tolere edilirse, doz 30 dakikalık infüzyon olarak uygulanabilir.
3 haftalık doz rejimi:
Başlangıç için önerilen 8 mg/kg (vücut ağırlığı) yükleme dozu ve 3 hafta sonrasında 3 haftalık aralıklarla tekrarlanan 6 mg/kg (vücut ağırlığı) doz 90 dakika süresince infüzyon olarak uygulanır. Başlangıçtaki yükleme dozu iyi tolere edilirse, doz 30 dakikalık infüzyon olarak uygulanabilir.
İleri evre gastrik kanser
3 haftalık doz rejimi:
Başlangıç için önerilen 8 mg/kg (vücut ağırlığı) yükleme dozu ve 3 hafta sonrasında 3 haftalık aralıklarla tekrarlanan 6 mg/kg (vücut ağırlığı) doz 90 dakika süresince infüzyon olarak uygulanır. Başlangıçtaki yükleme dozu iyi tolere edilirse, doz 30 dakikalık infüzyon olarak uygulanabilir.
Tedavi süresi:
Klinik çalışmalarda, metastatik meme kanserli veya ileri evre gastrik kanserli hastalar, hastalık progresyonuna kadar trastuzumab ile tedavi edilmişlerdir. Erken evre meme kanserli hastalar 1 yıl boyunca veya hastalık progresyonuna kadar (hangisi önce ortaya çıkarsa) tedavi edilmelidir. Erken evre meme kanseri HER2 IHC ile 3+ veya FISH/CISH ile pozitif olan hastaların adjuvan tedavisinde bir yılı aşmayacak şekilde hekimin uygun göreceği süre kadar kullanılmalıdır. Hastalık progresyonunda kullanılmaz. Hekim hasta ve hastalıkla ilgili nedenlerle tedaviyi daha erken sonlandırabilir.
Kaçırılan dozlar:
Eğer hasta, bir hafta ya da daha kısa bir süre CANHERA dozunu kaçırırsa, herzamanki CANHERA idame dozu (haftalık rejimde 2 mg/kg; 3 haftalık rejimde 6 mg/kg) en kısa sürede verilmelidir. Bir sonraki planlanan tarihi beklemeyiniz. Sonraki CANHERA idame dozları (haftalık rejimde 2 mg/kg; 3 haftalık rejimde 6 mg/kg) haftalık veya 3 haftalık doz rejimine uygun olarak 7 gün ya da 21 gün sonra uygulanmaya devam edilmelidir.
Eğer hasta, bir haftadan fazla bir süre için CANHERA dozunu kaçırırsa, CANHERA yükleme dozu (haftalık rejimde 4 mg/kg; 3 haftalık rejimde 8 mg/kg) 90 dakika süresince tekrar verilmelidir. Müteakip CANHERA idame dozları (haftalık rejimde 2 mg/kg; 3 haftalık rejimde 6 mg/kg) o noktadan itibaren (haftalık rejimde: her hafta; 3 haftalık rejimde: 3 haftada bir) uygulanmaya devam edilmelidir.
Doz azaltımı:
Klinik çalışmalar sırasında CANHERA dozunda hiçbir azaltma vtadmtmıştır. Hastalar reverzibl, kemoterapinin indüklediği miyelosupresyon dönemlerinde CANHERA tedavisine devam edebilirler, fakat bu süre içerisinde hastalar, nötropeni komplikasyonlarının oluşumuna karşı dikkatle takip edilmelidirler. Kemoterapinin azaltılması veya doza ara verilmesi ile ilgili spesifik talimatlara uyulmalıdır.
Eğer sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu (LVEF) için düşüş oranı, başlangıç değerinden 10 birim ya da daha fazlasıysa ve %50nin altına düşüyorsa, tedavi durdurulmalı ve yaklaşık 3 hafta içerisinde yeniden LVEF değerlendirmesi yapılmalıdır. LVEF değeri düzelmiyorsa veya daha da azalıyorsa, veya semptomatik kardiyak yetmezlik gelişirse, hastanın tedaviden elde edeceği fayda riskten fazla olmadığı sürece CANHERA tedavisinin sona erdirilmesi ciddi
olarak düşünülmedidir. Bu gibi hastalar, bir kardiyolog tarafından değerlendirilmek üzere sevk
Bu be yd,r.ml1..y,tkS1pyd1lmdıdm..
Uygulama şekli:
CANHERA yükleme dozu 90 dakikalık intravenöz infüzyon olarak uygulanmalıdır. İntravenöz yükleme veya bolus olarak uygulamayınız. CANHERA intravenöz infüzyonu anaflaksiyi yönetecek şekilde hazırlanmış bir sağlık mesleği mensubu tarafından uygulanmalıdır ve bir acil durum kiti bulunmalıdır. Hastalar ilk infüzyonun başlangıcından 6 saat sonrasına ve devam eden infüzyonların başlangıcından 2 saat sonrasına kadar ateş ve titreme gibi semptomlar ve infüzyonla ilişkili diğer semptomlar için gözlemlenmelidir. Ara verme veya infüzyon hızını azaltma bu çeşit semptomların kontrol altına alınmasına yardımcı olabilir. Semptomlar hafiflediğinde infüzyona devam edilebilir. Eğer başlangıç dozu iyi tolere edilirse, devam eden dozlar 30 dakikalık infüzyon şeklinde uygulanabilir. CANHERAnın kullanımı ve saklanması hakkında bölüm 6.6 Beşeri tıbbi üründen arta kalan maddelerin imhası ve diğer özel önlemler bölümüne bakınız.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
Özel bir kullanım durumu bulunmamaktadır.
Pediyatrik popülasyon:
Pediyatrik hastalarda CANHERAnın güvenliliği ve etkililiği belirlenmemiştir.
Pediyatrik hastalarda CANHERAnın kullanımı yoktur.
Geriyatrik popülasyon:
Veriler CANHERA atılımının yaşa göre değişmediğini ortaya koymaktadır (Bkz. 5.2 Farmakokinetik özellikler; Hastalardaki karakteristik özellikler). Klinik çalışmalarda, yaşlı hastalarda trastuzumab dozu azaltılmamıştır.
Trastuzumab, murin proteinleri veya yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılık.
İlerlemiş maligniteye bağlı olarak dinlenme esnasında ciddi dispne veya destekleyici oksijen tedavisi gereksinimi.
Diğer tüm terapotik proteinlerde olduğu gibi CANHERA için de potansiyel immünojenisite
Bu be nyk>.
HER2 testi, test prosedürlerinin mutlaka uygun validasyon koşullarını sağlayan uzman laboratuvarlarda yaptırılmalıdır (bkz. Bölüm 5.1).
Adjuvan koşullarda daha önce CANHERA kullanmış olan hastaların, CANHERA ile yeniden tedavi edilmesine ilişkin klinik çalışmalardan elde edilmiş veri bulunmamaktadır.
Kardiyak fonksiyon bozukluğu
Genel bilgiler
). İlave olarak, artmış kardiyak riski bulunan hastaların (örn. hipertansiyon, koroner arter hastalığı, kalp yetmezliği (CHF), LVEF< %55, ileri yaş) tedavisi sırasında çok dikkat edilmelidir.
CANHERA ile tedavi edilmeye aday hastalar, özellikle önceden antrasikline ve siklofosfamide (AC) maruz kalanlar, anamnez ve fiziksel muayene, EKG, ekokardiyogram ve/veya MUGA-taraması veya manyetik rezonans görüntüleme içeren kapsamlı temel kardiyak incelemelerine tabi tutulmalıdır. Monitorizasyon, kardiyak bozukluk geliştirme ihtimali olan hastaların saptanmasına yardımcı olabilir. Başlangıçta yapılan kardiyak değerlendirmeler, tedavi sırasında her 3 ayda bir, tedavinin bitiminin ardından ise her 6 ayda bir, son CANHERA uygulamasından sonraki 24. aya kadar tekrarlanmalıdır. CANHERA ile tedaviye karar verilmeden önce dikkatli bir risk-yarar değerlendirmesi yapılmalıdır.
Trastuzumabın yarılanma ömrü yaklaşık 28-38 gün olduğundan, CANHERA tedavisinin sonlandırılmasının ardından 27 haftaya kadar dolaşım sisteminde kalabilir. CANHERA tedavisinin sonlandırılmasından sonra antrasiklin tedavisi alan hastalar kardiyak fonksiyon bozukluğu bakımından yüksek risk altında olabilirler. Eğer mümkünse, hekimler CANHERA tedavisi sonlandırıldıktan sonra 27. haftaya kadar antrasiklin bazlı tedaviden kaçınmalıdır. Antrasiklinler kullanılıyorsa, hastanın kardiyak işlevi dikkatle gözlenmelidir.
Başlangıçtaki taramanın ardından kardiyovasküler endişelerin bulunduğu hastalarda resmi kardiyolojik değerlendirme dikkate alınmalıdır. Tüm hastalarda kardiyak işlev tedavi Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu uyarınca elektronik olarak imzalanmıştır. Doküman http: ebs.titck.gov.tr Basvuru EImzaKontrol adresinden kontrol edilebilir. Güvenli elektronik imza aslı ile aynıdır. Dokümanın doğrulama kodu : lSHY3aklUZmXCZm?£CS3kOYnUySHY3 boyunca (her 12 haftada bir) gözlenmelidir. Bu gözlem, kardiyak işlev bozukluğu gelişen hastaların saptanmasına yardımcı olabilir. Asemptomatik kardiyak işlev bozukluğu gelişen hastalarda daha sık gözlem (her 6-8 haftada bir) faydalı olabilir. Eğer hastalarda sol ventriküler işlevde düşüş devam ediyor ancak asemptomatik olarak kalıyorsa ve hastalar CANHERA tedavisinden klinik fayda göremiyorsa tedavinin kesilmesi düşünülmelidir.
Kardiyak fonksiyon bozukluğu yaşayan hastalarda CANHERA kullanımına devam edilmesi veya yeniden başlanmasının güvenliliği prospektif olarak çalışılmamıştır. Eğer LVEF için düşüş oranı, başlangıç değerinden 10 birim ya da daha fazlasıysa ve %50nin altına düşüyorsa, tedavi durdurulmalı ve yaklaşık 3 hafta içerisinde yeniden LVEF değerlendirmesi yapılmalıdır. LVEF değeri düzelmiyorsa veya daha da azalıyorsa veya semptomatik kardiyak yetmezlik gelişirse, hastanın tedaviden elde edeceği fayda riskten fazla olmadığı sürece CANHERA tedavisinin sona erdirilmesi ciddi olarak düşünülmedidir. Bu gibi hastalar, bir kardiyolog tarafından değerlendirilmek üzere sevk edilmeli ve takip edilmelidir.
CANHERA tedavisi sırasında semptomatik kardiyak yetmezlik gelişirse, kalp yetmezliği için standart tedavi seçenekleriyle tedavi edilmelidir. Pivotal çalışmalarda kalp yetmezliği veya asemptomatik, kardiyak fonksiyon bozukluğu geliştiren çoğu hasta, anjiyotensin dönüştürücü enzim (ACE) inhibitörü veya anjiyotensin reseptör blokeri (ARB) ve bir beta-bloker içeren standart tıbbi tedaviyle iyileşmiştir. Kardiyak semptomları olan ve trastuzumab tedavisinden klinik fayda gören hastaların çoğu, ilave klinik kardiyak olaylar yaşamaksızın trastuzumab tedavisine devam etmiştir.
Metastatik meme kanseri:
Metastatik meme kanserinde CANHERA ve antrasiklinler kombinasyon halinde eş zamanlı verilmemelidir.
Daha önce antrasiklin alan metastatik meme kanserli hastalar ayrıca CANHERA tedavisi ile kardiyotoksisite riski altındadır ancak bu risk CANHERA ve antrasiklinlerin eş zamanlı kullanımıyla oluşan riskten düşüktür.
Erken evre meme kanseri (EEMK):
Erken evre meme kanseri hastalarında kardiyak değerlendirme, başlangıçta yapıldığı şekilde tedavi boyunca her 3 ayda bir ve en son CANHERA uygulamasından itibaren 24 ay boyunca her 6 ayda bir tekrarlanmalıdır. Antrasiklin içeren kemoterapi gören hastalarda daha fazla Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu uyarınca elektronik olarak imzalanmıştır. Doküman http: ybs.titck.gov.tr Basvuru EImzaKontrol adresinden kontrol edilebilir. Güvenli elektronik imza aslı ile aynıdır. Dokümanın doğrulama kodu : lSHY3aklUZmXCZm?XCS3kCYnUySHY3 gözlem yapılması önerilmektedir. Son CANHERA uygulamasından itibaren 5 yıl boyunca veya LVEFte devam eden düşüş gözleniyorsa daha uzun süre boyunca yılda bir kez gözlem yapılmalıdır.
Miyokard enfarktüsü (MI), tıbbi tedavi gerektiren angina pectoris, geçmişte veya halihazırda devam eden kalp yetmezliği (NYHA Sınıf II-IV), LVEF<%55, diğer kardiyomiyopatiler, tıbbi tedavi gerektiren kardiyak aritmi, klinik açıdan önemli valvüler hastalık, aktif olarak kontrol edilmeyen hipertansiyon (standart, uygun tıbbi tedaviyle kontrol edilen hipertansiyonu olan hastalar uygun) ve hemodinamik etkili perikardiyal efüzyon, trastuzumab ile yapılan adjuvan ve neoadjuvan EEMK pivot çalışmalarına dahil edilmemiştir ve bu sebeple bu hastalarda tedavi önerilmemektedir.
Adjuvan tedavi
CANHERA ve antrasiklinler kombinasyon halinde adjuvan tedavide eş zamanlı verilmemelidir.
EEMK hastalarında trastuzumabın antrasiklin içeren kemoterapi sonrasında uygulanması ile, antrasiklin içermeyen dosetaksel ve karboplatinli rejimle uygulanması karşılaştırıldığında, semptomatik ve asemptomatik kardiyak olayların insidansında artış gözlenmiştir. İnsidans, trastuzumab taksanlarla eş zamanlı uygulandığında, taksanlar sonrasında uygulanmasına kıyasla daha belirgin olmuştur. Kullanılan tedavi rejiminden bağımsız olarak, semptomatik kardiyak olayların çoğu ilk 18 ay içinde meydana gelmiştir. Yapılan üç pivotal çalışmadan,
5.5 yıllık medyan takip verileri bulunan birinde (BCIRG006), iki karşılaştırma kolunda (antrasiklin artı siklofosfamid ardından taksan ve taksan, karboplatin ve trastuzumab) yaklaşık %1 oranına kıyasla antrasiklin tedavisi ardından bir taksan ile eş zamanlı trastuzumab uygulanan hastalarda semptomatik kardiyak veya LVEF olaylarının kümülatif oranında %2.37 sürekli artış gözlenmiştir.
Kardiyak olaylarla ilgili risk faktörleri dört büyük adjuvan çalışmada, ileri yaş (> 50 yaş), paklitaksel tedavisinin başlangıcında, tedavinin başlatılmasının önce veya sonraki düşük LVEF (<%55) seviyesi, LVEFnin 10-15 puan düşmesi ve öncesinde veya eş zamanlı anti hipertansif tıbbi ilaçların kullanılması olarak saptanmıştır. Adjuvan kemoterapinin tamamlanmasının ardından trastuzumab alan hastalarda, kardiyak fonksiyon bozukluk riski, trastuzumabtan önce veya trastuzumab ile eş zamanlı kullanılan yüksek kümülatif doz antrasiklin ve vücut kitle indeksi ile (BMI) >25 kg/m2 ilişkili olduğu düşünülmektedir.
Neoadiuvan-adjuvan tedavi:
Neoadjuvan-adjuvan tedaviye uygun EEMK hastaları için, CANHERA antrasiklinlerle eş zamanlı olarak sadece kemoterapi-naiv hastalarda ve sadece düşük doz antrasiklin rejimleri ile birlikte kullanılmalıdır (maksimum kümülatif dozlar: 180 mg/m2 doksorubisin veya 360 mg/m2 epirubisin).
Eğer hastalar neoadjuvan koşulda tam kür düşük doz antrasiklinlerle ve CANHERA ile eş zamanlı olarak tedavi edilmişse, cerrahiden sonra ilave sitotoksik kemoterapi verilmemelidir. Diğer durumlarda, ilave sitotoksik kemoterapi ihtiyacı olup olmadığına dair karar bireysel faktörlere göre verilir.
Trastuzumabın düşük doz antrasiklin rejimi ile eş zamanlı uygulanması ile ilgili deneyim iki çalışma ile sınırlıdır (MO16432 ve BO22227).
Pivot çalışma MO16432de trastuzumab, üç siklus doksorubisin (kümülatif doz 180 mg/m2) içeren neoadjuvan kemoterapi ile eşzamanlı uygulanmıştır.
Trastuzumab kolundaki semptomatik kardiyak fonksiyon bozukluğu insidansı % 1.7dir.
Pivot çalışma BO22227; eş primer farmakokinetik ve etkililik sonlanım noktaları (sırasıyla, 8. Siklus doz öncesi trastuzumab Cçukur ve kesin cerrahide pCR oranı) doğrultusunda trastuzumab subkütan formülasyonuyla tedavinin, trastuzumab intravenöz formülasyonu tedavisine göre eşit etkili olduğunu göstermek üzere tasarlanmıştır. Pivot çalışma BO22227de trastuzumab, dört siklus epirubisin (kümülatif doz 300 mg/m2) içeren neoadjuvan kemoterapiyle eşzamanlı uygulanmıştır; 40 aylık bir medyan takipte, intravenöz trastuzumab kolunda konjestit kalp yetmezliği insidansı %0.0 olarak belirlenmiştir.
Neoadjuvan-adjuvan kurulumda klinik deneyim 65 yaş üzeri hastalar ile sınırlıdır.
İnfüzyonla ilişkili reaksiyonlar (IRRler) ve aşırı duyarlılık
Trastuzumab infuzyonu ile dispne, hipotansiyon, hırıltı, hipertansiyon, bronkospazm, supraventriküler taşiaritmi, düşük oksijen saturasyonu, anafilaksi, solunum zorluğu, ürtiker ve anjiyoödemi de içeren infüzyonla ilişkili ciddi reaksiyonlar (IRR) raporlanmıştır (bkz. bölüm 4.8. İstenmeyen etkiler). Bu olayların oluşma riskini önlemek için pre-medikasyon yapılabilir. Bu olayların büyük bölümü ilk infüzyon sırasında veya ilk infüzyonun başlangıcından sonra 2.5 saat içinde meydana gelir. İnfüzyon reaksiyonu oluşması halinde infüzyon durdurulmalı veya infüzyon hızı yavaşlatılmalıdır ve gözlenen tüm semptomlar ortadan kalkana kadar hasta gözlenmelidir (bkz. bölüm 4.2 Pozoloji ve uygulama şekli). Bu semptomlar meperidin veya parasetamol gibi bir analjezik/antipiretik ile veya difenhidramin gibi bir antihistaminik ile tedavi edilebilirler. Hastaların büyük bölümünde semptomlar kaybolmuş ve ardından, sonraki trastuzumab infüzyonları uygulanmıştır. Ciddi reaksiyonlar oksijen, beta agonistleri ve kortikosteroid gibi destekleyici tedavilerle başarılı bir şekilde tedavi edilmektedir. Nadir vakalarda, bu reaksiyonlar ölümcül sonuçlar doğuran klinik süreçle ilişkilendirilmektedir. İlerlemiş malignansi ve komorbidite komplikasyonlarına bağlı olarak, dinlenme esnasında dispne yaşayan hastalar, artan ölümcül infüzyon reaksiyonu riski altındadır. Bu nedenle, bu hastalar CANHERA ile tedavi edilmemelidir (bkz. bölüm 4.3 Kontrendikasyonlar).
Başlangıçta iyileşmenin ardından klinik kötüleşme ve hızlı klinik kötüleşmeyle birlikte gecikmiş reaksiyonlar da bildirilmiştir. Ölümler, infüzyonun ardından saatler içinde ve bir haftaya kadar olan sürede gerçekleşmiştir. Çok nadir durumlarda, hastalar trastuzumab infüzyonunun başlangıcı ardından altı saatten fazla süre sonra infüzyon semptomları ve pulmoner semptomlar yaşamıştır. Hastalar bu tip geç başlangıç olabileceği konusunda uyarılmalı ve bu semptomların oluşması halinde hekimleriyle temasa geçmeleri söylenmelidir.
Pulmoner olaylar
Trastuzumabın pazarlama sonrası kullanımı ile birlikte şiddetli pulmoner olaylar bildirilmiştir (bkz. bölüm 4.8 İstenmeyen etkiler). Bu olaylar zaman zaman ölümcül sonuçlar doğurmuştur. Buna ek olarak; akciğer infiltratları, akut solunum zorluğu sendromu, pnömoni, pnömonit, plevral efüzyon, solunum zorluğu, akut pulmoner ödem ve solunum yetmezliğini de içeren interstisyel akciğer hastalığı vakaları bildirilmiştir. İnterstisyel akciğer hastalığı ile ilişkili risk faktörleri, ilişkili olduğu bilinen taksanlar, gemsitabin, vinorelbin ve radyasyon tedavisi gibi diğer anti-neoplastik tedavilerle geçmişte veya eş zamanlı tedaviyi içerir. Bu olaylar infuzyonla ilişkili reaksiyonların bir parçası olarak veya sonradan ortaya çıkabilmektedir. İlerlemiş malignansi ve komorbidite komplikasyonlarına bağlı olarak, dinlenme esnasında dispne yaşayan hastalar pulmoner olaylar açısından yüksek risk altında olabilirler. Bu nedenle bu hastalar CANHERA ile tedavi edilmemelidir (bkz. bölüm 4.3 Kontrendikasyonlar). Özellikle taksanlarla eş zamanlı tedavi edilmekte olan hastalarda pnömonit açısından dikkatli olunmalıdır.
CANHERA her bir flakonda 115,2 mg sorbitol içerir. Nadir kalıtımsal fruktoz intolerans problemi olan hastaların bu ilacı kullanmamaları gerekir.
CANHERA her dozunda 1 mmol (23 mg)den daha az sodyum ihtiva eder; yani aslında sodyum içermez.
Biyolojik tıbbi ürünlerin izlenebilirliğini arttırmak amacıyla, uygulanan ürünün ticari adı ve seri numarası hasta dosyasında açık bir şekilde kaydedilmeli veya belirtilmelidir.
Resmi bir ilaç etkileşim çalışması gerçekleştirilmemiştir. Klinik çalışmalarda trastuzumab ve eşzamanlı kullanılan tıbbi ürünler arasında klinik olarak anlamlı etkileşimler gözlenmemiştir.
Popülasyon PK analizi bulguları temelinde, klinik çalışmalarda kullanılan eş zamanlı ilaçlarla klinik açıdan anlamlı etkileşim gözlenmemiştir (HO407g, HO551g, HO649g ve H0648g).
Trastuzumabın diğer antineoplastik ajanların farmakokinetik özellikleri üzerindeki etkisi: HER2-pozitif metastatik meme kanserli kadınlarda yapılan BO15935 ve M77004 çalışmalarından farmakokinetik veriler, paklitaksel ve doksorubisine (ve metabolitleri 6-a hidroksil-paklitaksel, POH ve doksorubisinol, DOL) maruziyetin trastuzumab varlığında (8 mg/kg veya 4 mg/kg IV yükleme dozu ardından sırasıyla 6 mg/kg 3 haftada 1 kez veya 2 mg/kg haftada 1 kez IV) değişmediğini göstermektedir.
Bununla birlikte trastuzumab, bir doksorubisin metabolitine (7-deoksi-13 dihidro-doksorubisinon, D7D) genel maruziyeti arttırabilir. D7Dnin biyoaktivitesi ve bu metabolitin klinik etkisi bilinmemektedir.
HER2-pozitif metastatik meme kanserli Japon kadınlarda, trastuzumab (4 mg/kg IV yükleme dozu ve 2 mg/kg IV haftalık) ve dosetakseli (60 mg/m2 IV) içeren tek kollu bir çalışma olan JP16003 çalışması, trastuzumabın eş zamanlı uygulamasının dosetakselin tek doz farmakokinetik özellikleri üzerinde etkisi olmadığını göstermiştir. JP19959 çalışması BO18255 çalışmasının (ToGA) alt çalışması olup, ileri evre gastrik kanserli kadın ve erkek Japon hastalarda, trastuzumabla birlikte veya trastuzumab olmaksızın kullanılan kapesitabin ve sisplatinin farmakokinetik özelliklerinin araştırılmasına yönelik bir çalışmadır. Bu küçük alt çalışmadan elde edilen veriler, kapesitabinin biyoaktif metabolitlerine (örn. 5-FU) maruziyetin, sisplatin veya sisplatin artı trastuzumab ile eş zamanlı kullanımından etkilenmediğini ortaya koymaktadır. Bununla birlikte, trastuzumab ile kombine edildiğinde kapesitabinin kendisi daha yüksek konsantrasyonlar ve daha uzun bir yarılanma ömrü göstermiştir. Veriler ayrıca sisplatinin farmakokinetiğinin, kapesitabin veya kapesitabin artı trastuzumab ile eş zamanlı kullanımından etkilenmediğini ortaya kovmaktadır.
Metastatik veya lokal ileri, opere edilemeyen HER2 pozitif kanser hastalarındaki H4613g/GO01305 çalışmasından elde edilen farmakokinetik veriler, trastuzumabın karboplatin farmakokinetiği üzerinde etkisi olmadığını göstermektedir.
Antineoplastik ajanların trastuzumabın farmakokinetik özellikleri üzerindeki etkisi: Trastuzumab monoterapisinden (4 mg/kg yükleme/2 mg/kg haftada 1 kez IV) sonra simüle serum trastuzumab konsantrasyonları ve HER2 pozitif metastatik meme kanserli Japon kadınlarda (çalışma JP16003) gözlenen serum konsantrasyonları karşılaştırıldığında, eş zamanlı dosetaksel uygulamasının, trastuzumab farmakokinetiği üzerinde PK etkisine ilişkin kanıt belirlenmemiştir.
HER2 pozitif MMK olan kadınlarda, iki Faz II çalışmanın (BO15935 ve M77004) ve hastalara eş zamanlı trastuzumab ve paklitaksel uygulanan bir Faz III çalışmanın (H0648g) ve trastuzumabın monoterapi olarak uygulandığı iki Faz II çalışmanın (W016229 ve MO16982) PK bulguları karşılaştırıldığında, ayrı ve ortalama trastuzumab düşük nokta serum konsantrasyonlarının çalışmalar içinde ve arasında farklılık gösterdiği fakat eş zamanlı paklitaksel uygulamasının trastuzumab farmakokinetik özellikleri üzerinde açık etkisi olmadığı gözlenmiştir. HER2-pozitif metastatik meme kanserli kadınlarda eş zamanlı trastuzumab, paklitaksel ve doksorubisin ile tedavi edildiği M77004 çalışmasına ait trastuzumab farmakokinetik verileri ile trastuzumabın monoterapi olarak uygulandığı H0649g çalışmasına veya antrasiklin artı siklofosfamid veya paklitaksel ile kombinasyon halinde uygulandığı H0648g çalışmasına ait farmakokinetik verilerinin karşılaştırılması sonucunda doksorubisin ve paklitakselin trastuzumabın farmakokinetiği üzerinde hiçbir etkiye sahip olmadığı gösterilmiştir.
H4613g / GO01305 çalışmalarından elde edilen farmakokinetik veriler ile, karboplatinin trastuzumabın farmakokinetiği üzerinde hiçbir etkiye sahip olmadığı gösterilmiştir.
Eş zamanlı anastrozol uygulanmasının trastuzumab farmakokinetiği üzerinde etkisi olmadığı görülmüştür.
Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu uyarınca elektronik olarak imzalanmıştır. Doküman http: ebs.titck.gov.tr Basvuru EImzaKontrol adresinden kontrol edilebilir. Güvenli elektronik imza aslı ile aynıdır. Dokümanın doğrulama kodu : lSHY3aklUZmXCZm?XCS3kOYnUySHY3
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Özel popülasyonlara ilişkin herhangi bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Pediyatrik popülasyon:
Pediyatrik popülasyona ilişkin herhangi bir etkileşim çalışması yapılmamıştır.
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: D
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon):
Çocuk sahibi olma potansiyeli olan kadınlara CANHERA ile tedavileri boyunca ve CANHERA tedavisi sonlandırıldıktan sonra en az 7 ay boyunca etkili bir kontrasepsiyon yöntemi kullanmaları önerilmelidir.
CANHERA tedavisi sırasında hamile kalan kadınlar fetüsün zarar görmesi ihtimali konusunda bilgilendirilmelidir. Eğer hamile bir kadın CANHERA ile tedavi ediliyorsa veya CANHERA kullanırken veya CANHERAnın son dozundan sonraki 7 ay içinde hamile kalırsa multidisipliner bir ekip tarafından yakından izlenmesi gerekmektedir.
Gebelik dönemi
CANHERA anneye yönelik potansiyel fayda fetüse yönelik potansiyel riskten fazla olmadığı sürece gebelikte kullanılmamalıdır. Pazarlama sonrası deneyimde trastuzumab kullanan hamile kadınlarda oligohidramniyoz ile ilişkili fetal renal büyüme ve/veya fonksiyon bozukluğu vakaları rapor edilmiştir. Oligohidramniyoz vakalarının bazıları fetüsün fktkl pulmoner hipoplazisi ile ilişkilendirilmiştir.
Haftalık insan idame dozu 2 mg/kg trastuzumabın 25 katı doz uygulanan sinomolgus maymunlarla yürütülen üreme çalışmalarında, üremenin veya fetusun zarar gördüğüne dair herhangi bir kanıta rastlanmamıştır. Erken (gebeliğin 20-50inci günlerinde) ve geç (gebeliğin 120-150inci günlerinde) fetal gelişim periyodu sırasında, trastuzumabın plasental transferi gözlenmiştir. Hayvan üreme çalışmaları her zaman insanlardaki yanıtı öngörmediğinden, anneye yönelik potansiyel fayda fetüse yönelik potansiyel riskten fazla olmadığı sürece CANHERA gebelikte kesinlikle kullanılmamalıdır.
Laktasyon dönemi
Haftalık insan idame dozu 2mg/kg trastuzumabın 25 katı doz uygulanan sinomolgus maymunlarla yürütülen çalışma, trastuzumabın süte geçtiğini göstermiştir. Bebek maymunların serumlarında trastuzumabın yer alması, doğumdan 1 aylık olana kadar geçen sürede büyümelerinde veya gelişimlerinde herhangi bir advers etkiye sebep olmamıştır. Trastuzumabın insan sütüne geçip geçmediği bilinmemektedir. İnsan immünoglobulin Gsi (IgG) anne sütüne geçtiğinden ve bebeğe yönelik zarar potansiyeli bilinmediğinden CANHERA tedavisi sırasında ve tedavinin bitmesinden sonraki 6 ay süresince emzirmeden kaçınılmalıdır (Bkz. 5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri).
Üreme yeteneği/Fertilite:
CANHERAnın üreme yeteneğini etkileyip etkilemediği bilinmemektedir.
CANHERAnın araç ve makine kullanma becerisini etkileme potansiyeli yok veya ihmal edilebilir düzeydedir. Ancak infüzyon kaynaklı belirtiler görülen hastalara (bkz. Bölüm 4.4), bu belirtiler tamamen yok olana kadar araç ve makine kullanmamaları önerilmelidir.
4.8 İstenmeyen etkiler
Trastuzumab kullanımıyla bildirilen en ciddi ve/veya yaygın advers reaksiyonlar arasında kardiyak fonksiyon bozukluğu, infüzyonla ilişkili reaksiyonlar, hematolojik toksisite (özellikle nötropeni), enfeksiyonlar ve pulmoner advers reaksiyonlar yer almaktadır.
Bu bölümde advers ilaç reaksiyonları için aşağıdaki sıklık kategorileri kullanılmıştır:
Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ile <1/10), yaygın olmayan (>1/1,000 ile <1/100); seyrek (>1/10,000 ile <1/1,000); çok seyrek (<1/10,000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor). Her bir sıklık sınıfı ile birlikte, advers reaksiyonlar azalan ciddiyet sıralamasına göre verilmelidir.
Tablo 1de verilen advers reaksiyonlar, pivotal klinik çalışmalarda tek başına veya kemoterapi ile kombinasyon halinde kullanılan trastuzumab ile ilişkili olarak rapor edilmiş olan advers reaksiyonlardır Dahil edilen tüm terimler pivotal klinik çalışmalarda en yüksek yüzdede görülenlere dayanmaktadır.
Tablo 1 trastuzumab IV monoterapisi veya kemoterapi kombinasyonu ile yapılan Pivotal
adresinden kontrol edilebilir. Güvenli elektronik imza aslı ile aynıdır. Dokümanın doğrulama kodu : lSHY3aklUZmXCZm?XCS3kOYnUySHY3
Sistem organ sınıfı |
Advers reaksiyon* |
Sıklık |
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar |
Enfeksiyon |
Çok yaygın |
Nazofarenjit |
Çok yaygın |
|
Nötropenik seasis |
Yaygın |
|
Sistit |
Yaygın |
|
Herpes zoster |
Yaygın |
|
İnfluenza |
Yaygın |
|
Sinüzit |
Yaygın |
|
Deri enfeksiyonu |
Yaygın |
|
Rinit |
Yaygın |
|
Üst solunum yolu enfeksiyonu |
Yaygın |
|
İdrar yolu enfeksiyonu |
Yaygın |
|
Erizipel |
Yaygın |
|
Selülit |
Yaygın |
|
Farenjit |
Yaygın |
|
Sepsis |
Yaygın olmayan |
|
(Kist ve polipler de dahil olmak üzere) iyi huylu, kötü huylu ve belirlenmemiş neoplazmalar |
Malign neoplazm progresyonu |
Bilinmiyor |
Neoplazm progresyonu |
Bilinmiyor |
|
Kan ve lenf sistemi hastalıkları |
Febril nötropeni |
Çok yaygın |
Akyuvar sayısında azalma/lökopeni |
Çok yaygın |
|
Anemi |
Çok yaygın |
|
Trombositopeni |
Çok yaygın |
|
Nötropeni |
Çok yaygın |
|
Hipoprotrombinemi |
Bilinmiyor |
|
İmmün trombositopeni |
Bilinmiyor |
|
Bağışıklık sistemi hastalıkları |
Hipersensitivite |
Yaygın |
+Anafilaktik reaksiyon |
Bilinmiyor |
|
+Anafilaktik şok |
Bilinmiyor |
|
Metabolizma ve beslenme hastalıkları |
Kiloda azalma/Kilo kaybı |
Çok yaygın |
Anoreksi |
Çok yaygın |
|
Hiperkalemi |
Bilinmiyor |
|
Psikiyatrik hastalıklar |
lykusuzluk |
Çok yaygın |
Anksiyete |
Yaygın |
|
Depresyon |
Yaygın |
|
Anormal düşünme |
Yaygın |
|
Sinir sistemi hastalıkları |
Baş dönmesi |
Çok yaygın |
1Tremor |
Çok yaygın |
|
Baş ağrısı |
Çok yaygın |
|
Parestezi |
Çok yaygın |
|
Disguzi |
Çok yaygın |
|
Periferal nöropati |
Yaygın |
|
Hipertoni |
Yaygın |
|
Somnolans |
Yaygın |
|
Ataksi |
Yaygın |
|
Parezi |
Seyrek |
|
Beyin ödemi |
Bilinmiyor |
|
Göz hastalıkları |
Artmış lakrimasyon |
Çok yaygın |
Konjonktivit |
Çok yaygın |
|
Göz kuruluğu |
Yaygın |
|
Papilla ödemi |
Bilinmiyor |
|
Retinal kanama |
Bilinmiyor |
|
Kulak ve iç kulak hastalıkları |
Sağırlık |
Yaygın olmayan |
Kardiyak hastalıklar |
lAzalan kan basıncı |
Çok yaygın |
lArtan kan basıncı |
Çok yaygın |
|
iDüzensiz kalp atışı |
Çok yaygın |
|
iKardiyak flutter |
Çok yaygın |
|
iPalpitasyon |
Çok yaygın |
|
*Ejeksiyon fraksiyonunda azalma |
Çok yaygın |
|
+Kardiyak yetmezlik (konjestif) |
Yaygın |
|
Kardiyomiyopati |
Yaygın |
|
+iSupraventriküler taşiaritmi |
Yaygın |
|
Perikardiyal efüzyon |
Yaygın olmayan |
|
Kardiyojenik şok |
Bilinmiyor |
|
Perikardit |
Bilinmiyor |
|
Bradikardi |
Bilinmiyor |
|
Gallop ritmi |
Bilinmiyor |
|
Vasküler hastalıklar |
Sıcak basması |
Çok yaygın |
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar
+xHipotansiyon Vazodilatasyon +1Hırıltı +Dispne Öksürük
Epistaksis
Rinore
+Pnömoni
Astım
Gastrointestinal hastalıklar
Akciğer hastalığı
+Plevral efüzyon
Pnömonit
+Pulmoner fibrozis
+Solunum zorluğu
+Solunum yetmezliği
+Akciğer infiltrasyonu
+Akut pulmoner ödem
+Akut solunum zorluğu sendromu +Bronkospazm
+Hipoksi
+Oksijen saturasyonunda azalma Laringeal ödem
Ortopne
Pulmoner ödem
İnterstisiyel akciğer hastalığı Diyare
Kusma
Bulantı
iDudaklarda şişkinlik Abdominal ağrı Dispepsi
Kabızlık
Stomatit
Yaygın Yaygın
Çok yaygın Çok yaygın Çok yaygın Çok yaygın Çok yaygın Yaygın Yaygın Yaygın Yaygın Seyrek Bilinmiyor Bilinmiyor Bilinmiyor Bilinmiyor Bilinmiyor Bilinmiyor Bilinmiyor Bilinmiyor Bilinmiyor Bilinmiyor Bilinmiyor Bilinmiyor Bilinmiyor Çok yaygın Çok yaygın Çok yaygın Çok yaygın Çok yaygın Çok yaygın Çok yaygın Çok yaygın Yaygın
Pankreatit
Bu İneloe 5070 savdı Elektronik Tmva Kamımı uyarıcıca elektronik olarak imzalanmıştır Doküman http-Zehs titek kov tr Rasvım/FTnvaKrnırnıl adresinden kontrol edilebilir. Güvenli elektronik imza aslı ile aynıdır. Dokümanın doğrulama kodu : lSHY3aklUZmXCZm?XCS3kOYnUySHY3
Hemoroid |
Yaygın |
|
Ağız kuruluğu |
Yaygın |
|
Hepatobiliyer hastalıklar |
Hepatobiliyer zedelenme |
Yaygın |
Hepatit |
Yaygın |
|
Karaciğer hassasiyeti |
Yaygın |
|
Sarılık |
Seyrek |
|
Karaciğer yetmezliği |
Bilinmiyor |
|
Deri ve deri altı doku hastalıklar |
Eritem |
Çok yaygın |
Döküntü |
Çok yaygın |
|
Yüzde şişkinlik |
Çok yaygın |
|
Alopesi |
Çok yaygın |
|
Tırnak bozukluğu |
Çok yaygın |
|
Palmar plantar eritrodizestesi sendromu |
Çok yaygın |
|
Akne |
Yaygın |
|
Ekimoz |
Yaygın |
|
Kuru cilt |
Yaygın |
|
Hiperhidroz |
Yaygın |
|
Makülopapüler döküntü |
Yaygın |
|
Kaşıntı |
Yaygın |
|
Onikoliz |
Yaygın |
|
Dermatit |
Yaygın |
|
Ürtiker |
Yaygın olmayan |
|
Anjiyoödem |
Bilinmiyor |
|
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları |
Artralji |
Çok yaygın |
Miyalji |
Çok yaygın |
|
iKas gerginliği |
Çok yaygın |
|
Artrit |
Yaygın |
|
Sırt ağrısı |
Yaygın |
|
Kemik ağrısı |
Yaygın |
|
Kas spazmları |
Yaygın |
|
Boyun ağrısı |
Yaygın |
|
Ekstremitelerde ağrı |
Yaygın |
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları |
Renal bozukluk |
Yaygın |
Membranöz glomerülonefrit |
Bilinmiyor |
|
Glomerülonefropati |
Bilinmiyor |
|
Böbrek yetmezliği |
Bilinmiyor |
|
Gebelik, puerperium ve perinatal hastalıklar |
Oligohidramniyoz |
Bilinmiyor |
Renal hipoplazi |
Bilinmiyor |
|
Pulmoner hipoplazi |
Bilinmiyor |
|
Üreme sistemi ve meme hastalıkları Yan Etki Bildir |