Kullanma Talimatı | Nedir Ne İçin Kullanılır |
Nasıl Kullanılır | Yan Etkileri |
Eş Değerleri | Dikkat Edilmesi Gerekenler |
Kısa Ürün Bilgisi | Prospektus |
ATOKSİLİN 500 mg Kapsül
Amoksisilin trihidrat (500 mg Amoksisiline eşdeğer) |
574 mg* |
*: 871 mikrogram/miligram potens üzerinden hesaplanmıştır.
Yardımcı maddelerin tam bir listesi için, bölüm 6.1’e bakınız.
Kapsül
Şeftali rengi gövde ve bordo kep kapsül içinde beyaza yakın renkte toz görünümündedir.
ATOKSİLİN, erişkinler yetişkinlerde ve çocuklardaki aşağıdaki enfeksiyonların tedavisinde endikedir; (bkz. bölüm 4.2, 4.4 ve 5.1):
• Akut bakteriyel sinüzit
• Akut otitis media
• Akut streptokokal tonsilit ve farinjitfarenjit
• Kronik bronşitin akut alevlenmeleriAkut kronik bronşit alevlenmesi
• Toplum kökenli pnömonikaynaklı zatürre
• Akut sistit
• Hamilelikte Gebelikte asemptomatik bakteriüri
• Akut piyelonefrit
• Tifoid ve paratifoid ateş
• Yayılan selülit ile birlikte dental abseSelülit ile yayılan diş apsesi
• Prostetik eklem enfeksiyonları
• Peptik (duodenal ve gastrik) ülser hastalığında
• Helicobacter pylori eradikasyonu
• Lyme hastalığı
ATOKSİLİN ayrıca endokardit profilaksisinde endikedir.
Antibakteriyel ajanların uygun kullanımı ile ilgili resmi kılavuzlara dikkat edilmelidir.
Pozoloji
Tek bir enfeksiyonu tedavi etmek için kullanılacak ATOKSİLİN dozu seçilirken aşağıdakiler hesaba katılmalıdır:
Tedavi süresi, enfeksiyon tipi ve hastanın cevabı ile belirlenmeli ve genellikle mümkün olduğunca kısa olmalıdır. Bazı enfeksiyonlar uzun süreli tedavi gerektirir.
Yetişkinler ve çocuklar≥40 kg:
Endikasyon * |
Doz* |
Akut bakteriyel sinüzit |
Her 8 saatte bir 250 mg ila 500 mg veya her 12 saatte bir 750 mg ila 1000 mg Ciddi enfeksiyonlar için her 8 saatte bir 750 mg ila 1000 mg |
Gebelikte asemptomatik bakteriüri |
|
Akut piyelonefrit |
|
Selülit ile yayılan diş apsesi |
|
Akut sistit |
Akut sistit bir gün için günde iki kez 3000 mg ile tedavi edilebilir. |
Akut otitis media Akut streptokokkal tonsillit ve farenjit Kronik bronşit akut alevlenmeler |
Her 8 saatte bir 500 mg, her 12 saatte bir 750 mg ila 1000 mg Ağır enfeksiyonlar için 10 gün boyunca her 8 saatte bir 750 mg ila 1000 mg |
Topluluk kökenli pnömoni |
Her 8 saatte bir 500 mg ila 1000 mg |
Tifo ve paratifo ateşi |
Her 8 saatte bir 500 mg ila 2000 mg |
Prostetik eklem enfeksiyonları |
Her 8 saatte bir 500 mg ila 1000 mg |
Endokarditin profilaksisi |
2000 mg oral yolla, tek doz prosedürden 30 ila 60 dakika önce |
Helicobacter pylori eradikasyonu |
Bir proton pompası inhibitörü (örn. omeprazol, lansoprazol) ve bir başka antibiyotik (örn. klaritromisin, metronidazol) ile birlikte ile 7 gün boyunca günde iki kez 750 mg ila 1000 mg. |
Lyme hastalığı |
Erken evre: 14 gün boyunca maksimum 4000 mg/gün’e kadar bölünmüş dozlar şeklinde her 8 saatte bir 500 mg ila 1000 mg (10 ila 21 gün) Geç evre (sistemik tutulum): 10 ila 30 gün boyunca maksimum 6000 mg/gün’e kadar bölünmüş dozlar şeklinde her 8 saatte bir 500 mg ila 2000 mg. |
* Her endikasyon için resmi tedavi kılavuzlarına dikkat edilmelidir. |
<40 kg ağırlığındaki çocuklar
Çocuklar, ATOKSİLİN amoksisilin içeren kapsül, dağılan tablet, veya süspansiyon ya da saşe ile tedavi edilebilir.
6 aylıktan küçük çocuklar için ATOKSİLİN süspansiyon önerilmektedir.
40 kg ve üzeri vücut ağırlığına sahip çocuklara erişkin dozları reçete edilmelidir.
Önerilen dozlar:
Endikasyon*+ |
Doz*+ |
Akut bakteriyel sinüzit |
Bölünmüş dozlar halinde 20 ila 90 mg/kg/gün* |
Akut otitis media |
|
Toplum kökenli pnömoni |
|
Akut sistit |
|
Akut piyelonefrit |
|
Yayılan selülit ile birlikte dental abseSelülit ile yayılan diş apsesi |
|
Akut streptokokal tonsilit ve farinjit |
Bölünmüş dozlar halinde 40 ila 90 mg/kg/gün* |
Tifoid ve paratifoid ateşi |
Üçe bölünmüş doz halinde 100 mg/kg/gün* |
Endokarditin profilaksisi |
50 mg/kg oral yolla, tek doz prosedürden 30 ila 60 dakika önce Prosedürden 30 ila 60 dakika önce 50g/kg oral tek doz |
Lyme hastalığı (bkz. bölüm 4.4) |
Erken evre: 10 ila 21 gün boyunca, üçe bölünmüş doz halinde 25 ila 50 mg/kg/gün Geç evre (sistemik tutulum): 10 ila 30 gün boyunca, üçe bölünmüş doz halinde 100 mg/kg/gün |
+*Her bir endikasyon için resmi tedavi kılavuzlarına dikkat edilmelidir. *Günde iki dozlama İki kez günlük doz rejimleri sadece dozun üst sınırda olduğunda dikkate alınmalıdır.aralıkta olduğu durumlarda düşünülmelidir |
Yaşlılarda
Doz ayarlaması gerekli görülmemektedir.
Böbrek yetmezliği
GFR (ml / dak) |
Yetişkinler ve çocuklar ≥ 40 kg |
Çocuklar <40 kg# |
30'dan büyük |
Ayarlama gerekmemektedir. |
Ayarlama gerekmemektedir. |
10 ila 30 |
Günde iki kez maksimum 500 mg |
Günde iki kez 15 mg/kg verilir (günde iki kez maksimum 500 mg). |
10'dan az |
Maksimum 500 mg/gün. |
Günde bir kez 15 mg/kg verilir (maksimum 500 mg). |
#Olguların çoğunda parenteral tedavi tercih edilir. |
Hemodiyaliz alan hastalar
Amoksisilin hemodiyaliz ile vücuttan atılabilmektedir.
Hemodiyaliz |
|
Yetişkinler ve 40 kg üzeri çocuklar |
Her 24 saatte bir 500 mg Hemodiyalizden önce ek bir doz 500 mg verilmelidir. Dolaşımdaki ilaç seviyelerini düzeltmek için, hemodiyaliz sonrası 500 mg'lık başka bir doz uygulanmalıdır. |
40 kg'ın altındaki çocuklar |
Tek bir günlük doz olarak 15 mg/kg/gün şeklinde verilir (maksimum 500 mg). Hemodiyalizden önce ek bir doz 15 mg/kg verilmelidir. Dolaşımdaki ilaç seviyelerini düzeltmek için, hemodiyaliz sonrası 15 mg/kg'lık başka bir doz uygulanmalıdır. |
Peritoneal diyaliz alan hastalar
Amoksisilin maksimum 500 mg/gün.
Uygulama şekli
ATOKSİLİN oral kullanım içindir.
ATOKSİLİN’in absorpsiyonu yiyecekler ile bozulmamaktadırbozulmaz.
Tedavi, intravenöz formülasyonun doz önerilerine göre parenteral olarak başlanabilir ve daha sonra oral preperat ile tedaviye devam edilebilir.
Kapsül açılmadan, oral yoldan bir badak su ile yutulmalıdır yutularak kullanılır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
Böbrek yetmezliği:
Hafif ve orta derecede böbrek yetmezliğinde doz azaltılması gerekmez. Kreatinin klerensi < 30 mL/dak altında olan şiddetli böbrek fonksiyon bozukluğuna sahip hastalarda yüksek dozlar kullanılmamalıdır. Kreatinin klerensi 10-30 mL/dak arasında olan hastalarda enfeksiyonun şiddetine bağlı olarak her 12 saatte bir 500 veya 250 mg dozlar kullanılmalıdır. 10 mL/dak altında kreatinin klerensine sahip hastalarda enfeksiyonun şiddetine göre 500 veya 250 mg dozlar her 24 saatte bir uygulanmalıdır.
Hemodiyaliz hastaları, enfeksiyonun şiddetine göre her 24 saatte bir 500 veya 250 mg ATOKSİLİN kullanmalıdır. Diyaliz sırasında ve diyaliz bitiminde ek dozlar almaları gerekir.
Böbrek yetmezliği olan, 40 kg altındaki pediyatrik hastalarda;
Kreatinin klerensi (mL/dak) |
Doz |
Uygulama sıklığı |
10 – 30 mL/dak |
15 mg/kg |
günde iki kez (maksimum 500 mg, günde 2 kez) |
< 10 mL/dak |
15 mg/kg |
günde bir kez (maksimum 500 mg/gün) |
Karaciğer yetmezliği:
Bu hastalar için özel bir uyarı bildirilmemiştir.
Pediyatrik popülasyon
Yukarıdaki şemada çocuklar için önerilen dozaj, vücut ağırlığı 40 kg’ın altında olanlar için uygundur. Vücut ağırlığı 40 kg ve üzerinde olan çocuklara erişkin dozları uygulanmalıdır.
Yenidoğan ve küçük bebeklerde renal fonksiyonlar tam gelişmediğinden, amoksisilinin eliminasyonu gecikebilir. 3 aylıktan daha küçük bebeklerde amoksisilin dozu dikkatle ayarlanmalıdır. Bu yaş grubunda uygulanabilecek en yüksek ATOKSİLİN dozu, 30 mg/kg/gündür ve 12 saat ara ile iki eşit doza bölünerek uygulanır.
Geriyatrik popülasyon:
Genç ve yaşlı hastalar arasında bir yanıt farklılığı olmadığı görülmüştür. Ancak, yaşlı hastalarda böbrek fonksiyonlarında azalma olabileceği için bu açıdan daha hassas olunması gerekliliği unutulmamalıdır. Doz seçimi dikkatli yapılmalı ve böbrek fonksiyonları izlenmelidir.
ATOKSİLİN, amoksisiline, içerdiği yardımcı maddelerden herhangi birine ve penisiline aşırı duyarlılığı (Hypersensistivity) olanlarda kontrendikedir.
Sefalosporinler gibi diğer beta-laktam antibiyotiklerle muhtemel çapraz duyarlılığa dikkat edilmelidir.
Aşırı duyarlılık reaksiyonları
Herhangi bir penisilin antibiyotik ile tedaviye başlanmadan önce penisilinlere, sefalosporinlere veya diğer beta-laktam ajanlara karşı aşırı duyarlılık reaksiyonları konusunda dikkatli bir araştırma yapılmalıdır.
Penisilin tedavisi alan hastalarda ciddi ve nadiren ölümcül aşırı duyarlılık reaksiyonları (anafilaktoid ve şiddetli kutanöz advers reaksiyonları içeren) bildirilmiştir. Bu reaksiyonların penisilin aşırı duyarlılık öyküsü olan kişilerde ve atopik kişilerde ortaya çıkması daha olasıdır. Alerjik bir reaksiyon oluşursa, amoksisilin tedavisi kesilmeli ve uygun alternatif tedavi başlatılmalıdır.
Duyarlı olmayan mikroorganizmalar
Amoksisilin, patojen daha önce belirlenmemişse ve duyarlı olduğu bilinmediği veya patojenin amoksisilin ile tedavi için uygun olacağı çok yüksek bir ihtimal olmadığı sürece, bazı enfeksiyon tiplerinin tedavisi için uygun değildir (bakınız Bölüm 5.1). Bu durum özellikle idrar yolu enfeksiyonları ve kulak, burun ve boğazda ciddi enfeksiyonları olan hastaların tedavisi düşünüldüğünde uygulanır.
KonvulsiyonlarKonvülsiyonlar
Renal Böbrek fonksiyon bozukluğu olan hatalarda ya da veya yüksek dozlarla alanlarda tedavi edilen hastalarda veya predispoze ediciyatkınlaştırıcı faktörleri faktörlere sahip hastalardabulunanlarda (ör. nöbet hikayesi, tedavi edilen epilepsi veya meningeal meninjiyal bozukluklarhastalıkların öyküsü) konvulsiyonlar konvülsiyonlar ortaya çıkabilir (bkz. Bölüm 4.8).
Böbrek yetmezliği
Böbrek yetmezliği olan hastalarda, yetmezliğin derecesine bağlı olarak doz ayarlaması yapılmalıdır (bakınız Bölüm 4.2)
Deri reaksiyonları
Püstül ile ilişkili ateşli genelleşmiş bir eritem tedavisinin başlangıcında ortaya çıkan akut genelleşmiş ekzantemöz püstülozun bir belirtisi olabilir (AEGP, bakınız Bölüm 4.8). Bu reaksiyon amoksisilinin kesilmesini gerektirir ve herhangi bir sonraki uygulama kontrendikedir.
Enfeksiyoz mononükleoz şüphesi varsa, amoksisilin kullanılmasının ardından morbilliform döküntü oluşumu bu durumla ilişkilendirildiğinden amoksisilin kullanımından kaçınılmalıdır.
Jarisch-Herxheimer reaksiyonu
Jarisch-Herxheimer reaksiyonu, Lyme hastalığının amoksisilin ile tedavisinin ardından görülmüştür (bakınız Bölüm 4.8). Bu durum amoksisilinin Lyme hastalığına neden olan bakteriler, Borrelia burgdorferi spiroketi, üzerindeki doğrudan bakterisidal aktivitesinden dolayı kaynaklanır. Hastalara, bunun Lyme hastalığının antibiyotik tedavisinin yaygın ve genellikle kendi kendini sınırlayan bir sonucu olduğu konusunda güvence verilmelidir.
Duyarlı olmayan mikroorganizmaların çoğalması aşırı büyümesi
Uzun süreli kullanım nadiren duyarlı olmayan organizmalarda aşırı büyümeye neden olabilir.
Neredeyse tüm antibakteriyel ajanlarla birlikte antibiyotikle ilişkili kolit bildirilmiştir ve hafiften hayatı tehdit edici şiddete kadar değişebilir (bakınız Bölüm 4.8). Bu nedenle, bu teşhisi, herhangi bir antibiyotik uygulaması sırasında veya sonrasında ishal ile başvuran hastalarda değerlendirmek önemlidir. Antibiyotikle ilişkili kolit ortaya çıkarsa, amoksisilin derhal kesilmeli, bir doktora danışılmalı ve uygun bir tedavi başlatılmalıdır. Anti-peristaltik tıbbi ürünler bu durumda kontrendikedir.
Uzun süreli kullanım bazen duyarlı olmayan mikroorganizmların çoğalmasına neden olabilmektedir.
Antibiyotik ile ilişkili kolit hemen hemen tüm antibakteriyel ajanların kullanımı ile bildirilmiştir ve şiddeti hafiften hayatı tehdit edici şiddette kadar değişebilmektedir (bkz. Bölüm 4.8). Dolayısıyla, herhangi bir antibiyotiğin uygulanması sırasında ya da uygulanmasında sonra diyare gelişen hastalarda bu tanının değerlendirilmesi önemlidir. Antibiyotik ile ilişkili kolit geliştiği takdirde amoksisilin derhal kesilmeli, bir hekime başvurulmalı ve uygun bir tedavi başlatılmalıdır. Bu durumda anti-peristaltik ilaçlar kontrendikedir.
Uzun süreli tedavi
Uzun süreli tedavi sırasında renalböbrek, hepatik karaciğer ve hematopoetik sistem fonksiyonları fonksiyonların dahil olmak olduğu üzere organ sistemi fonksiyonlarının periyodik olarak değerlendirilmesi önerilmektedir. Karaviğer Yüksek karaciğer enzimlerinde yükselme ve kan sayımında değişimler bildirilmiştir (bkz. Bölüm 4.8)
Antikoagülanlar
Amoksisilin alan hastalarda nadiren protrombin süresinin uzaması bildirilmiştir. Antikoagülanlar eşzamanlı olarak reçete edildiğinde uygun izleme yapılmalıdır. İstenen antikoagülasyon seviyesini korumak için oral antikoagülan dozunda ayarlamalar gerekli olabilir (bakınız Bölüm 4.5 ve 4.8).
Kristalüri
İdrar çıkışında azalma azalan olan hastalarda, özellikle parenteral tedavide, ile nadiren çok seyrek olarak krsitalüri gözlenmiştir. Amoksisilinin yüksek dozda uygulanması sırasında, amoksisilin kristalürisi ihtimalinin azaltılması için yeterli sıvı alımı ve idrar çıkışının sürdürmek önerilir. devamı sağlanmalıdır. Mesane kateteri olan hastalarda, düzenli olarak kateter açıklığıaçıklık kontrolü edilmelidir yapılmalıdır (bkz. Bölüm 4.8 ve 4.9)
Laboratuvar testi Tanı testleri ile etkileşimleri
Amoksisilinin yüksek serum ve idrar düzeylerinde artışın bazı laboratuvar testlerini etkilemesi muhtemeldir. Amoksisilinin yüksek idrar konsantrasyonu nedeniyle, kimyasal yöntemlerle yanlış pozitif okumalar yaygındır.
Yüksek idrar düzeylerine bağlı olarak kimyasal metotlarda yanlış okumalar yaygındır.
Amoksisilin tedavisi sırasında idrarda glukoz testi yapılırken enzimatik glukoz oksidaz metotlarının kullanılmalıdırkullanılmalısı önerilmektedir.
Amoksisilin varlığı hamile kadınlarda estriol östriol sonuçlarını bozabilir.
Bu tıbbi ürün her 500 mg’lık dozunda 1mmol (23 mg)’dan daha az sodyum ihtiva eder; yani esasında “sodyum içermez”.
Yardımcı maddeler hakkında önemli bilgiler
Uyarı gerektiren yardımcı madde içermemektedir.
Probenesid
Probenesidin eşzamanlı kullanımı önerilmemektedir. Probenesid, amoksisilinin renal tübüler atılımını azaltır. Amoksisilin ve probenesidin eşzamanlı kullanımı, amoksisilinin daha yüksek ve daha uzun süreli kan düzeyleriyle sonuçlanır.
Allopurinol
Amoksisilin tedavisi sırasında allopürinol kullanılması alerjik deri reaksiyonlarının görülme riskini arttırır.
Tetrasiklinler
Tetrasiklinler ve diğer bakteriyostatik ilaçlar amoksisilinin bakterisidal etkileri ile etkileşebilir.
Oral antikoagülanlar
Oral antikoagülanlar ve penisilin antibiyotikler, etkileşim bildirimi olmaksızın pratikte geniş oranda kullanılmıştır. Bununla beraber, literatürde, asenokumarol ya da varfarin almakta olan ve amoksisilin reçete edilen hastalarda uluslararası normalize edilmiş oranda yükselme vakaları bulunmaktadır. Eğer bu ilaçların birlikte uygulanması gerekli ise amoksisilinin tedaviye eklenmesi veya çıkarılması sırasında protrombin zamanı ya da uluslararası normalize edilmiş oran dikkatle izlenmelidir. Ayrıca, oral antikoagülan dozunun ayarlanması gerekebilir (bkz bölüm 4.4 ve 4.8).
Metotreksat
Penisilinler metotreksatın atılımında azalmaya ve dolayısıyla toksisite potansiyelinde artışa neden olabilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Pediyatrik popülasyon:
Çocuklar için önerilen dozaj, vücut ağırlığı 40 kg’ın altında olanlar için uygundur. Vücut ağırlığı 40 kg ve üzerinde olan çocuklara erişkin dozları uygulanmalıdır.
Yenidoğan ve küçük bebeklerde renal fonksiyonlar tam gelişmediğinden, amoksisilinin eliminasyonu gecikebilir. 3 aylıktan daha küçük bebeklerde amoksisilin dozu dikkatle ayarlanmalıdır. Bu yaş grubunda uygulanabilecek en yüksek ATOKSİLİN dozu, 30 mg/kg/gündür ve 12 saat ara ile iki eşit doza bölünerek uygulanır.
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi B'dir.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Östrojen/progesteron içeren oral kontraseptiflerin etkisinde azalma meydana getirebileceğinden tedavi sırasında diğer etkili kontrol yöntemlerinin kullanılması da önerilebilir. (Bakınız bölüm 4.5)
Gebelik dönemi
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik / embriyonal / fetal gelişim / doğum ya da doğum sonrası gelişim ile ilgili olarak doğrudan ya da dolaylı zararlı etkiler olduğunu göstermemektedir.
Gebe kadınlara verilirken tedbirli olunmalıdır.
Fareler ve sıçanlarla yapılan çalışmalarda, insanlarda kullanılan dozun 10 kat yüksek dozlarıyla bile herhangi bir teratojenik etki saptanmamıştır. Gebe kadınlarda yapılmış yeterli ve iyi kontrollü çalışmalar yoktur. Hayvanlardaki üreme çalışmaları her zaman insanlardaki cevabı tam olarak yansıtmayacağından gebelikte ancak açıkça gerekliyse kullanılmalıdır.
Oral ampisilin sınıfı antibiyotikler doğum sırasında zayıf emilirler. Kobay çalışmalarında ampisilinin i.v. kullanımının uterus tonüsünde hafif bir azalmaya neden olduğu ve kontraksiyonların sıklığını azalttığı, ancak kontraksiyonların gücünü ve süresini hafifçe artırdığı gözlenmiştir. Amoksisilinin insanlarda doğum sırasında ani veya gecikmiş istenmeyen etkilere neden olup olmadığı veya forseps ya da diğer obstetrik girişim olasılığını ya da yeni doğanın resüsitasyon gereksinimini artırıp artırmadığı bilinmemektedir.
Laktasyon dönemi
Penisilinlerin insan sütüne geçtiği gösterilmiştir. Emziren annelerde amoksisilin kullanımı bebekte duyarlılığa yol açabilir. Emziren annelerde kullanıldığında dikkatli olunmalıdır. Emzirmenin durdurulup durdurulmayacağına ya da ATOKSİLİN tedavisinin durdurulup durdurulmayacağına/ tedaviden kaçınılıp kaçınılmayacağına ilişkin karar verilirken, emzirmenin çocuk açısından faydası ve ATOKSİLİN tedavisinin emziren anne açısından faydası dikkate alınmalıdır.
Üreme yeteneği/Fertilite
Amoksisilinin insanlarda fertilite üzerine etkileri ile ilgili veri yeterli klinik çalışma bulunmamaktadır. Hayvanlarda çalışmalarında yapılan üreme çalışmaları fertilite üzerinde olumsuz bir etkisi olduğunu göstermemiştir saptanmamıştır.
Araç ve makine kullanımı üzerine etkiler ile ilgili çalışma yapılmamıştır. Bununla birlikte, araç ve makine kullanma yeteneğini etkileyebilecek istenmeyen etkiler ortaya çıkabilir (ör. alerjik reaksiyonlar, sersemlik, konvulsiyonlar) (bkz. Bölüm 4.8).
Klinik denemeler ve pazarlama sonrası görülen gözlemlenen istenmeyen etkiler aşağıdaki sıklık derecelerine göre sıralanmıştır:
Çok yaygın (≥ 1/10); yaygın (≥ 1/100, ila < 1/10); yaygın olmayan (≥ 1/1000, ila < 1/100); seyrek (≥ 1/10.000, ila < 1/1000); çok seyrek (< 1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar
Çok seyrek: Mukokütanöz kandidiyazis
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Çok seyrek: Geri dönüşümlü lökopeni (şiddetli nötropeni ya da agranülositozis içeren), geri dönüşümlü trombositopeni, hemolitik anemi, , kanama zamanı ve protrombin zamanında uzama (bakınız Bölüm 4.4.)
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Çok seyrek: Anjiyonörotik ödem, anafilaksi, serum hastalığı ve aşırı duyarlı vasküliti içeren şiddetli alerjik reaksiyonlar
Bilinmiyor: Jarish-Herxheimer reaksiyonu
Sinir sistemi hastalıkları
Çok seyrek: Hiperkinezi, baş dönmesi, konvülsiyonlar (bakınız Bölüm 4.4).
Gastrointestinal hastalıklar
Klinik deneme bilgileri
Yaygın: Bulantı, diyare,
Yaygın olmayan: Kusma,
Pazarlama sonrası bilgiler
Çok seyrek: Antibiyotik ilişkili kolit (psödomembranöz kolit ve hemorajik koliti içeren, bakınız Bölüm 4.4), dilde siyah tüylü görünüm ve yüzeysel diş diskolorasyonu#
Hepato-bilier hastalıkları
Çok seyrek: Hepatit ve kolestatik sarılık, AST ve/veya ALT değerlerinde hafif artış
Deri ve derialtı doku hastalıkları
Klinik deneme bilgileri
Yaygın: Deri döküntüsü
Yaygın olmayan: Ürtiker ve kaşıntı
Pazarlama sonrası bilgiler
Çok seyrek: Eritema multiforme, Stevens-Johnson Sendromu, toksik epidermal nekrolizis, büllöz ve eksfolyatif dermatit, akut jeneralize ekzantematöz püstüloz. (AGEP) (bakınız Bölüm 4.4) ve eozinofili ve sistemik semptomların eşlik ettiği ilaç reaksiyonu (DRESS) gibi deri reaksiyonları
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Çok seyrek: interstisiyel nefrit, kristalüri (bakınız Bölüm 4.4 ve 4.9 doz aşımı)
*Bu etkilerin görülme sıklığı, Amoksisilin alan yaklaşık 6.000 erişkin ve pediatrik hastayı içeren klinik çalışmalardan elde edilmiştir.
#Yüzeysel diş diskolorasyonu çocuklarda bildirilmiştir. Genellikle diş fırçalama ile temizlenen diskolorasyın iyi ağız hijyeni ile önlenebilir.
Şüpheli advers reaksiyonların raporlanması
Ruhsatlandırma sonrası şüpheli ilaç advers reaksiyonlarının raporlanması büyük önem taşımaktadır. Raporlama yapılması, ilacın yarar/risk dengesinin sürekli olarak izlenmesine olanak sağlar. Sağlık mesleği mensuplarının herhangi bir şüpheli advers reaksiyonu Türkiye Farmakovijilans Merkezi (TÜFAM)’ne bildirmeleri gerekmektedir (www.titck.gov.tr; e-posta: tufam@titck.gov.tr; tel: 0 800 314 00 08; faks: 0 312 218 35 99).
Doz aşımı belirtileri
Gastrointestinal semptomlar (bulantı, kusma ve diyare ishal gibi) ve sıvı ve elektrolit dengelerinde dengelerinin bozulması belirgin olabilir. görülebilir. Bazı vakalarda renal böbrek yetmezliğe yetmezliğine yol açan varabilen amoksisilin kristalürisi gözlenmiştir. Renal Böbrek fonksiyon bzoukluğu olan hastalarda ya da veya yüksek dozla tedavi edilenlerde konvulsiyonlar konvülsiyonlar ortaya çıkabilir (bkz. Bölüm 4.4 ve 4.8)
İntoksikasyonun Zehirlenme tedavisi
Gastrointestinal semptomlar, su/elektrolit dengesine dikkat edilerek semptomatik olarak tedavi edilebilir.
Amoksisilin hemodiyaliz ile dolaşımdan uzaklaştırılabilir.
Farmakoterapötik grup: Beta laktam antibakteriyeller, penisilin grubu Geniş spektrumlu penisilinler
ATC kodu: J01CA04
Etki mekanizması:
Amoksisilin, bakteriyel hücre duvarının integral bütünleyici bir yapısal bileşeni olan bakteriyel peptidoglikanın biyosentez yolağındaki biyosentetik yolunda bulunan bir veya daha fazla enzimi (genellikle penisilin- bağlayan proteinler, PBP’ler, olarak adlandırılır bilinen enzimler) inhibe eden yarı sentetik bir penisilindir (beta-laktam antibiyotik). Peptidoglikan sentezinin inhibisyonu, genellikle hücre parçalanması ve ölümü ile takip edilen hücre duvarının zayıflamasına yol açarak genellikle hücre lizisi ve ölümüyle sonuçlanır.
Amoksisilin, dirençli bakterilerin tarafından ürettiği ürettilen beta beta-laktamazların tarafından degradasyona karşı etkisine duyarlıdır ve dolayısıyla tek başına amoksisilinin aktivite spektrumu, bu enzimleri üreten organizmaları içermemektedir içermez.
Farmakokinetik/farmakodinamik ilişki etkileşimler
Minimum inhibitör konsantrasyonun üzerindeki zaman (T>MIC), amoksisilinin etkinliğinde majör belirleyici olarak kabul edilmektedir.
Direnç mekanizması
Amoksisiline direnç mekanizmları temel olarak şunlardır:
Bakterilerin veya akış pompası mekanizmalarının geçirmezliği, özellikle gram negatif bakterilerde bakteriyel dirence neden olabilir veya katkıda bulunabilir.
Bakteride impermeabilite ya da efluks pompası mekanizmaları, özellikle gram-negatif bakterilerde, dirence neden olabilmektedir.
Limitler
Amoksisilinin, Avrupa Antimikrobiyal Duyarlılık Testleri Komitesi (EUCAST) verisyon 5.0’daki MIC limitleri aşağıdadır.
Sınır değeri
Amoksisilin için MIC sınır değeri, Avrupa Antimikrobiyal Duyarlılık Testleri Komitesi'nin (EUCAST) 5.0 versiyonuna göre verilmiştir.
Organizmalar |
MIC sınır değeri (mg/L) |
|
Duyarlı ≤ |
Dirençli > |
|
Enterobakterler |
81 |
8 |
Stafilokok türleri |
Not2 |
Not2 |
Enterococcus türleri3 |
4 |
8 |
Streptococcus A, B, C ve G grupları |
Not4 |
Not4 |
Streptococcus pneumoniae |
Not5 |
Not5 |
Viridans gruıp streptokok |
0.5 |
2 |
Haemophilus influenzae |
26 |
26 |
Moraxella catarrhalis |
Not7 |
Not7 |
Neisseria meningitidis |
0.125 |
1 |
Clostridium difficile dışındaki gram pozitif anaerobikler |
4 |
8 |
Gram negatif anaerobikler8 |
0.5 |
2 |
Helicobacter pylori |
0.1259 |
0.1259 |
Pasteurella multocida |
1 |
1 |
Türlerle ilgili olmayan sınır değerler |
2 |
8 |
1 Yabani tip Enterobakterler, aminopenisilinlere duyarlı olarak kategorize edilir. Bazı ülkeler, yabani tip E. coli ve P. mirabilis izolatlarını ortada sınıflandırmayı tercih etmektedir. Bu durumda, MIC sınır değeri S ≤ 0,5 mg / L kullanılır.
2 Çoğu stafilokok amoksisiline dirençli penisilinaz üretmektedir. Bazı istisnalar dışında metisilin dirençli izolatlar beta-laktam ajanlara karşı dirençlidir.
3 amoksisilin duyarlılığı ampisilinden çıkarılabilir.
4 Streptokok A, B, C ve G gruplarının penisilinlere duyarlılığı benzilpenisilin duyarlılığından çıkarılabilir.
5 Sınır değeri sadece menenjit dışı izolatlar ile ilgilidir. Ampisiline karşı orta düzeyde kategorize edilen izolatlar için amoksisilin ile tedaviden kaçınılmalıdır. Duyarlılık, ampisisilin MIC değerinden çıkarılabilir.
6 Sınır değerlerinde intravenöz uygulama esas alınmıştır. Beta-laktamaz pozitif izolatlar dirençli olarak bildirilmelidir.
7 Beta laktamaz üreticileri dirençli olarak bildirilmelidir.
8 Amoksisilin duyarlılığı benzilpenisilin duyarlılığından çıkarılabilir.
9 Sınır değerlerinde, yabani tipleri duyarlılığı azaltılmış olanlardan ayırt etmeyi sağlayan epidemiyolojik sınır değerler (ECOFFs) esas alınmıştır.
10 Türlerle ilgili olmayan sınır değerlerde günlük 3 veya 4 kez en az 0.5 g (1.5 – 2 g/gün) dozlar esas alınmıştır.
Direncin yaygınlığı, seçilen türler için coğrafi olarak ve zamanla değişebilir ve özellikle şiddetli enfeksiyonların tedavisinde, dirençle ilgili yerel bilgiler istenebilir. Yerel direnç prevalansı söz konusu olduğunda, ajanın en azından bazı enfeksiyon türlerinde yararlılığı olduğu düşünüldüğünde, uzman tavsiyesi alınmalıdır.
Mikroorganizmaların Amoksisiline karşı in vitro duyarlılığı
Genellikle Duyarlı Türler
Gram pozitif aeroblar
Enterococcus faecalis
Beta-hemolitik streptokoklar (A, B, C ve G grupları)
Listeria monocytogenes
Direnç Kazanması problem olabilecek türler
Gram negatif aerobler
Escherichia coli
Haemophilus influenzae
Helicobacter pylori
Proteus mirabilis
Salmonella typhi
Salmonella paratyphi
Pasteurella multocida
Gram pozitif aeroblar
Koagülaz negatif stafilokok
Staphylococcus aureus£
Streptococcus pneumoniae
Viridans grup streptokok
Gram pozitif anaeroblar
Clostridium türleri
Gram negatif anaeroblar
Fusobacterium türleri
Diğer
Borrelia burgdorferi
Kendiliğinden dirençli organizmalar†
Gram pozitif aeroblar
Enterococcus faecium†
Gram negatif aerobler
Acinetobacter türleri
Enterobacter türleri
Klebsiella türleri
Pseudomonas türleri
Gram negatif anaeroblar
Bacteroides türleri (Bacteriodes fragilis suşları dirençli olabilir)
Diğer
Chlamydia türleri
Mycoplasma türleri
Legionella türleri
† Edinilmiş direnç mekanizması yokluğunda doğal orta düzeyde duyarlılık
£ Neredeyse tüm S.aureus suşları penisilinaz üretimi nedeniyle amoksisiline karşı dirençlidir. Ayrıca metisiline dirençli tüm suşlar da amoksisiline dirençlidir.
Genel özellikler
Emilim:
Amoksisilin, fizyolojik pH’ta sulu çözelti içerisinde tümüyle çözünür tamamen ayrışır. Oral yolla uygulandığında hızlı ve iyi absorbe olur bir şekilde emilir. Oral alımı takiben amoksisilinin biyoyararlanımı yaklaşık %70’tir. Pik En yüksek plazma konsantrasyonuna kadar geçen süre (Tmaks) yaklaşık bir saattir.
Sağlıklı gönüllülere aç karnına günde 3 kez 250 mg amoksisilinin uygulandığı bir çalışmanın farmakokinetik sonuçları aşağıda verilmektedir.
Cmaks |
Tmaks * |
AUC EAA (0-24s) |
T ½ |
(μgmcg/ml) |
(saat) |
(μgmcg.s/ml) |
(saat) |
3.3 ± 1.12 |
1.5 (1.0-2.0) |
26.7 ± 4.56 |
1.36 ± 0.56 |
*Medyan (aralık) |
250 ila 3000 mg aralığında, biyoyararlanım doza oranla doğrusaldır (Cmaks ve EAA olarak ölçülür). Emilimi, aynı anda gıda alımından etkilenmez.
250 ila 3000 mg aralığında biyoyararlanım doz ile orantılı olarak lineerdir (Cmaks ve AUC olarak ölçülmüştür). Absorpsiyon eş zamanlı gıda alımı ile etkilenmemektedir.
Amoksisilinin uzaklaştırılması için hemodiyaliz kullanılabilir.
Dağılım:
Total Toplam plazma amoksisilininin yaklaşık %18’i proteinlere bağlanmaktadır bağlanır ve görünür görünen dağılım hacmi yaklaşık 0.3 ila 0.4 l/kg’dır civarındadır.
İntravenöz uygulamayı uygulamanın ardından takibenamoksisilisafra kesesinde,abdominal karın dokusunda, deri, yağ, kas dokusudokularında, sinovial sinovyal ve peritoneal sıvılarında, safra ve iltihap içerisinde amoksisilin bulunmuştur. Amoksisilin serebrospinal sıvıdabeyin omurilik sıvısında yeterinde dağılmamaktadıryeterli değildir.
Hayvan çalışmalarından, ilaç türevi materyalin belirgin bir doku tutulumu olduğuna dair kanıt sağlanmamıştır. Amoksisilin, birçok penisilin gibi, anne sütünde tespit edilebilir (bkz. bölüm 4.6).
Hayvan çalışmalarından, ilaçtan kaynaklanan materyallerle önemli doku tutulumuna ilişkin kanıt yoktur. Amoksisilin, çoğu penisilin gibi, anne sütünde de tespit edilebilir (bakınız Bölüm 4.6).
Amoksisilinin plasental bariyeri aştığı gösterilmiştir (bkz. bölüm 4.6).
Biyotransformasyon:
Amoksisilin, başlangıç dozunun %10 ila 25’ine eşdeğer miktarlarda inaktif penisilonik asit olarak kısmen idrar ile atılmaktadır.
Eliminasyon:
Amoksisilinin majör ana eliminasyon yolu böbreklerdir.
Amoksisilinin sağlıklı deneklerde ortalama eliminasyon yarılanma ömrü yaklaşık bir saattir ve ortalama klerensi yaklaşık 25 l/saattir. Amoksisilinin 250mg veya 500mg’lık tek doz uygulanmasından sonraki ilk 6 saat süresince yaklaşık % 60 ila 70’i değişmeden idrarla atılmaktadır. Çeşitli çalışmalarda, amoksisilinin 24 saatlik bir periyotta idrarla atılımının %50-85 olduğu bulunmuştur.
Amoksisilin ortalama eliminasyon yarılanma ömrü yaklaşık bir saattir ve ortalama total klirens sağlıklı kişilerde yaklaşık 25 litre/saattir. Tek bir 250 mg veya 500 mg doz amoksisilin uygulanmasından sonraki ilk 6 saat boyunca, idrarda yaklaşık % 60 ila% 70 oranında amoksisilin değişikliğe uğramadan atılır. Çeşitli çalışmalarda 24 saatlik bir sürede amoksisilinin idrarla atılım miktarının % 50-85 olduğu bulunmuştur.
Eşzamanlı probenesid kullanımı amoksisilinin atılımını geciktirmektedir (bkz. bölüm 4.5).
Hastalardaki karakteristik özellikler
Yaş:
Amoksisilinin elminasyon yarılanma ömrü 3 aylık ila 2 yaş civarındaki arası çocuklarda ve daha büyük çocuklar ile erişkinlerde yetişkinlik için benzerdir. Bir haftalık Ççok küçük çocuklarda için (preterm yenidoğanlar erken doğmuş bebekler dahil), uygulama aralığı böbrek eliminasyon yolunun olgunlaşmamasına bağlı olarak ikiyi geçmemelidir hayatın ilk haftasında uygulama aralığı, renal eliminasyon yolağının olgunlaşmaması nedeniyle günde iki kezi geçmemelidir. Yaşlı hastaların hastalarda renal böbrek fonksiyonlarında azalma ihtimali daha fazla olduğundan doz seçiminde dikkatli olunmalıdır. Renal Böbrek fonksiyonun izlenmesi faydalı olabilir.
Cinsiyet:
Sağlıklı erkek ve kadınlarda bireylere oral yoldan amoksisilin uygulanmasını takiben, cinsiyetin amoksisilin farmakokinetiği üzerine belirgin etkisi olmadığı görülmüştürönemli bir etkisi görülmemiştir.
Renal bozuklukBöbrek yetmezliği:
Böbrek işlevinin azalmasıyla doğru orantılı olarak amoksisilin total serum klerensi de azalır (bakınız Bölüm 4.2 ve 4.4).
Amoksisilinin toplam serum klerensi, renal fonksiyon azaldıkça orantılı olarak azalmaktadır (bkz. bölüm 4.2 ve 4.4).
Karaciğer yetmezliği
Karaciğer yetmezliği bulunan hastalarda doz dikkatle belirlenmeli ve karaciğer işlevleri düzenli aralıklarla izlenmelidir.
Amoksisilinin karsinojenik potansiyelini değerlendirmek için uzun dönem çalışmalar yapılmamıştır. Tek başına amoksisilinin mutajenik potansiyeli de değerlendirilmemiştir. Amoksisilin klavulanatla yapılan testler sonucu elde edilen bilgiler mevcuttur. Amoksisilin klavulanat, bakteriyel mutasyon yönteminde ve maya gen dönüştürme yönteminde mutajenite göstermemiştir. Fare lenfoma yönteminde zayıf pozitif bulunmuştur. Fakat bu yöntemdeki artmış mutasyon sıklıkları hücrelerin hayatta kalımının azalmasıyla birliktedir. Amoksisilin klavulanat fare mikronukleus testinde ve farelerdeki dominant letal yönteminde negatif bulunmuştur. Potasyum klavulanat, tek başına Ames bakteriyel mutasyon yönteminde ve fare mikronukleus testinde değerlendirilmiş ve her iki yöntemde de negatif sonuçlar elde edilmiştir. Sıçanlarla yapılan multi-jenerasyon üreme çalışmalarında, 500 mg/kg’a kadar olan dozlarda (mg/m2 başına insan dozunun yaklaşık 3 katı) insan fertilite bozukluğu veya diğer üremeyle ilgili yan etkilere rastlanmamıştır.
Kroskarmelloz sodyum
Magnezyum stearat
Geçerli değildir
24 ay
25ºC altındaki oda sıcaklığında ve kuru bir yerde saklayınız.
10 kapsüllük blister ambalajlarda, 10 blister şeklindedir.
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller “Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği” ve Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği”ne uygun olarak imha edilmelidir.
Adı: ATABAY KİMYA SAN. VE TİC. A.Ş.
Adresi: Acıbadem, Köftüncü Sokak No: 1
34718 Kadıköy / İSTANBUL
2017/408
İlk ruhsat tarihi: 14.06.2017
Ruhsat yenileme tarihi:
21.05.2020