Kullanma Talimatı | Nedir Ne İçin Kullanılır |
Nasıl Kullanılır | Yan Etkileri |
Eş Değerleri | Dikkat Edilmesi Gerekenler |
Kısa Ürün Bilgisi | Prospektus |
DETRUSITOL SR 4 mg kapsül
Tolterodin L-tartarat 4 mg (2.74 mg tolterodine eşdeğer)
Sukroz 123.07 mg (maksimum)
Yardımcı maddeler için 6.1.e bakınız.
Yavaş salımlı kapsül. Beyaz baskılı mavi kapsül.
Acil idrara çıkma dürtüsünün eşlik ettiği sık idrara çıkma ve/veya idrar kaçırma gibi semptomlar ile kendini gösteren aşırı aktif mesane sendromunun semptomatik tedavisinde endikedir.
Pozoloji / Uygulama sıklığı ve süresi:
Erişkinler (Yaşlılar da dahil olmak üzere)
, 5.2 Farmakokinetik özellikler). Baş edilemeyen ciddi yan etkilerin ortaya çıkması durumunda doz, günde bir kez 4 mgdan 2 mga düşürülerek verilebilir.
Tedavinin etkisi 2-3 ay sonra tekrar değerlendirilmelidir (bkz. Bölüm 5.1. Farmakodinamik Özellikler).
Uygulama şekli:
Ağızdan alınır. Uzun etkili kapsüller yiyeceklerle beraber veya aç karnına alınabilir. Kapsüller bütün olarak yutulmalıdır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek / Karaciğer yetmezliği:
Pediyatrik popülasyon:
Çocuklardaki güvenliliği ve etkililiği henüz belirlenmemiştir Bu nedenle DETRUSITOL SRın çocuklarda kullanılması tavsiye edilmemektedir.
Geriyatrik popülasyon:
DETRUSITOL SR aşağıdaki durumlarda kontrendikedir:
Üriner retansiyon
Kontrol edilemeyen dar açılı glokom
Myastenia gravis
Tolterodin veya formülasyonunda bulunan yardımcı maddelere karşı bilinen aşırı duyarlılık
Ağır ülseratif kolit
Tanısı konmuş veya şüpheli konjenital uzamış QT sendromu veya Torsades de Pointes hastalarında DETRUSITOL kullanımından kaçınılmalıdır.
DETRUSITOL SR aşağıdaki durumlarda dikkatli kullanılmalıdır:
Üriner retansiyonu riski taşıyan ciddi mesane ağzı obstrüksiyonu
Gastrointestinal obstrüktif bozukluklar, örneğin; pilor stenozu.
ve 5.2 Farmakokinetik özellikler)
ve 5.2 Farmakokinetik özellikler)
Otonomik nöropati
Hiatus hernisi
Gastrointestinal motilitede azalması riski
DETRUSITOL IR hemen salımlı tabletlerin QT aralığı üzerine etkisi ile ilgili yapılan bir çalışmada, günde 8 mgın (tedavi dozunun iki katı - supraterapötik doz) günde 4 mga (terapötik doz) göre QT aralığı üzerine etkisi daha fazladır ve bu etki CYP2D6 metabolizması düşük olanlarda yüksek olanlara göre daha belirgindir (bkz. Bölüm 5.1. Farmakodinamik Özellikler). Bu bulguların klinik olarak anlamlılığı belirgin değildir ve bireysel hasta risk faktörlerine ve mevcut duyarlılığa bağlıdır.
Uzamış QT sendromu için risk faktörü olan hastalarda DETRUSITOL SR dikkatli kullanılmalıdır:
Konjenital veya belgelenmiş edinsel QT uzaması olan hastalar
Hipokalemi, hipomagnezemi ve hipokalsemi gibi elektrolit bozuklukları
Bradikardi
Önceden var olan ilgili kardiyak hastalıklar (kardiyomiyopati, miyokard iskemisi, aritmi, konjestif kalp yetmezliği gibi)
QT aralığını uzattığı bilinen Sınıf IA (kinidin, prokainamid gibi) ve Sınıf III (amiodaron, sotalol gibi) antiaritmik ilaçlarla birlikte kullanım
Bu, özellikle güçlü CYP3A4 inhibitörleri alındığında da geçerlidir (bkz. Bölüm 5.1. Farmakodinamik Özellikler).
Aşırı aktif mesane sendromu için uygulanan bütün diğer tedavilerde olduğu gibi, tedavi başlatılmadan önce acil idrara çıkma dürtüsünün ve sıklığının organik nedenleri araştırılmalıdır.
Antimuskarinik özelliklere sahip ilaçlarla birlikte kullanıldığında terapötik etkililik ve yan etkiler daha belirginleşebilir. Buna karşılık, muskarinik kolinerjik reseptör agonistleri ile birlikte uygulandığında tolterodinin terapötik etkisi azalabilir.
DETRUSITOL SR, metoklopramid ve sisaprid gibi ilaçların prokinetik etkisini azaltabilir.
Güçlü bir CYP2D6 inhibitörü olan fluoksetin ile kombine kullanım, tolterodin ile CYP2D6ya bağımlı metaboliti 5-hidroksimetil tolterodin, eşdeğer etkinliğe sahip olduklarından, klinik olarak anlamlı bir etkileşmeye neden olmaz.
İlaç etkileşmeleriyle ilgili klinik çalışmalar varfarin veya kombine oral kontraseptifler (etinil estradiol/levonorgestrel) ile herhangi bir etkileşimin olmadığını göstermiştir.
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi Cdir.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Tolterodinin gebe kadınlarda kullanımına ilişkin yeterli veri mevcut değildir. Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar üreme toksisitesinin bulunduğunu göstermiştir (bkz. Bölüm 5.3 Klinik öncesi güvenlilik verileri). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.
Gebelik dönemi
DETRUSTOL SRın gebelik döneminde kullanımı tavsiye edilmemektedir.
Laktasyon dönemi
İnsanlarda anne sütüne geçişi ile ilgili veri bulunmamaktadır. Emzirme döneminde DETRUSITOL SR kullanımından kaçınılmalıdır.
Üreme yeteneği/Fertilite
DETRUSITOL SR farmakolojik etkisi nedeniyle, ağız kuruluğu, dispepsi ve gözde kuruluk gibi, hafif ila orta derecede antimuskarinik etkilere neden olabilir.
Aşağıda, klinik çalışmalarda ve pazarlama sonrası deneyim sırasında DETRUSITOL SR ile elde edilen veriler yer almaktadır. En yaygın bildirilen yan etki, DETRUSITOL SR ile tedavi edilen hastaların %23.4ünde, plasebo uygulanan hastaların %7.7sinde ortaya çıkan ağız kuruluğu olmuştur.
aşağıdaki kategorilerde gösterildiği şekilde sıralanmıştır. Çok yaygın (> 1/10); yaygın (> 1/100 , <1/10); yaygın olmayan ( > 1/1.000, <1/100); seyrek (> 1/10.000, <1/1.000); çok seyrek (<1/10.000); bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor):
Enfeksiyonlar ve enfestasyonlar:
Yaygın : Sinüzit
Bağışıklık sistemi bozuklukları:
Yaygın olmayan : Başka bir şekilde açıklanamayan aşırı duyarlılık (alerjik
reaksiyon)
Bilinmiyor : Anafilaktik reaksiyon
Psikiyatrik bozukluklar:
Yaygın olmayan : Sinirlilik
Bilinmiyor : Konfüzyon, halüsinasyon, oryantasyon bozukluğu
Sinir sistemi bozuklukları:
Yaygın : Baş ağrısı, baş dönmesi, uyku hali
Yaygın olmayan : Parestezi, hafıza bozuklukları
Göz bozuklukları:
Yaygın : Gözde kuruluk, görme bozukluğu (anormal akomodasyon)
Kulak ve iç kulak bozuklukları:
Yaygın olmayan : Vertigo
Kardiyak bozukluklar:
Yaygın olmayan : Palpitasyonlar, kalp yetmezliği, aritmi
Bilinmiyor : Taşikardi
Vasküler bozukluklar:
Bilinmiyor : Deride kızarıklık
Gastrointestinal bozukluklar:
Çok yaygın : Ağız kuruluğu
Yaygın : Dispepsi, konstipasyon, abdominal ağrı gaz, diyare
Bilinmiyor : Gastroözofajiyal reflü, kusma
Deri ve deri altı doku bozuklukları:
Bilinmiyor : Deride kuruluk, anjiyoödem
Böbrek ve idrar bozuklukları:
Yaygın : Dizüri
Yaygın olmayan : Üriner retansiyon
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin bozukluklar:
Yaygın : Yorgunluk, periferal ödem
Yaygın olmayan : Göğüs ağrısı
Demans tedavisi için kolinesteraz inhibitörleri alan hastalarda tolterodin tedavisine başlandıktan sonra demans semptomlarında alevlenme (konfüzyon, oryantasyon bozukluğu, delüzyon gibi) bildirilmiştir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Pediyatrik popülasyon:
Gönüllülere tek doz olarak verilen en yüksek tolterodin tartarat dozu, 12.8 mgdır. Gözlenen en ciddi advers etki akomodasyon bozuklukları ve idrar yapma zorluğu olmuştur.
DETRUSITOL SRın doz aşımında, hastaya gastrik lavaj yapılmalı ve aktif kömür verilmelidir. Semptomlar aşağıda açıklandığı şekilde tedavi edilir:
- Ciddi santral antikolinerjik etkiler (halüsinasyonlar, şiddetli eksitasyon gibi): Fizostigmin verilir.
- Konvülsiyon veya belirgin eksitasyon: Benzodiazepinler uygulanır.
- Solunum yetmezliği: Suni solunum uygulanır.
- Taşikardi: Beta-blokerler ile tedavi edilir.
- Üriner retansiyon: Kateterizasyon ile tedavi edilir.
- Midriyazis: Pilokarpin göz damlası damlatılır ve/veya hasta karanlık bir odaya alınır.
Dört günden daha uzun süre 8 mg hemen salımlı DETRUSITOL kullanıldığında (hemen salımlı formülasyonda tavsiye edilen günlük dozun iki katı ve uzun etkili kapsül formülasyonunda oluşan pikin üç katına eşdeğer), QT aralığında uzama görülmüştür. DETRUSITOL doz aşımında, QT uzamasının tedavisi için standart destekleyici tedaviler uygulanmalıdır.
Farmakoterapötik grup: Üriner Antispazmodikler ATC kodu: G04B D07
Tedavinin etkisi 4 haftada beklenebilir.
Faz III programında, primer sonlanım noktası, haftalık idrara çıkma sayısında azalma ve sekonder sonlanım noktaları ise, 24 saatlik işemede azalma ve her bir işemede işenen ortalama hacim artışıydı. Bu parametreler aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.
Tablo 1. Günde tek doz DETRUSITOL SR 4 mg ile plasebonun karşılaştırıldığı 12 haftalık çalışma. Başlangıç değerlerine göre mutlak değişiklik ve % değişiklik oranı. Plasebo ile karşılaştırmalı olarak DETRUSITOL SR ile tedavi farkı: Tahmin edilen en küçük haneler ortalaması ve % 95 güven aralığı ile. |
||||
DETRUSITOL SR 4 mg Günde bir kez (n= 507) |
Plasebo (n= 508) |
Plaseboya karşı tedavi farkı: Ortalama değişim ve % 95 güven aralığı |
Plaseboya oranla istatistiksel anlamlılık (p-değeri) |
|
Haftalık idrar kaçırma sayısı |
-11.8 (%-54) |
-6.9 (%-28) |
-4.8 (-7.2; -2.5)* |
< 0.001 |
24 saatte idrara çıkma sayısı |
-1.8 (%-13) |
-1.2 (%-8) |
-0.6 (-1.0; -0.2) |
0.005 |
Her idrara çıkmada boşaltılan ortalama hacim (ml) |
+34 (%+27) |
+14 (%+12) |
+20 (14; 26) |
<0.001 |
* Bonferroniye göre % 97.5 güven aralığı
12 haftalık tedavi sonrasında; DETRUSITOL SR grubunda %23.8 (121/507) ve plasebo grubunda %15.7 (80/508) hasta, sübjektif olarak hiç ya/da minimal mesane şikayetleri olduğunu belirtti.
Başlangıçta ürodinamik değerlendirmeleri yapılan hastalarda tolterodinin etkileri değerlendirilmiş ve ürodinamik sonuçlara göre hastalar ürodinami pozitif (motor urgency) veya ürodinami negatif (duyusal urgency) gruba ayrılmıştır. Her grupta, hastalar tolterodin veya plasebo almak üzere randomize edilmiştir. Çalışmada, tolterodinin duysal acil idrara çıkma dürtüsü olan hastalarda plasebodan üstün etkileri olduğuna dair bir kanıt bulunmamıştır.
Tolterodinin QT aralığı üzerine klinik etkileri, yaşlı ve önceden kardiyovasküler hastalığı bulunan hastaları da içeren 600ü aşkın tedavi edilen hastadan alınan EKG ile çalışılmıştır. QT değişiklikler plasebo ve tedavi edilen gruplar arasında belirgin farklılık göstermemiştir.
Tolterodinin QT-uzaması üzerindeki etkisi, 18-55 yaşlarında 48 sağlıklı erkek ve kadın gönüllüde araştırılmıştır. Gönüllülere günde iki kez 2 mg ve günde iki kez 4 mg tolterodin çabuk salımlı formülasyonları verilmiştir. Tolterodin doruk plazma konsantrasyonlarında (1 saat) elde edilen sonuçlar (Friderica düzeltmeli), günde iki kez 2 mg ve günde iki kez 4 mg tolterodin dozlarıyla QTc aralığında sırasıyla 5.0 ve 11.8 milisaniye artış göstermiştir. Aktif internal kontrol olarak kullanılan moksifloksasinde (400 mg) bu artış 19.3 milisaniye olmuştur. Farmakokinetik/farmakodinamik bir model, günde iki kez 2 mg tolterodin alan yavaş metabolizatörlerde (CYP2D6den yoksun) QTc aralığı artışının, günde iki kez 4 mg alan hızlı metabolizörlerle karşılaştırılabilir olduğunu öngörmektedir. Tolterodinin her iki dozunda da, metabolik profillerinden bağımsız olarak gönüllülerin hiçbirinde mutlak QTcF 500 milisaniye aşılmamış veya taban seviyede 60 milisaniye değişimi olmamıştır ki bunlar her iki veri için de önemli eşik değerleri kabul edilmektedir. Günde iki kez 4 mg ile elde edilen doruk maruziyet seviyesi (Cmax), Detrusitol SR kapsülleriyle elde edilen en yüksek terapötik dozun üç katıdır.
Pediyatrik hastalar
Bu formülasyona özgü spesifik farmakokinetik özellikler:
Uzun etkili tolterodin kapsülleri, tolterodinin hemen salınan tabletlerine kıyasla daha yavaş emilir. Bunun sonucunda, maksimum serum konsantrasyonları kapsüllerin uygulanmasından 4 (2-6) saat sonra elde edilir. Kapsül formunda uygulanan tolterodinin yarılanma ömrü, güçlü metabolizatörlerde yaklaşık 6 saat, CYP2D6nın bulunmadığı zayıf metabolizatörlerde yaklaşık 10 saattir. Kararlı durum konsantrasyonlarına, kapsülün uygulanmasından sonraki 4 gün içinde erişilir. Gıdaların, kapsüllerin biyoyararlanımı üzerinde etkisi yoktur.
Emilim:
Tolterodin, oral uygulama sonrasında karaciğerde CYP2D6nın katalize ettiği ilk-geçiş metabolizmasına uğrar ve farmakolojik olarak eşdeğer etkinliğe sahip major metaboliti olan 5-hidroksimetil türevi oluşur.
Tolterodinin mutlak biyoyararlanımı, hastaların büyük bir çoğunluğunu oluşturan güçlü metabolizatörlerde %17, CYP2D6nın bulunmadığı zayıf metabolizatörlerde ise %65tir.
Dağılım:
Tolterodin ve 5-hidroksimetil metaboliti primer olarak orosomukoide bağlanır. Bağlanmayan kısım, ana bileşik ve 5-hidroksimetil türevi için sırasıyla %3.7 ve %36dır. Tolterodinin dağılım hacmi 113 Ldir.
Biyotransformasyon:
Tolterodin oral uygulama sonrasında karaciğer tarafından yoğun metabolizasyona uğratılır. Primer metabolizma yolu, polimorfik CYP2D6 enzimi üzerinden gerçekleşir ve 5-hidroksimetil metabolitinin oluşumuyla sonuçlanır. İleri metabolizma yolları sonucunda 5-karboksilik asit ve N-dealkile 5-karboksilik asit metabolitleri açığa çıkar. İdrarda saptanan metabolitler içinde bu metabolitlerin oranları sırasıyla %51 ve %29dur. Toplumun yaklaşık %7 oranındaki küçük bir bölümünde CYP2D6 etkinliği bulunmaz. Bu bireylerde (zayıf metabolizatörler) belirlenen metabolizma yolu, CYP3A4 aracılığıyla dealkilasyondur, oluşan metabolit N-dealkile tolterodine olup klinik etkinliğe katılmaz. Toplumun geriye kalan bölümü, güçlü metabolizatörler olarak adlandırılır. Güçlü metabolizatörlerde tolterodinin sistemik klerensi yaklaşık 30 L/saattir. Zayıf metabolizatörlerdeki düşük klerens, anlamlı düzeyde (yaklaşık 7 kat) yüksek serum tolterodin konsantrasyonlarına neden olur ve 5-hidroksimetil metaboliti konsantrasyonları ihmal edilebilir düzeyde bulunur.
5-hidroksimetil metaboliti farmakolojik olarak aktiftir ve tolterodinle eşdeğer etkinliğe sahiptir. Tolterodin ve 5-hidroksimetil metabolitinin proteinlere bağlanmadaki farkları nedeniyle, zayıf metabolizatörlerde, serbest tolterodinin EAA (Eğri Altı Alanı) değeri, aynı dozajın uygulandığı CYP2D6 aktivitesi bulunan hastalardaki serbest tolterodin ve 5-hidroksimetil metabolitinin kombine EAA değerine benzer bulunur. Güvenilirlik, tolerabilite ve klinik cevap, fenotipten bağımsız olarak benzer bulunmuştur.
Eliminasyon:
[14C]-tolterodin uygulamasını takiben, radyoaktivitenin yaklaşık %77si idrar, % 17si feçes yoluyla atılır. Verilen dozun %1den azı değişmemiş olarak, %4ü ise 5-hidroksimetil metaboliti şeklinde atılmaktadır. Karboksillenmiş metabolit ve buna karşılık gelen dealkillenmiş metabolit, idrarla atılan miktarın sırasıyla %51 ve %29unu oluşturur.
Doğrusallık/doğrusal olmayan durum:
Terapötik doz aralığında lineer farmakokinetik gösterir.
Hastalardaki karakteristik özellikler
Karaciğer yetmezliği:
Karaciğer sirozu bulunan hastalarda, serbest tolterodin ve 5-hidroksimetil metabolitinin konsantrasyonları yaklaşık 2 kat yüksek bulunmuştur (bkz. Bölüm 4.2 Pozoloji ve uygulama şekli ve Bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).
Böbrek yetmezliği:
Şiddetli böbrek yetmezliği olan hastalarda (insülin klerensi GFR < 30 ml/dk), serbest tolterodin ve 5-hidroksimetil metabolitinin ortalama konsantrasyonları iki katına çıkar. Bu hastalarda diğer metabolitlerin plazma düzeyleri de belirgin derecede (12 kata kadar) artmıştır. Bu metabolitlerin artmış konsantrasyonlarının klinik anlamı bilinmemektedir.
Hafif-orta derecede böbrek bozukluğunda kullanımı ile ilgili veri bulunmamaktadır (bkz Bölüm 4.2 Pozoloji ve uygulama şekli ve Bölüm 4.4 Özel kullanım uyarıları ve önlemleri).
Pediyatrik hastalar:
Toksisite, genotoksisite ve karsinojenisite çalışmalarında, ilacın farmakolojik etkisi haricinde klinik açıdan önemli sayılabilecek hiç bir etkiye rastlanmamıştır.
Reprodüktif çalışmalar fare ve tavşanlarda yapılmıştır.
Farelerde fertilite veya üreme fonksiyonu üzerine etkiler görülmemiştir. İnsanlar için tavsiye edilen en yüksek dozun 7-20 katı daha yüksek dozlarda, Cmaks veya EAA, embriyo ölümü ve malformasyon gözlenmiştir.
Tavşanlarda, malformatif etkiler gözlenmemiştir. Ancak çalışmalarda insanların tedavisinde beklenenden 20 veya 3 kat daha yüksek plazma maruziyeti (Cmaks veya EAA) söz konusudur.
Tolterodin ve aktif insan metabolitleri, köpek purkinje liflerinde (terapötik düzeylerin 14 -75 katında) aksiyon potansiyeli süresini uzatır (%90 repolarizasyon) ve klonlanmış eter-a-go-go- ilişkili gen (hERG) kanallarında (terapötik düzeylerin 0.5 - 26.1 katında) K+ akımını bloke eder. Köpeklerde, tolterodin ve insan metabolitleri (terapötik düzeylerin 3.1- 61.0 katında) QT aralığında uzama gözlenmiştir. Bu bulguların klinikle ilişkisi bilinmemektedir.
Şeker küreleri Surelease E-7-19010 Clear Saf su
Bulunmamaktadır.
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller "Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği" ve "Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmelikleri"ne uygun olarak imha edilmelidir.