Kullanma Talimatı | Nedir Ne İçin Kullanılır |
Nasıl Kullanılır | Yan Etkileri |
Eş Değerleri | Dikkat Edilmesi Gerekenler |
Kısa Ürün Bilgisi | Prospektus |
CELLCEPT ROCHE 250 mg kapsül
Etkin madde:
Bir kapsül 250 mg mikofenolat mofetil içerir.
Kroskarmeloz sodyum 11.9 mg
Yardımcı maddeler için 6.1.e bakınız.
Yardımcı maddeler için 6.1.e bakınız.
Kapsül.
CELLCEPT kapsüller, oblong, mavi/kahve renktedir, kapsül kılıfının üst kısmında CellCept 250 alt kısmında Roche yazısı bulunmaktadır.
CELLCEPT, allojen böbrek nakli alıcısı hastalarda, akut organ reddinin profilaksisi ve ilk veya refrakter organ reddi tedavisinde endikedir.
CELLCEPT, allojen kalp nakli yapılan hastalarda, akut organ reddinin profilaksisinde endikedir. Tedavi edilen popülasyonda MMF, transplantasyondan sonraki ilk yılda sağkalımı iyileştirmiştir.
CELLCEPT, allojen karaciğer nakli yapılan hastalarda akut organ reddinin profilaksisinde endikedir.
Yetişkinler:
Böbrek reddi profilaksisinde standart dozu
Böbrek transplantasyonu yapılan hastalarda kullanım için oral ya da intravenöz (2 SAATTEN AZ OLMAYAN süreyle), günde iki kere 1 glık doz (günlük doz 2 g) önerilir. Klinik çalışmalarda günde iki kere 1.5 glık doz (günlük doz 3 g) kullanılmasının güvenli ve etkin olduğu kanıtlanmasına karşın böbrek transplantasyonu yapılan hastalarda etkinlik açısından hiçbir avantaj gösterilememiştir. Günde 2 g CELLCEPT alan hastalarda, günde 3 g CELLCEPT alan hastalara kıyasla, genel güvenlilik profilinin daha iyi olduğu gösterilmiştir.
Kalp reddi profilaksisinde standart dozu
Kalp transplantasyonu yapılan hastalarda kullanım için oral ya da intravenöz (2 SAATTEN AZ OLMAYAN süreyle), günde iki kere 1.5 glık doz (günlük doz 3 g) önerilir.
Karaciğer reddi profilaksisinde standart dozu
Karaciğer transplantasyonu yapılan hastalarda kullanım için günde iki kere intravenöz (2 SAATTEN AZ OLMAYAN süreyle) 1 glık doz (günlük doz 2 g) ya da günde iki kez oral 1.5 glık doz (günlük 3 g) önerilir.
İlk veya refrakter böbrek reddi tedavisinde standart dozu
İlk veya refrakter red tedavisinde oral ya da intravenöz (2 SAATTEN AZ OLMAYAN süreyle) günde iki kere (günlük doz 3 g) 1.5 glık doz önerilir.
CELLCEPTin başlangıç dozu; böbrek, kalp veya karaciğer transplantasyonundan sonra mümkün olan en kısa sürede verilmelidir.
Uygulama şekli:
Oral kullanım içindir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek yetmezliği:
Ciddi böbrek yetmezliği olan hastalar
Ağır kronik böbrek işlev yetmezliği olan böbrek transplantasyonu hastalarında (glomerüler filtrasyon hızı <25 mL/dak/1.73 m2) böbrek transplantasyonundan hemen sonraki dönemin dışında veya akut ya da refrakter red tedavisinden sonra, günde iki kere 1 gdan fazla dozların uygulanmasından kaçınılmalıdır (bkz. bölüm 4.4 ve bölüm 5.2).
Ciddi kronik böbrek yetmezliği olan kalp veya karaciğer transplantasyonu hastaları ile ilgili herhangi bir veri yoktur.
Transplantasyondan sonra böbrek greft işlevi geciken hastalar
Operasyondan sonra böbrek greft işlevi geciken hastalarda hiçbir doz ayarlamasına gerek yoktur (bkz. bölüm 4.4 ve bölüm 5.2).
Karaciğer yetmezliği:
Ciddi hepatik parenkim karaciğer hastalığı olan böbrek transplantasyonu hastalarında doz ayarlamasına gerek yoktur (bkz. bölüm 5.2).
Ciddi hepatik parenkim karaciğer hastalığı olan kalp transplantasyonu hastaları için herhangi bir veri yoktur.
Pediyatrik popülasyon:
Böbrek reddi profilaksisinde standart dozu
3 aylıktan 18 yaşa kadar olan pediyatrik hastalarda vücut yüzey alanı 1.25ten 1.5 m2ye kadar olan hastalara günde iki kez 750 mg (günlük doz 1500 mg) CELLCEPT kapsül reçetelenebilir.
Kalp reddi profilaksisinde standart dozu
Pediyatrik kalp transplantasyonu hastaları için veri mevcut değildir.
Karaciğer reddi profilaksisinde standart dozu
Pediyatrik karaciğer transplantasyonu hastaları için veri mevcut değildir.
İlk veya refrakter böbrek reddi tedavisinde standart dozu
Pediyatrik böbrek transplantasyonu hastalarında, ilk veya refrakter böbrek reddi için veri mevcut değildir.
Geriyatrik popülasyon (> 65):
Böbrek transplantasyon hastalarında önerilen günde iki kez 1 glık doz ve kalp veya karaciğer transplantasyon hastalarında önerilen günde iki kez 1.5 glık doz yaşlı hastalar için uygundur (bkz. bölüm 4.4).
Diğer:
CELLCEPTe karşı alerjik reaksiyonlar gözlenmiştir.
CELLCEPT;
Etkin madde mikofenolat mofetile, mikofenolik aside veya ilacın içerdiği diğer yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olduğu bilinen hastalarda,
İmmunosupresyon, artmış enfeksiyon duyarlılığına ve olası lenfoma gelişimine yol açabilir. Yalnızca, immünsupresif tedavi ve transplantasyon hastalarının tedavisinde deneyimli olan hekimler CELLCEPT uygulamalıdır. İlacı alan hastalar, yeterli laboratuar, destekleyici tıbbi ilaçlar ve personel ile donatılmış tesislerde tedavi edilmelidir. İdame tedavisinden sorumlu olan hekim, hastanın takibi için gerekli olan eksiksiz bilgiye sahip olmalıdır.
Çocuk doğurma potansiyeline sahip kadın hastalar doğum kontrol yöntemleri kullanmalıdır. Hekimler, kadın hastaları gebelik sırasında CELLCEPT kullanımının artan oranlarda gebelik kaybı ve konjenital malformasyonla ilişkili olduğu konusunda bilgilendirmelidir.
CELLCEPTin gebelik sırasında kullanımı, ilk üç aylık dönemde gebelik kaybında ve konjenital malformasyonda risk artışı, özellikle dış kulak ve yarık dudak ile yarık damağı da içeren yüz anomalileri ve distal ekstremite, kalp, özofagus ve böbrek anomalileri ile ilişkilendirilmiştir. Pazarlama sonrası verilerde gözlemlenen pozitif fetal risk kanıtlarına ve ABD Ulusal Transplantasyon Gebelik Kayıtlarına dayanarak gebelik kategorisi D olarak değiştirilmiştir. Bu durum, hayvanlarda yapılan üreme toksikolojisi çalışmalarında görülen malformasyonlarla benzerlik göstermektedir.
Hamilelik durumunun negatif olduğunun ispat edilmesi koşuluyla kadın hastalarda kullanılabilir. CELLCEPT kullanan kadın hastalarda hamilelik testi negatif olduğu gösterildikten sonra, ilaç kullanımı süresince etkili doğum kontrol yöntemleri uygulanması önerilir. İlaç kesildikten sonra hasta 6 hafta süre ile hamile kalmamalıdır.
İlaç kombinasyonları içeren immünsupresif tedavi uygulanan tüm hastalarda olduğu gibi, immünsupresif tedavinin bir parçası olarak CELLCEPT alan hastalar, lenfoma ve özellikle deride olmak üzere, diğer malignitelerin gelişimi açısından artmış risk altındadır (bkz. bölüm 4.8). Bu risk, herhangi bir spesifik ajanın kullanılmasından çok, immünosupresyonun yoğunluk ve süresi ile ilişkili görünmektedir.
Deri kanseri açısından artmış risk altında olan tüm hastalarda olduğu gibi, güneş ışığına ve UV ışınlara maruz kalınması, koruyucu giysiler giyilerek ve koruma faktörü yüksek kremler kullanılarak sınırlanmalıdır.
CELLCEPT alan hastalara, herhangi bir enfeksiyon belirtisi, beklenmedik çürükler, kanama ya da kemik iliği depresyonuna ilişkin başka belirtiler ortaya çıktığında, bunları derhal bildirmeleri gerektiği açıklanmalıdır.
Bağışıklık sisteminin aşırı baskılanması da fırsatçı enfeksiyonlar, ölümcül enfeksiyonlar ve sepsis gibi enfeksiyonlara eğilimi arttırabilir.
Polyomavirüslerin sebep olduğu gibi, bu tür enfeksiyonlar latent viral reaktivasyonu içerirler. CELLCEPT ile tedavi edilen hastalarda, JC (John Cunningham) virüs ile ilişkili, bazen ölümcül olabilen Progresif Multifokal Lökoensefalopati (PML) vakaları bildirilmiştir. Bildirilen vakalarda, immün sistem yetersizliği ve immünosupresan tedaviler gibi PML için risk faktörleri mevcuttur. İmmün sistemi baskılanmış hastalarda doktorlar, nörolojik belirtiler gösteren hastalarda ayırıcı tanı için PMLyi dikkate almalı ve klinikte belirtildiği şekilde bir nöroloğa danışılması da göz önünde bulundurulmalıdır.
Böbrek transplantasyonu yapılmış hastalarda CELLCEPT kullanımı sırasında, BK virüs ile ilişkili nefropati görülmüştür. Bu enfeksiyon bazen renal greft kaybına yol açan ciddi sonuçlar ile ilişkili olabilir. Hastaların izlenmesi, BK virus ile ilişkili nefropati riski taşıyan hastaları tespit etmeye yardımcı olabilir. BK virüs ile ilişkili nefropati belirtileri gösteren hastalar için immünosupresyonun azaltılması göz önünde bulundurulmalıdır.
CELLCEPTi diğer immünosupresan ajanlarla kombinasyon halinde kullanan hastalarda saf kırmızı hücre aplazisi (PRCA) vakaları raporlanmıştır. Mikofenolat mofetil kaynaklı PRCAnın mekanizması bilinmemektedir; bir immünosupresyon küründeki diğer immünosupresanların ve kombinasyonlarının rölatif katkıları da bilinmemektedir. Bazı vakalarda doz azaltılması veya CELLCEPT tedavisinin kesilmesi durumunda PRCAnın geri dönüşümlü olduğu gözlemlenmiştir. Bununla birlikte nakil hastalarında azalmış immünosupresyon grefti riske atabilir.
Hastalara, CELLCEPT tedavisi sırasında aşıların daha az etkili olacağı ve canlı zayıflatılmış aşı kullanımından kaçınılması gerektiği söylenmelidir (bkz. bölüm 4.5).
İnfluenza aşısı yararlı olabilir; ilacı reçeteleyen hekimler influenza aşısı için ulusal rehberlere başvurmalıdır.
CELLCEPT, nadir olgularda sindirim sisteminde gastrointestinal kanal ülserasyonları, kanama ve perforasyonu içeren advers olayların sıklığındaki bir artışla bağlantılı olduğu için, aktif sindirim sistemi hastalığı olanlarda dikkatle uygulanmalıdır.
CELLCEPT, bir IMPDH (inozin monofostat dehidrogenaz) inhibitörü olduğundan; teorik olarak, ender kalıtsal hipoksantin-guanin fosforibozil-transferaz (HGPRT) eksikliği olan (Lesch-Nyhan ve Kelley-Seegmiller sendromu gibi) hastalarda kullanılmamalıdır.
CELLCEPTin azatioprinle aynı anda uygulanması önerilmez, bunun nedeni ikisinin de kemik iliğini baskılama potansiyeli bulunması ve bu tip birlikte uygulamalar üzerinde henüz çalışılmamış olmasıdır.
Mikofenolik asit (MPA) eğri altındaki alanında (EAA) kolestiramin ile görülen anlamlı azalma dikkate alındığında, CELLCEPTin etkinliğini azaltma potansiyeline sahip olmaları nedeniyle enterohepatik resirkülasyonu etkileyebilecek olan ilaçlarla CELLCEPTin aynı anda kullanımı dikkat gerektirir (bkz. bölüm 4.5).
Ciddi kronik böbrek yetmezliği olan hastalara günde iki kez 1 gdan daha yüksek dozların uygulanmasından kaçınılması gerekir (bkz. bölüm 5.2ve bölüm 4.2 Pozoloji).
Gecikmiş böbrek greft fonksiyonlu transplantasyon sonrası hastalara doz ayarlaması tavsiye edilmemektedir, fakat hastalar dikkatle takip edilmelidir (bkz. bölüm 5.2 ve bölüm 4.2). Ciddi böbrek yetmezliği olan kalp ve karaciğer transplantasyonu hastalarına dair veri bulunmamaktadır.
Yaşlı hastalar genç bireylere oranla, advers olaylar açısından daha yüksek risk altındadırlar (bkz. bölüm 4.4).
Laboratuvar takibi
CELLCEPT alan hastalar tedavinin ilk ayı boyunca her hafta, ikinci ve üçüncü aylarda ayda iki kez ve birinci yıl boyunca da her ay tam kan sayımı yaptırmalıdırlar.
CELLCEPT alan hastalar özellikle nötropeni açısından takip edilmelidirler. Nötropeni gelişimi CELLCEPTe, birlikte kullanılan ilaçlara, viral enfeksiyona veya bu nedenlerin kombinasyonuna bağlı olabilir (bkz.bölüm 4.2). Eğer nötropeni gelişirse (mutlak nötrofil sayısı <1.3 x 103/^L), CELLCEPT kullanımına ara verilmeli veya doz düşürülmeli ve hasta dikkatle takip edilmelidir (bkz. bölüm 4.2).
CELLCEPT, 11.9 mg kroskarmeloz sodyum içermektedir. Bu durum, kontrollü sodyum diyetinde olan hastalar için göz önünde bulundurulmalıdır.
Asiklovir:
Mikofenolat mofetil asiklovir ile birlikte uygulandığında, MPAG (MPAnın fenolik glukronidi) ve asiklovir plazma konsantrasyonlarının, her iki ilacın ayrı uygulanması ile görülenden daha yüksek olduğu saptanmıştır. Böbrek yetmezliğinde, hem MPAG ve hem de asiklovir plazma konsantrasyonları arttığından, mikofenolat mofetilin ve asiklovirin veya öncül ilaçlarının (örn. valasiklovir) tübüler sekresyon için birbiri ile yarışması ve her iki ilacın konsantrasyonlarının daha da artma potansiyeli vardır.
Magnezyum ve alüminyum hidroksit içeren antiasitler:
Antiasitlerle birlikte uygulandığında mikofenolat mofetilin absorbsiyonu azalır.
Kolestiramin:
4 gün, günde üç kez 4 g kolestiramin uygulanmış olan normal, sağlıklı gönüllülere
1.5 g mikofenolat mofetilin tek doz uygulanmasından sonra, MPAnın EAAsında %40 azalma saptanmıştır. Birlikte kullanım sırasında veya enterohepatik sirkülasyon ile etkileşen ilaçlar alınırken dikkatli olunmalıdır (bkz. bölüm 4.4).
Siklosporin A:
Mikofenolat mofetil, siklosporin A (CsA) farmakokinetiğini etkilememiştir. Ancak böbrek transplantasyonu hastalarında, CELLCEPT ve CsAnın birlikte kullanımı, sirolimus ve benzer dozlarda CELLCEPT alan hastalara kıyasla, MPA maruziyetinde %30-50 oranında azalma ile sonuçlanmıştır.
Gansiklovir:
Oral mikofenolat mofetilin ve i.v. gansiklovirin tavsiye edilen dozlarının tek doz uygulanması ile yapılan çalışmanın sonuçlarına ve mikofenolat mofetil (MMF) (bkz.
bölüm 5.2 ve bölüm 4.4) ile gansiklovirin farmakokinetiği üzerine renal bozukluğun bilinen etkilerine dayanarak; renal tübüler sekresyon mekanizması için yarışan bu iki ajanın birlikte kullanılmasının MPAG ve gansiklovir konsantrasyonlarının artmasına sebep olacağı görüşüne varılmıştır. MPA farmakokinetiğinin önemli ölçüde değişmesi beklenmez ve MMF doz ayarlamasına gerek yoktur. MMF ve gansiklovirin veya öncül ilaçlarının (örn. valgansiklovir) birlikte kullanıldığı böbrek yetmezliği olan hastalar dikkatlice izlenmelidir.
Oral kontraseptifler:
Oral kontraseptiflerin farmakokinetiği, CELLCEPT uygulamasından etkilenmez. Üç menstrüel siklus boyunca CELLCEPT (günde iki kere 1 g) ile etinilöstradiol (0.02-0.04 mg) ve levonorgestrel (0.05-0.20 mg), desogestrel (0.15 mg) veya gestoden
(0.05-0.10 mg) içeren oral kontraseptiflerin birlikte uygulandığı psöriasisli 18 kadında yapılan bir çalışma CELLCEPTin serum progesteron, LH ve FSH düzeylerine klinik hiçbir etkide bulunmadığını göstermiştir. Bu, CELLCEPTin oral kontraseptiflerin ovülasyonu baskılayıcı etkisini değiştirmediğini gösterir (bkz. bölüm 4.6).
Rifampisin:
Doz için yapılan düzeltmenin ardından, tek kalp-akciğer transplantasyonu hastasında rifampisinin birlikte alımı ile MPA maruziyetinde (EAA 0-12 saat) % 70 azalma gözlenmiştir. Bu nedenle ilaçlar birlikte kullanılırken, MPA maruziyet seviyelerinin izlenmesi ve klinik etkinlik sağlanması amacıyla CELLCEPT dozlarının ayarlanması önerilmektedir.
Takrolimus:
CELLCEPT ile birlikte alınan takrolimus maruziyetinin, karaciğer transplantasyonu alıcılarında MPA EAA veya Cmaksına etkisi olmamıştır. Benzer bulgu, böbrek transplantasyonu alıcılarında gerçekleştirilen son çalışmada da gözlenmiştir. Böbrek transplantasyonu hastalarında takrolimus konsantrasyonunun CELLCEPT ile değişmediği gösterilmiştir. Ancak karaciğer transplantasyonu hastalarında, takrolimus alan hastalara çoklu CELLCEPT dozları uygulandığında, takrolimus EAAında yaklaşık % 20 azalma olmuştur.
Trimetoprim/sülfametoksazol, norfloksasin ve metronidazol:
CELLCEPT bir antibiyotik ile birlikte ayrı olarak uygulandığında, MPAnın sistemik maruziyetine etkisi olduğu gözlenmemiştir. Buna karşılık, norfloksasin ve metronidazol kombinasyonu, tek doz CELLCEPT sonrasında MPA EAA0-48ını % 30 oranında azaltmıştır.
Siprofloksasin ve amoksisilin/klavulanik asit:
Oral siprofloksasin veya amoksisilin/klavulanik asit başlanmasından hemen sonraki günlerde böbrek nakli hastalarında ön-doz MPA konsantrasyonlarında % 54 oranında düşüş bildirilmiştir. Bu etkiler, antibiyotik kullanımına devam edilmesi ile azalmış, antibiyotik kullanımının bırakılmasıyla kesilmiştir. Ön-doz seviyesindeki değişiklikler tüm MPA maruziyetindeki değişiklikleri tam olarak temsil edemeyeceği için bu gözlemlerin klinik ilgisi net değildir.
Diğer etkileşmeler:
Maymunlarda, probenesidin mikofenolat mofetil ile birlikte kullanımı MPAGnın plazma EAAını 3 kat arttırmıştır. Böbrekten tübüler sekresyonla atıldığı bilinen diğer ilaçlar MPAG ile yarışabilir ve MPAGnin veya tübüler sekresyonla atılan diğer ilacın plazma konsantrasyonlarını arttırabilir.
Sevelamer ve CELLCEPTin erişkinlerde ve pediyatrik hastalarda birlikte alımı, MPA Cmaks ve EAA0.12ını sırasıyla % 30 ve %25 azaltmıştır. Bu veriler, MPA emilimine etkisini minimize etmek amacıyla, sevelamer ve diğer kalsiyumsuz fosfat bağlayıcılarının tercihen CELLCEPT alımından 2 saat sonra verilmesi gerektiğini göstermektedir.
Canlı aşılar:
Yetersiz bağışıklık yanıtı olan hastalara canlı aşılar verilmemelidir. Diğer aşılara antikor yanıtı da azalmış olabilir (bkz. bölüm 4.4).
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Özel popülasyonlara ilişkin hiçbir etkileşim çalışması yürütülmemi ştir.
Pediyatrik popülasyon:
Gebelik kategorisi: D
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/ Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Mikofenolat mofetilin gebelik ve fetus üzerinde zararlı farmakolojik etkileri bulunmaktadır.
Hastaya yönelik potansiyel yarar, fetusa yönelik potansiyel riskten fazla olmadıkça, gebe kadınlarda CELLCEPT kullanılmamalıdır.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınların, tedaviye başlanmadan 1 hafta önceki serum ya da idrar gebelik testlerinin, en az 50 mlU/mL duyarlılıkla negatif olması gerekir. Negatif gebelik testi sonucunu gösteren bir rapor olmaksızın, hekim CELLCEPT ile tedaviye başlamamalıdır.
Histerektomi dışında kısırlık öyküsü bulunsa bile CELLCEPT tedavisinin başlangıcında, tedavi sırasında ve tedavi kesildikten 6 hafta sonrasına kadar etkili kontrasepsiyon uygulanmalıdır. Seçilen yöntem, cinsel ilişkinin tamamen bırakılması değilse iki güvenilir kontrasepsiyon metodu aynı anda kullanılmalıdır (bkz. bölüm 4.5).
Gebelik, tedavi sırasında meydana gelirse hekim ve hasta gebeliği sonlandırmanın gerekliliği üzerinde görüşerek karar vermelidir.
Hekimler, kadın hastaları gebelik sırasında CELLCEPT kullanımının artan oranlarda gebelik kaybı ve konjenital malformasyonla ilişkili olduğu konusunda bilgilendirmelidir.
Gebelik dönemi
CELLCEPTin gebelik sırasında kullanımı, ilk üç aylık dönemde gebelik kaybında ve konjenital malformasyonda risk artışı, özellikle dış kulak ve yarık dudak ile yarık damağı da içeren yüz anomalileri ve distal ekstremite, kalp, özofagus ve böbrek anomalileri ile ilişkilendirilmiştir. Pazarlama sonrası verilerde gözlemlenen pozitif fetal risk kanıtlarına ve ABD Ulusal Transplantasyon Gebelik Kayıtlarına dayanarak gebelik kategorisi D olarak değiştirilmiştir. Bu durum, hayvanlarda yapılan üreme toksikolojisi çalışmalarında görülen malformasyonlarla benzerlik göstermektedir.
Gebe fare ve tavşanlara organogenez sırasında doz verildiğinde, fetal gelişimde advers etkiler (sakatlık dahil) oluşmuştur. Bu yanıtlar, maternal toksisite ile ilişkili dozlardan daha düşük dozlarda ve böbrek, kalp ve karaciğer trasplantasyonu için klinik çalışmalarda önerilen dozlardan daha düşük dozlarda olmuştur. Gebe kadınlara ilişkin yeterli ve kontrollü hiçbir çalışma yoktur. Ancak, hayvanlarda teratojenik etkileri olduğu gösterildiğinden, CELLCEPT gebe kadınlara uygulandığında, fetal hasara neden olabilir. Bu nedenle hastaya yönelik potansiyel yarar, fetusa yönelik potansiyel riskten fazla olmadıkça, gebe kadınlarda CELLCEPT kullanılmamalıdır.
Laktasyon dönemi
Mikofenolat mofetilin insan sütüyle atılıp atılmadığı bilinmemektedir. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, mikofenolat mofetilin sütle atıldığını göstermektedir.
Emzirilen bebeklerdeki mikofenolat mofetile karşı oluşabilecek potansiyel advers etki riski nedeniyle CELLCEPT emziren annelerde kontrendikedir.
Üreme yeteneği/ Fertilite
İmmün süpresif ilaçlara bağlı advers olay profilinin oluşturulması, altta yatan hastalıkların varlığı ve başka birçok ilacın aynı anda kullanımı nedeniyle genellikle zordur.
Çok yaygın (> 1/10); yaygın (> 1/100 ile < 1/10); yaygın olmayan (> 1/1.000 ile < 1/100); seyrek (> 1/10.000 ile < 1/1.000); çok seyrek (< 1/10.000); bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Aşağıdaki yan etkiler klinik çalışmalardan elde edilen verilere dayanmaktadır.
CELLCEPTin böbrek, kalp ve karaciğer transplantasyonunda organ reddinin önlenmesinde siklosporin ve kortikosteroidler ile kombine olarak kullanımıyla ilişkili temel yan etkiler diyare, lökopeni, sepsis ve kusmayı içerir; bazı enfeksiyon tiplerinin (örn. fırsatçı enfeksiyonlar) görülme sıklığında artma gözlenmiştir (bkz. bölüm 4.4).
Refrakter böbrek transplantasyonu reddi için tedavi edilen hastalarda CELLCEPTin güvenilirlik profili, günlük 3 g dozda böbrek reddinin engellenmesi için yapılan üç kontrollü çalışmada gözlenen ile benzer olmuştur. CELLCEPT uygulanan hastalarda, i.v. kortikosteroid uygulanan hastalarla karşılaştırıldığında daha sık görülen yan etkiler; anemi, mide bulantısı, abdominal ağrı, sepsis, kusma ve bulantı ve dispepsi ile devam eden diyare ve lökopenidir.
İlaç kombinasyonları içeren immünsupresif tedavi uygulanan tüm hastalarda olduğu gibi, immün supresif tedavinin bir parçası olarak CELLCEPT alan hastalar, lenfoma ve özellikle deride olmak üzere, diğer malignitelerin gelişimi açısından artmış risk altındadır (bkz. bölüm 4.4.).
En az bir yıl boyunca takip edilen, diğer immün süpresanlarla birlikte CELLCEPT (günlük 2 g veya 3 g) alan kontrollü klinik çalışmalardaki böbrek, kalp ve karaciğer transplantasyonu hastalarının %0.4 (yaygın olmayan) ile %1inde (yaygın) lenfoproliferatif hastalık veya lenfoma gelişmiştir.
Hastaların %1.6 ile %3.2sinde (yaygın) melanom harici deri karsinomu, ve %0.7 (yaygın olmayan) ile %2.1inde (yaygın) değişik tipte maligniteler ortaya çıkmıştır.
Böbrek ve kalp transplantasyonu hastalarında üç yıllık güvenlik verileri malignite sıklığında 1 yıllık verilere oranla beklenmedik bir değişiklik göstermemiştir. Karaciğer transplantasyonu hastaları bir ile üç yıl boyunca takip edilmiştir. Tedavinin kontrollü klinik çalışmalarında, refrakter böbrek reddi tedavisinde ortalama 42 aylık takip sonunda lenfoma oranı %3.9dur (yaygın).
Fırsatçı enfeksiyonlar:
Bütün transplantasyon hastaları artmış fırsatçı enfeksiyon riski altındadır ve risk toplam immün süpresif yüke göre artar (bkz. bölüm 4.4.). En az bir yıl boyunca takip edilen, diğer immün süpresanlarla birlikte CELLCEPT (günlük 2 g veya 3 g) alan böbrek (2 g verileri), kalp ve karaciğer transplantasyonu hastalarında en sık görülen fırsatçı enfeksiyonlar mukokütanöz kandida, CMV viremi/sendromu ve Herpes simplekstir. CMV viremi/sendromlu hastaların oranı %13.5tir (çok yaygın).
CELLCEPT oral uygulamasını takiben güvenlik profili
Böbrek transplantasyonu sonrası reddin önlenmesi amacı ile yapılan kontrollü çalışmaların (3 çalışma, günlük 2 g ve 3 g dozda), kontrollü kalp transplantasyonu ve kontrollü karaciğer transplantasyonu çalışmalarının sonuçlarına göre, >%10 (çok yaygın) ve %3-<%10 (yaygın) olarak rapor edilen advers olaylar aşağıda açıklanmıştır:
Klinik Deneylerde Siklosporin ve Kortikosteroidlerle Birlikte Kullanıldığında CELLCEPT ile Tedavi Edilen Hastalarda >%10 (Çok yaygın) ve %3-<%10 (Yaygın) Olarak Rapor Edilen Advers Olaylar
Sistem Organ Sınıfı |
Böbrek Transplantasyon Hastalarında Bildirilen Advers Olaylar (n=991)* |
Kalp Transplantasyon Hastalarında Bildirilen Advers Olaylar (n=289)** |
Karaciğer Transplantasyon Hastalarında Bildirilen Advers Olaylar (n=277)*** |
|
Kan ve lenf sistemi hastalıkları |
Çok yaygın (>%10) |
anemi (hipokromik anemi dahil), lökositoz, lökopeni, trombositopeni |
anemi (hipokromik anemi dahil), ekimoz, lökositoz, lökopeni, trombositopeni |
anemi (hipokromik anemi dahil), lökositoz, lökopeni, trombositopeni |
Yaygın (%3-<%10) |
ekimoz, polisitemi |
peteşi, protrombin zamanında artış, tromboplastin zamanında artış |
ekimoz, pansitopeni, protrombin zamanında artış |
|
Endokrin sistemi bozuklukları |
Çok yaygın (>%10) |
- |
- |
- |
Yaygın (%3-<%10) |
diabetes mellitus, paratiroid bozukluğu (yükselmiş PTH seviyesi) |
diabetes mellitus, Cushing sendromu, hipotiroidizm |
diabetes mellitus |
|
Metabolizma ve beslenme bozuklukları |
Çok yaygın (>%10) |
hiperkolesterolemi, hiperglisemi, hiperkalemi, hipokalemi, hipofosfatemi |
asidoz (metabolik ya da solunum), bilirubinemi, yükselmiş BUN, yükselmiş kreatinin, yükselmiş enzim seviyeleri (laktik dehidrogenaz, AST ve ALT ), hiperkolesterolemi, hiperglisemi, hiperkalemi, hiperlipidemi, hiperürisemi hipervolemi hipokalemi, hipomagnezemi, hiponatremi, kilo artışı |
bilirubinemi, yükselmiş BUN, yükselmiş kreatinin, anormal iyileşme, hiperglisemi, hiperkalemi, hipokalsemi, hipokalemi, hipoglisemi, hipomagnezemi, hipofosfatemi, hipoproteinemi |
Yaygın (%3-<%10) |
asidoz (metabolik ya da solunum), alkali fosfataz yükselmesi, dehidratasyon, enzim seviyelerinde artış (gama glutamil transpeptidaz, laktik dehidrogenaz, AST ve ALT ), kreatinin artışı, hiperkalsemi, hiperlipidemi, hipervolemi, hipokalsemi, hipoglisemi, hipoproteinemi, hiperürisemi, ağırlık artışı |
anormal iyileşme, alkali fosfataz yükselmesi, alkaloz, dehidrasyon, gut, hipokalsemi, hipokloremi, hipoglisemi, hipoproteinemi, hipofosfatemi, hipovolemi, hipoksi, solunum asidozu, susuzluk hissi, kilo kaybı |
asidoz (metabolik ya da solunum ), alkali fosfataz yükselmesi, dehidrasyon, yükselmiş enzim seviyeleri (AST ve ALT ), hiperkolesterolemi, hiperlipidemi, hiperfosfatemi, hipervolemi, hiponatremi, hipoksi, hipovolemi, kilo artışı, kilo kaybı |
|
Sinir sistemi bozuklukları |
Çok yaygın (>%10) |
baş dönmesi, uykusuzluk, titreme |
ajitasyon, anksiyete, konfüzyon, depresyon, baş dönmesi, hipertoni, uykusuzluk, parestezi, somnolans, titreme |
anksiyete, konfüzyon, depresyon, baş dönmesi, uykusuzluk, parestezi, titreme |
Yaygın (%3-<%10) |
anksiyete, depresyon, hipertoni, parestezi, somnolans |
konvülsiyon, duygusal dengesizlik, halüsinasyonlar, nöropati, anormal düşünme, vertigo |
ajitasyon, konvülsiyon, delirium, ağız kuruluğu, hipertoni, hipoestezi, nöropati, psikoz, somnolans, anormal düşünme |
|
Göz bozuklukları |
Çok yaygın (>%10) |
- |
ambliyopi |
- |
Yaygın (%3-<%10) |
ambliyopi, katarakt, konjunktivit |
anormal görme, konjunktivit, göz kanaması |
anormal görme, ambliyopi, konjunktivit |
|
Kulak ve iç kulak bozuklukları |
Yaygın (%3-<%10) |
sağırlık, kulak ağrısı, kulak çınlaması |
sağırlık |
Kardiyak |
Çok yaygın |
hipertansiyon |
aritmi, |
hipertansiyon, |
bozukluklar |
(>%10) |
bradikardi, kalp yetmezliği, hipertansiyon, hipotansiyon, perikardiyal efüzyon |
hipotansiyon, taşikardi |
|
Yaygın |
anjina pektoris, |
anjina pektoris, |
arteriyel tromboz, |
|
(%3-<%10) |
atriyal |
aritmiler |
atriyal |
|
fibrilasyon, |
(supraventriküler ve |
fibrilasyon, |
||
hipotansiyon, |
ventriküler |
aritmi, |
||
postural |
ekstrasistol, atriyal |
bradikardi, |
||
hipotansiyon, |
flutter, |
vazodilatasyon |
||
taşikardi, |
supraventriküler ve |
senkop |
||
tromboz, |
ventriküler taşikardiyi |
|||
vazodilatasyon |
de içerir), |
|||
atriyal fibrilasyon, kalp durması, konjestif kalp yetmezliği, postural hipotansiyon, pulmoner hipertansiyon, senkop, vazospazm, venöz basınçta artma |
||||
Solunum |
Çok yaygın |
artmış öksürük, |
astım, |
atelektazi, |
sistemi |
(>%10) |
dispne, |
artmış öksürük, |
artmış öksürük, |
bozuklukları |
farenjit, |
dispne, |
dispne, |
|
pnömoni, |
farenjit, |
farenjit, |
||
bronşit |
plevral efüzyon, pnömoni, rinit, sinüzit |
plevral efüzyon, pnömoni, sinüzit |
||
Yaygın |
astım, |
apne, |
astım, |
|
(%3-<%10) |
plevral efüzyon, |
atelektazi, |
bronşit, |
|
pulmoner ödem, |
bronşit, |
burun kanaması, |
||
rinit, |
burun kanaması, |
hiperventilasyon, |
||
sinüzit |
kan tükürme, hıçkırık, neoplazm, pnömotoraks, pulmoner ödem, artmış balgam, ses değişikliği |
pnömotoraks, pulmoner ödem, solunum moniliyazı, rinit |
Gastroin- testinal bozukluklar |
Çok yaygın (>%10) |
kabızlık, diyare, dispepsi, bulantı ve kusma, oral moniliyaz |
kabızlık, diyare, dispepsi, flatulans, bulantı ve kusma, oral moniliyaz |
yükselmiş karaciğer fonksiyon testleri (AST, ALT dahil), anoreksi, kolanjit, kolestatik sarılık, kabızlık, diyare, dispepsi, flatulans, hepatit, bulantı ve kusma, oral moniliyaz |
Yaygın (%3-<%10) |
yükselmiş karaciğer fonksiyon testleri (AST, ALT dahil), anoreksi, flatulans, gastroenterit, gastrointestinal hemoraji, gastrointestinal moniliyaz, diş eti iltihabı , diş eti hiperplazisi, hepatit, ileus, özofajit, stomatit |
yükselmiş karaciğer fonksiyon testleri (AST, ALT dahil), anoreksi, disfaji, gastroenterit, diş eti iltihabı , dişeti hiperplazisi , sarılık, melena, özofajit, stomatit |
disfaji, gastrit, gastrointestinal hemoraji, ileus, sarılık, melena, ağız ülseri, özofajit, rektal rahatsızlık, mide ülseri |
|
Deri ve deri altı doku bozuklukları |
Çok yaygın (>%10) |
akne, Herpes simpleks |
akne, Herpes simpleks, Herpes zoster, döküntü |
kaşıntı, döküntü, terleme |
Yaygın (%3-<%10) |
alopesi, derinin selim neoplazmı, fungal dermatit, Herpes zoster, kıllanma, kaşıntı, deri karsinomu, deri hipertrofisi (aktinik keratoz dahil), terleme, deri ülseri, döküntü |
derinin selim neoplazmı, fungal dermatit, hemoraji, kaşıntı, deri karsinomu, deri hipertrofısi,
|