Kullanma Talimatı | Nedir Ne İçin Kullanılır |
Nasıl Kullanılır | Yan Etkileri |
Eş Değerleri | Dikkat Edilmesi Gerekenler |
Kısa Ürün Bilgisi | Prospektus |
ATARAX 25 mg film tablet
Etkin madde:
Her bir film tablette:
Hidroksizin dihidroklorür 25 mg
Laktoz monohidrat 54.80 mg
Titanyum dioksit (E 171) (boyar madde).
Yardımcı maddeler için 6.1.e bakınız.
Yardımcı maddeler için 6.1.e bakınız.
Film kaplı tablet
Beyaz, oblong, çentikli, film kaplı tablet
ATARAX;
- erişkinlerde anksiyete bozukluklarının semptomatik tedavisinde,
- kaşıntının semptomatik tedavisinde,
Pozoloji / Uygulama sıklığı ve süresi:
Erişkinlerde
- Anksiyete bozukluklarının semptomatik tedavisinde:
Günlük 50 mglık doz üçe bölünerek (12.5 mg-12.5 mg-25 mg) alınır. Daha ağır vakalarda 300 mg/güne kadar dozlar kullanılabilir.
- Kaşıntının semptomatik tedavisinde:
Yatmadan önce 25 mglık başlangıç dozu ile tedaviye başlanır, gereğinde bu dozu, günde 3-4 kez, 25 mglık dozlar takip eder.
- Cerrahi operasyon öncesinde premedikasyon olarak:
1 veya 2 kez uygulanan, günde 50-200 mg: Anesteziden önceki gece yapılan bir uygulamanın ardından, operasyondan bir saat önce bir uygulama daha yapılır.
Erişkinlerde maksimum tek doz 200 mgı, maksimum günlük doz ise 300 mgı geçmemelidir.
Çocuklar (12 aylıktan itibaren)
- Kaşıntının semptomatik tedavisinde:
- 12 aydan 6 yaşa kadar: Doz, 1mg/kg/günden 2.5 mg/kg/güne kadar, bölünmüş dozlarda alınır.
- 6 yaşın üstünde 1mg/kg/günden 2 mg/kg/güne kadar, bölünmüş dozlarda alınır.
- Cerrahi operasyon öncesi premedikasyon olarak:
- Anesteziden önceki gece uygulanabilen 1 mg/kglık dozun ardından, operasyondan 1 saat önce 1 mg/kg tek dozluk uygulama.
Doğru dozun alınması için, çocuklarda ATARAX Şurupun kullanılması önerilir.
Uygulama şekli:
Oral yolla kullanılır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Doz, hastanın tedaviye yanıtına göre, önerilen doz aralığında ayarlanmalıdır.
Böbrek/Karaciğer yetmezliği:
Hepatik disfonksiyonu olan hastalarda, günlük dozun %33 azaltılması önerilir.
Orta veya ağır böbrek yetmezliği olan hastalarda, metaboliti setirizinin atımının azalması
nedeniyle, doz azaltılmalıdır.
Pediyatrik popülasyon:
ATARAX pediyatrik hastalarda pozoloji kısmında belirtildiği gibi uygulanmalıdır.
Geriyatrik popülasyon:
- ATARAXın etkin maddesine veya yardımcı maddelerden herhangi birine, setirizine, piperazin türevlerine, aminofiline veya etilendiamine karşı aşırı duyarlılık öyküsü olan hastalarda,
- Porfirili hastalarda,
ATARAX, konvülsiyon geçirme potansiyeli artmış hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
). Konvül siy onlar çocuklarda, yetişkinlere göre daha yüksek sıklıkta bildirilmiştir.
ATARAX, potansiyel antikolinerjik etkileri nedeniyle, dar açılı glokomu, benign prostat hiperplazisi, astımı, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), mesane çıkışında tıkanıklığı olan, gastrointestinal motilitesi azalmış, miyastenia gravis veya demansı olan hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
ATARAX, santral sinir sistemini baskılayan diğer ilaçlarla veya antikolinerjik etkisi olan ilaçlarla eş zamanlı kullanıldığında, doz ayarlaması gerekebilir (bkz., Bölüm 4.5 Diğer tıbbi ürünlerle etkileşim ve diğer etkileşim şekilleri).
Alkol ATARAXın etkisini arttırabileceğinden, ATARAX alkol ile birlikte alınmamalıdır (bkz., Bölüm 4.5 Diğer tıbbi ürünlerle etkileşim ve diğer etkileşim şekilleri).Kardiyak aritmi yatkınlığı olan veya eş zamanlı potansiyel aritmojenik ilaç ile tedavi edilen hastalarda dikkatli kullanılmalıdır.
Yaşlılarda, etkinin uzaması nedeniyle, önerilen dozun yarısı ile tedaviye başlanması önerilir. Hepatik disfonksiyonu olan, orta veya ağır böbrek yetmezliği olan hastalarda ATARAX dozu azaltılmalıdır.
Alerji testi veya metakolin bronkoprovokasyon testi sonuçlarının etkilenmesini önlemek için testten en az 5 gün önce tedavi sonlandırılmış olmalıdır.
Santral sinir sistemi depresan özellikleri veya antikolinerjik özellikleri olan ilaçlar ile birlikte
kullanıldığında, ATARAXın potansiyalize edici etkisi değerlendirilmeli ve doz bireysel
olarak ayarlanmalıdır. Alkol de ATARAXın etkisini artırır.
ATARAX, betahistin ve antikolinesteraz ilaçların etkilerini antagonize eder.
Alerji testi veya metakolin bronkoprovokasyon testi sonuçlarının etkilenmesini önlemek için
testten en az 5 gün önce tedavi sonlandırılmış olmalıdır.
ATARAXın monoamin oksidaz inhibitörleri ile eşzamanlı uygulanmasından kaçınılmalıdır. ATARAX adrenalinin presör etkisine zıt etkilidir.
Sıçanlarda hidroksizin, fenitoinin antikonvülsan etkisini antagonize etmiştir. Günde iki kez uygulanan 600 mg simetidinin, hidroksizinin serum konsantrasyonlarını %36 artırdığı ve setirizin metabolitinin doruk konsantrasyonlarını % 20 azalttığı gösterilmiştir. ATARAX, CYP2D6 (Ki: 3.9 |M; 1.7 |g/ml) inhibitörüdür ve yüksek dozlarda CYP2D6 substratlarıyla ilaç-ilaç etkileşimine neden olabilir.
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi "C"dir.
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Hidroksizin plasenta bariyerini geçerek fetusta annedekine göre daha yüksek konsantrasyonlara ulaşır. Bugüne dek, ATARAXa gebelikte maruziyet ile ilgili epidemiyolojik veri yoktur.
Hamileliğin geç döneminde ve/veya doğum sırasında annelerine ATARAX uygulanan yenidoğanlarda, hemen ya da sadece doğumdan sonraki birkaç saat için gözlenen advers etkiler; hipotoni, ekstrapiramidal bozuklar dahil hareket bozuklukları, klonik hareketler, santral sinir sistemi depresyonu, neonatal hipoksik durumlar veya idrar retansiyonudur.
Gebelik dönemi
Yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı ATARAX gebelik döneminde kullanılmamalıdır.
Laktasyon dönemi
ATARAX emzirme döneminde kontrendikedir. ATARAX ile tedavi gerekli ise emzirme kesilmelidir.
Üreme yeteneği / Fertilite
, genellikle santral sinir sistemini deprese edici veya paradoksal olarak uyarıcı etkisine, antikolinerjik aktiviteye veya aşırı duyarlılık reaksiyonlarına bağlıdır.
Klinik çalışmalar Hidroksizin oral uygulaması:
Aşağıdaki tablo; günlük 50 mga kadar hidroksizin alan 735 ve plasebo alan 630 deneğin dahil edildiği, plasebo kontrollü klinik çalışmalarda, hidroksizin için en az %1 oranında bildirilen istenmeyen etkileri sıralamaktadır.
Yaygın(> 1/100, <1/10 ) görülen istenmeyen etkiler
Somnolans Baş ağrısı Halsizlik Ağız kuruluğu
Pazarlama sonrası deneyim
İlacın pazardaki kullanımı esnasındaki istenmeyen etkiler, vücut sistemi ve sıklık kategorisine göre sıralanmıştır.
Sıklık oranı şu şekilde tanımlanmıştır: Çok yaygın (> 1/10); yaygın (> 1/100, <1/10); yaygın olmayan (>1/1000, <1/100); seyrek (>1/10000, <1/1000); çok seyrek (<1/10000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor).
Kardiyak hastalıklar
Seyrek: Taşikardi
Göz hastalıkları
Seyrek: Akomodasyon bozukluğu, bulanık görme
Gastrointestinal hastalıklar
Yaygın: Ağız kuruluğu Yaygın olmayan: Bulantı Seyrek: kabızlık, kusma
Genel Bozukluklar ve Uygulama Bölgesine İlişkin Hastalıkları
Yaygın: Halsizlik
Yaygın olmayan: Kırıklık, ateş
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Seyrek: aşırı duyarlılık Çok seyrek: anafilaktik şok
Araştırmalar
Seyrek: Karaciğer fonksiyon testlerinde anormallik
Sinir sistemi hastalıkları
Çok yaygın: Somnolans Yaygın: Baş ağrısı, sedasyon
Yaygın olmayan: Sersemlik hissi, uykusuzluk, tremor, Seyrek: Konvülsiyonlar, diskinezi
Psikiyatrik hastalıklar
Yaygın olmayan: Ajitasyon, konfüzyon Seyrek: Disoryantasyon, halüsinasyon
Böbrek ve idrar yolu hastalıkları
Seyrek: üriner retansiyon
Solunum, torasik ve mediyastinal hastalıklar
Çok seyrek: Bronkospazm
Deri ve derialtı doku hastalıkları
Seyrek: Kaşıntı, eritamatöz döküntü, makülopapüler döküntü, ürtiker, dermatit
Çok seyrek: Anjiyonörotik ödem, terleme artışı, sabit ilaç erüpsiyonu
Vasküler hastalıklar
Belirtiler
Ciddi doz aşımında görülen belirtiler, genellikle aşırı antikolinerjik yük, santral sinir sistemi depresyonu veya SSS paradoksal stimülasyonu ile ilişkilidir. Bunlar bulantı, kusma, taşikardi, ateş, somnolans, pupilla refleksinin bozulması, tremor, konfüzyon veya halüsinasyonu kapsar. Bu durumları, bilinç düzeyinin bozulması, solunum depresyonu, konvülsiyonlar, hipotansiyon veya kardiyak aritmi takip edebilir. Komanın derinleşmesi ve kardiyorespiratuvar kollaps görülebilir.
Tedavi
Hava yolu, nefes alma ve dolaşım sisteminin durumu, sürekli EKG kaydı ile yakından takip edilmeli ve uygun oksijen takviyesi imkanı hazır bulundurulmalıdır. Kalp ve kan basıncı monitorizasyonu hasta 24 saat boyunca belirtisiz olana dek sürdürülmelidir. Mental durum değişikliği olan hastalarda, eşzamanlı başka ilaçların ve alkolün alınıp alınmadığı kontrol edilmeli ve bu hastalara, gereğinde, oksijen, nalokson, glukoz ve tiamin uygulanmalıdır. Vazopresor gerekirse, norepinefrin veya metaraminol uygulanmalıdır. Epinefrin kullanılmamalıdır.
Semptomatik olan veya hızla zihni küntlük, komatöz durum veya konvülsiyon gelişebilecek hastalarda, aspirasyon pnömonisi oluşabileceği için, ipeka şurubu uygulanmamalıdır. Klinik açıdan önemli bir miktar yutulmuşsa, önce endotrakeal entübasyon, ardından gastrik lavaj uygulanmalıdır. Aktif kömür uygulanabilir ancak etkinliğini destekleyen veri yetersizdir. Hemodiyaliz veya hemoperfüzyonun değeri şüphelidir. Spesifik bir antidotu yoktur.
Literatür verileri, ağır, yaşamı tehdit edici, diğer ilaçlara yanıtsız, inatçı antikolinerjik etkiler görüldüğünde, terapötik dozda denenen fizostigminin yararlı olabileceğini göstermektedir. Fizostigmin, sadece hastayı uyanık tutmak için uygulanmamalıdır. Eğer birlikte siklik antidepresanlar da yutulmuşsa, fizostigmin kullanımı nöbetleri başlatabilir ve kalp durmasına neden olabilir. Kalp ileti defektleri olan hastalarda fizostigmin kullanılmamalıdır.
Farmakoterapötik grup: Atarax, psikoleptik, anksiyolitik, antihistaminik ve antiemetik bir ajandır.
ATC kodu: N05B B01
Etkin madde, hidroksizin dihidroklorür, kimyasal olarak fenotiazinler, rezerpin, meprobamat veya benzodiazepinlerle herhangi bir kimyasal benzerliği olmayan bir difenilmetan türevidir.
Etki Mekanizması
Hidroksizin dihidroklorür kortikal depresan değildir ancak etkisi, santral sinir sisteminin subkortikal alanının belli anahtar bölgelerindeki aktiviteyi baskılanmasına bağlı olabilir.
Farmakodinamik Etkiler
Antihistaminik ve bronkodilatatör aktiviteleri deneysel olarak gösterilmiş ve klinik olarak kanıtlanmıştır. Antiemetik etkisi hem apomorfin testi hem de veriloid testi ile gösterilmiştir. Farmakolojik ve klinik çalışmalar, hidroksizinin terapötik dozunun gastrik sekresyonu veya asiditeyi artırmadığını ve çoğu vakada hafif antisekretuvar aktivitesi olduğunu göstermektedir. Yetişkin sağlıklı gönüllülerde ve çocuklarda, intradermal histamin veya antijenlerin enjeksiyonunu takiben oluşan kabarıklığın ve kızarıklığın azaldığı görülmüştür. Ayrıca hidroksizin, ürtiker, ekzema ve dermatitin çeşitli formlarındaki kaşıntıyı gidermiştir. Karaciğer fonksiyon bozukluğunda, tek dozun antihistaminik etkisi, alımından 96 saat sonrasına kadar uzayabilir.
Sağlıklı gönüllülerde EEG kayıtları, anksiyolitik-sedatif bir profili göstermektedir. Hastalardaki anksiyolitik etki, çeşitli klasik psikometrik testlerle kanıtlanmıştır. Anksiyetesi ve insomniası olan hastaların polisomnografi kayıtları; günlük tek veya yinelenen 50 mglık dozun uygulamasını takiben, toplam uyku süresinde artma, gece uyanma toplam süresinde azalma ve uykuya dalma süresinde kısalma olduğunu göstermiştir. Anksiyeteli hastalarda, günde 3 kez 50 mg doz ile, kas gerginliğinde azalma gösterilmiştir. Bellek kaybı gözlemlenmemiştir. Anksiyetesi olan hastalarda 4 haftalık tedaviden sonra ilacın kesilmesine bağlı herhangi bir belirti ya da bulgu görülmemiştir.
Emilim:
Hidroksizin gastro-intestinal kanaldan hızla emilir. Doruk plazma düzeyine (Cmaks) oral yolla alındıktan yaklaşık 2 saat sonra ulaşılır. Yetişkinlerde, 25 mg ve 50 mglık oral tek doz uygulamalarından sonra, Cmaks konsantrasyonları, sırasıyla 30 ve 70 ng/mldir. Hidroksizine maruz kalma hızı ve derecesi, tablet veya şurup olarak alındığında çok benzerlik gösterir. Tekrarlanan, günde tek dozluk uygulamanın ardından, konsantrasyonların %30 arttığı görülmüştür. İntramüsküler (İM) uygulamaya göre hidroksizinin oral biyoyararlanımı yaklaşık %80dir. Tek 50 mg İM dozdan sonra, Cmaks konsantrasyonları tipik olarak 65 ng/mldir.
Dağılım:
Hidroksizin vucütta yaygın olarak dağılır, plazmaya göre dokularda daha fazla yoğunlaşır. Yetişkinlerde görünür dağılım hacmi 7-16 l/kgdır. Hidroksizin oral uygulandıktan sonra deriye geçer. Tek ve çoklu doz uygulamalarını takiben, hidroksizinin derideki konsantrasyonları serum konsantrasyonlarından daha yüksektir. Hidroksizin kan-beyin ve plasenta bariyerini geçer, fetustaki konsantrasyon annedekinden daha yüksektir.
Biyotransformasyon:
Hidroksizin yaygın olarak metabolize olur. Bir karboksilik asid metaboliti olan major metabolit setirizin, (oral dozun yaklaşık % 45i) alkol dehidrojenaz aracılığıyla oluşur. Bu metabolitin belirgin periferik H1-antagonist özellikleri vardır. Saptanan diğer metabolitler, plazma yarılanma ömürleri 59 saat olan bir N-dealkillenmiş metabolit ve bir O-dealkillenmiş metabolittir. Bu yolakları esas olarak CYP3A4/5 düzenler.
Eliminasyon:
Yetişkinlerde hidroksizinin yarılanma ömrü yaklaşık 14 saattir (aralık:7-20 saat). Yapılan çalışmalarda hesaplanan görünür toplam vucut klerensi 13 ml/dak/kgdır. Dozun sadece %0.8i idrarla değişmeden atılır. Major metabolit setirizin, idrarda değişmemiş olarak atılır (sırasıyla, hidroksizin oral ve İM dozunun %25i ve %16sı).
Hastalardaki karakteristik özellikler
Böbrek yetmezliği:
Hidroksizinin farmakokinetiği ağır böbrek yetmezliği (kreatinin klerensi: 24 ± 7 ml/dak) olan 8 hastada incelenmiştir. Karboksilik metabolit setirizine maruz kalma miktarındaki (AUC/EAA) artışa rağmen, hidroksizine maruziyette belirgin bir değişiklik gözlenmemiştir. Bu metabolit, hemodiyalizle etkin bir şekilde temizlenemez. Hidroksizinin çoklu doz uygulamaları sonrasında, setirizin metabolitinin önemli derecede birikimini önlemek için, böbrek fonksiyon bozukluğu olan deneklerde günlük hidroksizin dozu azaltılmaldır (bkz., Bölüm 4.2 Pozoloji ve Uygulama Şekli).
Karaciğer yetmezliği:
Primer bilyer siroza bağlı karaciğer fonksiyon bozukluğu olan deneklerde toplam vücut klerensi, normal deneklerdekinin yaklaşık %66sıdır. Yarılanma ömrü 37 saate çıkmış ve normal karaciğer fonksiyonlu genç hastalara göre, karboksilik metabolit setirizinin serum konsantrasyonları artmıştır. Günlük doz veya doz sıklığı, karaciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalarda azaltılmalıdır (bkz., Bölüm 4.2 Pozoloji ve Uygulama Şekli).
Geriyatrik popülasyon:
Hidroksizinin farmakokinetiği, 9 sağlıklı yaşlı hastada (69.5 ± 3.7 yaş), 0.7 mg/kg oral tek dozu takiben incelenmiştir. Hidroksizinin eliminasyon yarılanma ömrü 29 saate uzamış ve görünür dağılım hacmi 22.5 l/kga yükselmiştir. Yaşlı hastalarda günlük hidroksizin dozunun azaltılması önerilmektedir (bkz., Bölüm 4.2 Pozoloji ve Uygulama Şekli).
Pediyatrik popülasyon:
Güvenlik farmakolojisi, akut, subakut ve kronik toksisite çalışmalarında kemirgenler, köpekler ve maymunlardaki veriler güvenlikle ilgili önemli herhangi bir endişe ortaya koymamıştır. Sıçanlar ve farelerde Letal doz 50 (LD50), oral uygulamada sırasıyla 690 ve 550 mg/kg iken, İV uygulamada sırasıyla 81 ve 56 mg/kgdır.
Köpeklerde oral uygulanan 100 mg/kglık tek dozlar, depresyon, ataksi, konvülsiyon ve tremor bulgularını ortaya çıkarmıştır. Maymunlarda, 50 mg/kgı aşan oral dozlarda, bir miktar kusma görülmüş, 15 mg/kglık İV dozlar ise konvülsiyona neden olmuştur. İntra-arteriyel enjeksiyonlar, tavşanlarda önemli doku lezyonlarına yol açmıştır.
İzole kanin Purkinje liflerinde, 3x10-6 M hidroksizin, aksiyon potansiyeli süresini arttırmakta, bu durum, repolarizasyon fazında potasyum kanalları ile bir etkileşim olduğunu düşündürmektedir. 3x10-5 M gibi daha yüksek bir konsantrasyonda, aksiyon potansiyeli süresinde önemli bir düşüş olmuş, bu da kalsiyum ve/veya iyonik akımlarla olası bir etkileşimin olduğunu düşündürmüştür. Hidroksizin, terapötik konsantrasyon fazlalığının ötesinde aşırı bir konsantrasyon olan 10.7 |Mlik bir IC50 de transfekte Xenopus oositleri ve insan nöroblastoma hücrelerinde K+ akımı {Ik(vr)} inhibisyonu yapmıştır. Bununla birlikte, kardiyak elektrofizyoloji üzerinde etki oluşturmak için gereken hidroksizin konsantrasyonları, H1 ve 5-HT2 reseptörlerini bloke etmek için gerekenlerden 10-100 kat daha yüksektir. Telemetri ile monitorize edilen serbest, bilinci açık köpeklerde hidroksizin ve enantiyomerleri, bazı küçük farklar olmasına rağmen, benzer kardiyovasküler profiller oluşturmuştur. Telemetri kullanılan bir çalışmada hidroksizin (oral 21 mg/kg) hafif derecede arteriyel kan basıncı ve kalp hızını artırmış, PR ve QT aralıklarını kısaltmıştır. QRS ve QTc aralıkları üzerinde hiç bir etkisi yoktur ve dolayısıyla normal terapötik dozlarda bu hafif değişikliklerin klinik açıdan anlamlı olması beklenmez.
Subakut toksisite, köpeklerde 50 mg/kglık dozda test edilmiştir ve bulantı, titreme ve konvülsiyonlara neden olmuştur. Sıçanlarda, 30 gün boyunca oral uygulanan 200 mg/kg/günlük hidroksizin ile sağ kalmışlardır.
Kronik toksisite, sıçanlarda 50 mg/kga varan oral dozlarda test edilmiş ve herhangi bir belirti ya da histopatolojik anomali görülmemiştir. 10 mg/kglık dozlar spermatositlerin konsantrasyonunu ve canlılığını azaltmıştır. Köpeklerde, 6 ay boyunca, 20 mg/kg/güne varan oral dozlardaki uygulama, herhangi bir belirti, biyolojik ya da histopatolojik anomali ortaya çıkarmamıştır.
Teratojenite gebe kemirgenlerde değerlendirilmiştir: Fötal malformasyonlar ve fötal düşükler, norklorsiklizin metabolitinin birikimine bağlı olarak, hidroksizinin 50 mg/kgın üzerindeki dozlarıyla ilişkili bulunmuştur. Teratojenik dozlar, insanda terapötik amaçla uygulanan dozlardan çok daha yüksektir. Ames testinde herhangi bir mutajenik etki gösterilmemiştir.
Bir fare lenfoma çalışması, 15|g/mla eşit veya daha yüksek konsantrasyonlarda, S9 varlığında düşük dereceli mutasyonlarda marjinal artışlar göstermiştir. Bu, bu çalışma için toksisitenin maksimum seviyesine yakındır. Sıçanlarda mikroçekirdek indüksiyonu çalışması negatifti. Sadece in vitro çalışmada çok marjinal etkiler saptanıp, in vivo çalışma negatif olduğundan, hidroksizinin mutajen olmadığı düşünülmektedir.
Hidroksizin ile hayvan karsinoj eni site çalışmaları yapılmamıştır. Bununla birlikte, ilaç mutajenik değildir ve on yıllarca klinik kullanımı boyunca hiç bir tümorojenik risk artışıyla ilişkilendirilmemiştir.
Tablet Çekirdeği Laktoz monohidrat Mikrokristal selüloz Magnezyum stearat Koloidal anhidrus silika Film Kaplama Opadry® Y-1-7000
- Titanyum dioksit (E171)
- Hidroksipropilmetil selüloz 2910 5cp
Bilinen herhangi bir geçimsizliği bulunmamaktadır.
25°Cın altındaki oda sıcaklığında ve kuru bir yerde saklanmalıdır.
Kullanılmamış ürünler ya da atık materyaller "Tıbbi Atıkların Kontrolü Yönetmeliği" ve "Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Kontrolü Yönetmeliği"ne uygun olarak imha edilmelidir.