Kullanma Talimatı | Nedir Ne İçin Kullanılır |
Nasıl Kullanılır | Yan Etkileri |
Eş Değerleri | Dikkat Edilmesi Gerekenler |
Kısa Ürün Bilgisi | Prospektus |
ANJIOFLUX 600 LRU/ 2 mİ enjektabl çözelti içeren ampül.
Her 2 mLlik ampülde,
Etkin madde:
Glukoronilglikozaminoglikan sülfat (Sulodeksit)
600 LRU(Lıpoproteınlıpaz) 18 mg
Sodyum klorür
Yardımcı maddeler için 6.1.e bakınız.
Yardımcı maddeler için 6.1.e bakınız.
Açık sarı veya sarı renkli şeffaf çözelti içeren ampul
ANJIOFLUX aşağıdaki durumlarda endikedir:
Kronik venöz ülser tedavisinde,
Yüksek tromboz oluşma riski olan anjiopatilerde (myokard enfarktüsü sonrası dahil),
Serebrovasküler bozukluklar (iskeminin akut periyodu ve erken nekahat dönemleri dahil), ateroskleroza bağlı dissirkülatör ensefalopatilerde, diabetes mellitus, hipertonik hastalık (vasküler regülasyon ve nörohormonal ve renal mekanizmanın merkezlerinin birincil işlev bozukluğunun sonucu gelişen kardiyovasküler sistem hastalıkları) ve vasküler demansda,
Şeker hastalığından veya aterosklerozdan kaynaklanan periferik atardamarların oklüzif hasarlarında,
Flebopatide, derin ven trombozunun profılaksi ve tedavisinde,
Mikroanjiopatilerde (nefropati, retinopati, nöropati) ve diyabetik makroanjiopatilerde (diyabetik ayak sendromu, ensefalopati, kardiyopati),
Pozoloji/ Uygulama sıklığı ve süresi:
Tedaviye Anjioflux 600 LRU/ 2 mİ ampul ile başlanması, 15-20 gün devam edildikten sonra Anjioflux 250 LRU Yumuşak Kapsül ile oral yoldan 30-40 gün devam edilmesi önerilir.
Tedavi döngüsü yılda en az iki defa tekrarlanmalıdır. Doktorun görüşüne göre dozun miktarı ve sıklığı değişebilir.
Uygulama şekli:
İntramüsküler veya intravenöz olarak uygulanır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek/Karaciğer yetmezliği: Bu popülasyona ait herhangi bir veri bulunmamaktadır.
Pediyatrik popülasyon: Etkililiği ve güvenliliği saptanamamıştır. Bu popülasyonda
kullanılmamalıdır.
- Etkin madde veya yardımcı maddelerden herhangi birine karşı aşırı duyarlılığı olduğu bilinen hastalarda,
- Moleküler yapısı heparine benzer olduğundan heparin ve heparinoidlere karşı aşırı hassasiyet gösteren hastalarda,
Genel Tavsiye:
Gebelik Kategorisi: C
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar/Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon):
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar ve doğum kontrolü ile ilgili herhangi bir veri bulunmamaktadır.
Anjioflux için, gebeliklerde maruz kalmaya ilişkin klinik veri mevcut değildir.
Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar, gebelik / ve-veya/ embriyonal / fetal gelişim / ve-veya/ doğum ya da doğum sonrası gelişim üzerindeki etkiler bakımından yetersizdir.(bkz. kısım 5.3). İnsanlara yönelik potansiyel risk bilinmemektedir.
Anjioflux çok gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.
Laktasyon Dönemi:
Sulodeksitin insan sütüyle atılıp atılmadığı bilinmemektedir. Sulodeksitin süt ile atılımı hayvanlar üzerinde araştırılmamıştır. Emzirmenin durdurulup durdurulmayacağına ya da Anjioflux tedavisinin durdurulup durdurulmayacağına/tedaviden kaçınılıp kaçınılmayacağına ilişkin karar verilirken, emzirmenin çocuk açısından faydası ve Anjioflux tedavisinin emziren anne açısından faydası dikkate alınmalıdır.
Üreme yeteneği/Fertilite:
Çok yaygm (>1/10); yaygm (> 1/100 ila < 1/10) ; yaygm olmayan (>1/1.000 ila 1/100); seyrek (> 1/10.000 ila < 1/1.000); çok seyrek (< 1/10.000), bilinmiyor (eldeki verilerden hareketle tahmin edilemiyor.)
Bağışıklık Sistemi hastalıkları:
Çok seyrek: Ürtiker, aşırı duyarlılık reaksiyonları
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar:
Aşırı doz ile gözlenen tek yan etki hemorajidir. Hemoraji durumunda tedavi durdurulur, % 1 lik Protamin in enjekte edilmesi gereklidir (3 mİ, intravenöz= 30 mg).
Farmakoterapötik grup: Antitrombotik/Heparin benzeri,
ATC Kodu: B01AB11.
Etki mekanizması:
Etki mekanizması, bileşenlerin tamamlayıcı etkisine bağlıdır: İlaç başlıca, aktive edilmiş koagülasyon faktörü Xun inhibisyonundan dolayı, antitrombotik etki gösterir. Aynı zamanda kanın viskozitesini azaltır ve damar duvarı doku plazminojen aktivatörünün (t-PA)
Genel Özellikler
Absorpsiyon:
İntramüsküler enjeksiyon sonrası (20 mg/ kg) hızla absorbe edilir ve 15 dakika sonra pik yapar ve bi-kompartmantal dinamiğe göre azalır.
Oral uygulamayı takiben absorpsiyon belirgin derecede yavaş ve dereceli olup kantitatif olarak azdır; 60 dakika sonra pike erişir; karşılık gelen konsantrasyonlar intramüsküler enjeksiyonu takiben olan dozlardan 3.6 kere azdır.
Oral uygulama için kinetikler tek kompartmanlı modele göre yorumlanabilir (bi-eksponansiyonel eğri). 3 fazı vardır: iki absorbsiyon fazı ve eliminasyon fazı: T1/2 değerleri sırasıyla 16.5 ve 88 dakikadır.
EAA temelinde değerlendirildiğinde oral olarak uygulanan Sulodeksit biyoyararlanımı intramüsküler uygulamanın ortalama % 50sine karşılık gelir. Bu oranın limitli sayıda hayvanda elde edilmiş ve deneysel sonuçlar olduğu ve enteral uygulamanın efektif biyoyararlılığınm farmakodinamik sonuçları bakımından, muhtemelen olduğundan fazla tahmin etme ile sonuçlandığı belirtilmelidir; bunun farmakokinetik temelde insanda bulunanın yaklaşık iki katı olduğu da dikkate alınmalıdır.
Söz konusu çalışmalarda oral uygulama için taşıyıcı solüsyona bir surfaktanın eklendiğini belirtmek gereklidir ki bu, Sulodeksitin ticari formulasyonlarında gastro-enterik emilimi artırmak amacıyla bulunmaktadır. Bu madde, gerçekte taşıyıcının bileşiminden belirgin derecede etkilenmektedir.
Dağılım:
Sulodeksitin doku dağılımı ile ilgili çalışmalar kalitatif ve daha az derecede de yarı kantitatif tiptedir. F-Sulodeksitin sırasıyla intravenöz ve topikal-deri uygulanmasını takiben doku floresanhğmın seri halinde incelendiği iki ayrı çalışmadan oluşur.
İntravenöz enjeksiyonu takiben (15 mg/ kg F-Sulodeksit) madde globular floresans şeklinde (yüksek konsantrasyonlarda ve spesifik yapıda lokalize) 5-10 dakika sonra teşhis edilebilir ve/ veya 120-240 dakikalık aralıklarda aynı azalma ile karaciğer ve böbreklere difüze olur.
Daha düşük konsantrasyonlar aynı zamanda aortta bulunur, yaygm olarak ekstraselüler matrikste bulunur ve daha yüksek proteoglikan içeriği ile sınırlı bir periyot için (45 dakika) dalakta bulunur; kalp ve timusta floresans her zaman yüksek yoğunluktadır ve akciğerde ise floresan elastinin doğal varlığı nedeniyle yorumlanamamaktadır.
Biyotransformasyon:
F-Sulodeksit biyotransformasyonu için herhangi bir spesifik çahşma bildirilmemiştir. Bununla beraber, maddenin metabolik modeli ubikuitöz difüzyona sahip ve geniş terapötik kullanıma sahip olan heparin gibi analog proteoglikanik yapılardan çok farklı olamaz.
Eliminasyon:
F-Sulodeksit ratlarda intravenöz uygulama (15 mg/kg) sonrası hızlı bir atılım fazı gösterir: 4. saate kadar % 36 aralığında yeniden kazanım ile, ilk iki saat içinde yaklaşık % 15 / saat ve takiben ise 48. saate kadar daha yavaş faz ile atılım gösterir.
İlk 24 saat içindeki üriner atılım yaklaşık % 50ye karşılık gelir ve 48 saat sonra % 67ye erişir. Bu atılım profili intravenöz heparin uygulanmasıyla elde edilene benzerdir.
Konvansiyonel farmakolojik güvenlilik çalışmalarına (tekrarlanan doz toksisitesi, genotoksisite, kanserojenik potansiyel, üreme toksisitesi çalışmaları) dayanarak; klinik öncesi veriler, insanlarda bir risk olmadığını göstermiştir.
2 mllik bir ampul:
Sodyum klorür 18 mg
Sulodeksit, asit polisakkarit yapısında olduğundan birlikte kullanım durumlarında tüm bazik maddelere bağlanma reaksiyonu gösterebilir. Genellikle bu şekilde kullanılan başlıca geçimsiz maddeler: Vitamin K, B kompleks vitaminleri, hidrokortizon, hyaluronidaz, kalsiyum glukonat, kuaterner amonyum tuzları, kloramfenikol, tetrasiklin, streptomisindir.
Geçerli olduğu takdirde kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller Tıbbi atıkların kontrolü yönetmeliği ve Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü yönetmeliklerine uygun olarak imha edilmelidir.