Kullanma Talimatı | Nedir Ne İçin Kullanılır |
Nasıl Kullanılır | Yan Etkileri |
Eş Değerleri | Dikkat Edilmesi Gerekenler |
Kısa Ürün Bilgisi | Prospektus |
ALEXAN® 1000 mg / 20 mİ IV/SC intratekal enjeksiyon / infüzyon için çözelti içeren flakon
Her 20 mİlik flakonda;
Sitarabin 1000.00 mg
Sodyum laktat çözeltisi % 60 208.00 mg
Yardımcı maddeler için 6.1.e bakınız.
Enjeksiyonluk çözelti.
Berrak, renksiz çözelti, pratik olarak yüzen partikül içermeyen.
ALEXAN® yetişkinlerde ve çocuklarda monoterapi olarak veya diğer kemoterapötiklerle kombine halde aşağıdaki durumlarda kullanılır:
Remisyon indüksiyonu:
Remisyon indüksiyonu için konvansiyonel dozlar; günde 100-200 mg/m2,dir. Çoğu durumda devamlı intravenöz infüzyon veya 5-10 gün boyunca hızlı infüzyon olarak uygulanır.
Tedavi sıklığının süresi, klinik ve morfolojik sonuçlara (kemik iliği fonksiyonu) bağlıdır. Remisyon idamesi:
Remisyon idamesi dozu genellikle günde 70-200 mg/m dir. 4 hafta arayla 5 gün boyunca veya haftada bir defa, hızlı intravenöz infüzyon veya subkutan enjeksiyon olarak uygulanır. Non-Hodgkin lenfoma tedavisi:
Yetişkinlerde bu endikasyon için polikemoterapi programlan kullanılır. Çocuklarda bu endikasyonda ALEXAN® kullanımı hastalığın evresine ve histolojik özelliğine bağlıdır. Farklı dozlarda farklı tedavi protokollerine başvurulur.
Yüksek doz tedavisi:
Yüksek doz tedavilerde dozaj genellikle 1-3 g/m dir. 4-6 gün boyunca 12 saat arayla 1-3 saatlik intravenöz infüzyon olarak uygulanır.
İntratekal uygulama:
Olağan doz 5-75 mg/m dir.
Uygulama sıklığı ve dozaj, rejime göre değişkenlik gösterir. En sık kullanılan doz; serebrospinal sıvı yüksek sayıda malign hücre içermeyinceye kadar, her 4 günde bir 30 mg/m2dir
Uygulama şekli:
ALEXAN® oral olarak aktif değildir. Uygulama şekli ve çizelgesi kullanılan tedavi programına göre değişir. ALEXAN®, intravenöz infüzyon veya enjeksiyon, subkutan ya da intratekal olarak uygulanabilir.
ALEXAN® yalnızca kemoterapi konusunda deneyimi olan hekimler tarafından reçete edilmelidir ve sadece, destekleyici tedavi için yeterli olanakları olan, kemoterapiye uygun kliniklerde uygulanmalıdır.
ALEXAN® tek başma uygulanabilir, ancak çoğu kez diğer ilaçlarla kombine olarak uygulanır.
Bir infüzyon hazırlanırken ALEXAN®, %0.9luk sodyum klorür veya %5lik glukoz ile seyreltilmelidir.
Hastalar, yavaş infüzyona kıyasla hızlı intravenöz infüzyon yoluyla ilacı aldıklarında daha yüksek total dozları tolere edebililer. Bu fenomen hızlı enjeksiyon sonrasında, ilacın hızlı inaktivasyonuyla ve duyarlı normal ve neoplastik hücrelerin yüksek seviyede ilaca kısa sürede maruz kalmalarıyla alakalıdır. Normal ve neoplastik hücreler bu farklı uygulama şekillerine bir bakıma paralel biçimde cevap veriyorlar gibi görünmektedir ve her iki uygulama için de herhangi bir bariz klinik avantaj gösterilmemiştir.
Eğer enjeksiyonluk çözeltinin intratekal uygulama için seyreltilmesi gerekiyorsa, yalnızca koruyucu içermeyen %0.9luk sodyum klorür kullanılmalıdır.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler:
Böbrek / Karaciğer yetmezliği:
Böbrek yetmezliği durumunda dozun azaltılması gerekebilir. Kreatinin klirensi 60ml/dak.dan düşükse beraberinde nörotoksisite riskinde bir artış olur.
Daha önceden karaciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalarda ilaç, son derece dikkatli uygulanmalıdır ve risk-yarar durumu titizlikle değerlendirilmelidir.
Karaciğer yetmezliği durumunda dozun azaltılması gerekebilir.
Pediyatrik popülasyon:
Çocukların yetişkinlerden daha yüksek dozları tolere ettiği görülmüştür. Verilen doz aralıklarında çocuklar daha yüksek dozları almalıdır.
Geriyatrik popülasyon:
Hekim tarafından hasta için yaşamsal öneme sahip bir tedavi olduğu belirtilmediği sürece halihazırda kemik iliği supresyonunu indükleyen ilaç alan hastalara ALEXAN® uygulanmamalıdır.
Sitarabine veya ilacın içeriğindeki yardımcı maddelere aşırı duyarlılığı olanlarda kontrendikedir.
ALEXAN® tedavisine başlanmadan önce kardiyak ve hepatik fonksiyon ile hematoloji testleri yapılmalıdır.
Akut lösemi hastaları daima kemoterapi alanında deneyimli bir hekimin gözetimi altıda tedavi edilmelidir. Yakın gözlem ve laboratuar takibi gerekli olduğundan, tedavi süresince hastalann hastanede yatmalan tavsiye edilir. Hematoloji, karaciğer ve böbrek fonksiyon testleri düzenli olarak yapılmalıdır.
Kandaki ürik asit seviyelerinin düzenli olarak takibi önerilir (neoplastik hücrelerin lizisi nedeniyle hiperürisemi oluşabilir).
Çok miktarda blast hücreleri veya geniş tümör kütleleri olan hastalarda (Non-Hodgkin lenfomalar) hiperürisemi profılaksisi gereklidir.
Hızlı intravenöz infüzyonlar, yavaş intravenöz infüzyonlardan daha iyi tolere edilir.
Daha önceden karaciğer fonksiyon bozukluğu olan hastalarda ilaç, son derece dikkatli uygulanmalıdır ve risk-yarar durumu titizlikle değerlendirilmelidir.
ALEXAN®, akut ve/veya ağır enfeksiyonlu hastalara uygulanmamalıdır.
ALEXAN®Tn deri ve mukoz membranlar ile temasından kaçınılmalıdır. Kazara teması halinde temas eden deri bol su ve sabunla yıkanmalıdır.
Tahmin edilebilen hematolojik toksisiteye ek olarak, sitarabin merkezi sinir sistemi (MSS), gastrointestinal sistem veya akciğerleri etkileyen ağır, bazı durumlarda hayatı tehdit edici yan etkilere yol açabilir.
Yüksek doz tedavi süresince MSS ve akciğer fonksiyon testleri tecrübeli bir hekim tarafından takip edilmelidir. Oftalmolojik komplikasyonları önlemek için gözler düzenli olarak suyla yıkanmalıdır.
Ağır gastrointestinal reaksiyonlar oluşursa destekleyici tedavi endikedir.
Daha önceden gastrointestinal ülseri olan hastalar hemoraji belirtileri bakımından yakından takip edilmelidir.
Diğer onkolojik ajanlarla tedavi, miyelosupresif ilaçlar veya radyasyon tedavisi, bu ilaçların immunosupresif etkisini azaltabilir. Doz ayarı gerekli olabilir.
Sitarabin tedavisi esnasında digoksinin plazma seviyeleri takip edilmelidir. Tek bir doz bile kararlı-durum plazma seviyesini etkileyebilir. Digitoksinin etkilenmesi beklenmez. Bundan dolayı digitoksinle değişim bir seçenek olabilir.
İn vitro
bir çalışma sitarabinin, Klebsiella pnömonisine karşı gentamisinin etkinliğini önlediğini göstermiştir. Eğer gentamisin tedavisi etki göstermiyorsa, antibiyotiğin değiştirilmesi dikkate alınmalıdır.
Sitarabin ile diğer sitotoksik ilaçların kombine uygulanması özellikle kemik iliği toksisitesi olmak üzere toksisiteyi kuvetlendirir.
Sitarabin ile flusitozin kombinasyonu, flusitozinin etkinliğinin azalmasına yol açabilir.
Özel popülasyonlara ilişkin ek bilgiler
Özel popülasyonlara ilişkin herhangi bir etkileşim çalışması tespit edilmemiştir.
Pediyatrik popülasyon:
Genel tavsiye
Gebelik kategorisi: D
Çocuk doğurma potansiyeli bulunan kadınlar / Doğum kontrolü (Kontrasepsiyon)
Cinsel olarak aktif tüm kadın ve erkek hastalar ALEXAN® tedavisi sırasında ve tedaviden sonra 6. aya kadar uygun doğum kontrol yöntemi kullanmalıdır.
ALEXAN® tedavisi geri dönüşümsüz infertiliteye neden olabileceğinden, erkek hastalar tedavi öncesinde sperm korunmasıyla ilgili bilgi almalıdırlar.
Gebelik dönemi
Sitarabinin gebelik ve/veya fetus/yeni doğan üzerinde zararlı farmakolojik etkileri bulunmaktadır. ALEXAN® gerekli olmadıkça gebelik döneminde kullanılmamalıdır.
Laktasyon dönemi
ALEXAN® tedavisi süresince anne sütü verilmemelidir.
Üreme yeteneği/Fertilite
ALEXAN® araç ve makine kullanımını hafif ve orta derecede etkileyebilir. Bulantı, kusma ve göz şikayetleri olan hastalann araç ve makine kullanması tavsiye edilmez.
görülme sıklıklarına göre aşağıdaki şekilde sıralanmıştır:
Çok yaygın (>1/10); yaygın (>1/100 ila <1/10); yaygın olmayan (>1/1000 ila <1/100); seyrek (>1/10000 ila <1/1000); çok seyrek (<1/10000), bilinmiyor (eldeki veriler ile tahmin edilemiyor)
Kan ve lenf sistemi hastalıkları
Yaygın: Anemi, megaloblastoz, lökopeni, granülositopeni, trombositopeni, kanama.
Yaygın olmayan: Sepsis, immunosupresyon.
Bağışıklık sistemi hastalıkları
Çok yaygın: Sitarabin (Ara-C) sendromu; tedaviye başladıktan 6-12 saat sonra ateş, miyalji, kemik ağrısı, sebebi bilinmeyen göğüs ağrısı, eksantem, konjunktivit ve bulantı oluşabilir. Kortikosteroidler tedavi ve profılaksi amaçlı kullanılabilir. Bunlar etkili olduğu takdirde sitarabin tedavisine devam edilebilir. Miyelosupresyon ağır ve uzun süreli olabilir.
Yaygın olmayan: Aleıjik ödem, anafilaksi. Resüsitasyonun uygulandığı kardiyopulmoner areste sebep olan bir anafilaksi vakası rapor edilmiştir. Bu vaka sitarabinin intravenöz uygulanmasından hemen sonra oluşmuştur.
Sinir sistemi hastalıkları
Aşağıdaki durumlarda MSS toksisitesi ihtimalinde artış görülür:
Sitarabinin intratekal olarak uygulanması,
İntratekal sitarabin uygulanmasının, radyasyon, yüksek doz tedavi veya intratekal metotreksat gibi merkezi sinir sistemine toksik etki gösteren diğer tedavilerle kombine edilmesi,
intratekal sitarabinin kısa aralıklarla veya 30 mg/m nin üzerindeki dozlarda uygulaması.
Yaygın: Yüksek dozaj durumunda, bilinç seviyesinde azalma, disartri, nistagmus, nöbet (intratekal verildiğinde), baş ağrısı, baş dönmesi, nörit ile serebellar veya serebral toksisite. Yaygın olmayan: İntratekal uygulama durumunda parapleji.
Çok seyrek: İntratekal uygulama sonrasında nekrotizan lökoensefalopati, parapleji veya kuadripleji bildirilmiştir.
Göz hastalıkları
Yaygın: Reversibl hemorajik konjunktivit (fotofobi, batma, görme bozuklukları, lakrimasyon artışı), keratit. Hemorajik konjunktivite karşı profılaktik olarak glukokortikoidlerin lokal yolla uygulanması tavsiye edilir.
Çok seyrek: İntratekal uygulama sonrasında körlük bildirilmiştir.
Kardiyak hastalıklar
Yaygın olmayan: Perikardit, göğüs ağrısı
Çok seyrek: Aritmi. Sitarabin tedavisinden sonra kardiyomiyopati rapor edilmiştir.
Solunum, göğüs bozuklukları ve mediastinal hastalıklar
Yaygın olmayan: Pnömoni, dispne, interstisyel pnömoni, pulmoner ödeme varan ani solunum distres sendromu, boğaz iltihabı
Gastrointestinal hastalıklar
Yaygın: Oral/anal enflamasyon veya ülserasyon, mukozit, stomatit, anoreksi, disfaji, abdominal ağrı, bulantı, kusma, diyare.
Yaygın olmayan: İntratekal uygulama sonrası özofajit, özofajeal ülserasyon, pnömatoz, kistoid intestinaliz, nekrotizan kolit, gastrointestinal perforasyon, bulantı, kusma.
Hepato-bilier hastalıklar
Yaygın: Enzim değerlerinde artış ile karaciğer üzerinde reversibl etkiler.
Yaygın olmayan: Sarılık.
Deri ve deri altı doku hastalıkları
Yaygın: Eritem bülöz, ürtiker, vaskülit, alopesi gibi deri üzerine reversibl yan etkiler.
Yaygın olmayan: Lentigo, enjeksiyon bölgesinde selülit, deri ülserasyonu, prurit, el ayası ve ayak tabanında yangılı ağrı.
Çok seyrek: Nötrofılik ekrin hidradenit.
Kas-iskelet bozuklukları, bağ doku ve kemik hastalıkları
Yaygın olmayan: Miyalji, artralji
Çok seyrek: Sitarabin tedavisinden sonra rabdomiyoliz rapor edilmiştir.
Böbrek ve idrar hastalıkları
Yaygın olmayan: Böbrek fonksiyon bozuklukları, üriner retansiyon.
Genel bozukluklar ve uygulama bölgesine ilişkin hastalıklar
Yaygın: Ateş, enjeksiyon bölgesinde trombofılebit, hiperürisemi.
Doz aşımı durumunda, sitarabin masif hemoraji ve hayatı tehdit edici enfeksiyonları içeren ağır kemik iliği depresyonuna yol açabilir. Aynı zamanda nörotoksisite de oluşabilir. Sitarabin tedavisi durdurulmalı ve total kan veya trombosit transfüzyonu ve antibiyotikleri içeren gerekli destekleyici tedaviye başlanmalıdır.
Sitarabin hemodiyaliz ile uzaklaştırılabilir ancak doz aşımı sonrasında etkinliğini gösteren bir veri bulunmamaktadır.
Sitarabinin özel bir antidotu bulunmadığından, her bir doz büyük bir titizlikle uygulanmalıdır.
Farmakoterapötik grup: Antimetabolit (primidin analoğu)
ALEXAN®ın aktif bileşeni olan sitarabin pirimidin antagonistleri serisinden bir antimetabolittir.
Genel özellikler
Emilim:
Sitarabin hızla metabolize olur ve oral olarak etkisizdir. Oral olarak uygulanan dozun %20 sinden azı gastrointestinal kanaldan emilir.
Devamlı intravenöz uygulama ile daha sabit plazma seviyelerine ulaşılır.
Sitarabinin subkutan ve intramüsküler uygulamasından sonra, intravenöz uygulamadan önemli derecede daha düşük olan doruk plazma seviyelerine enjeksiyondan yaklaşık 20-60 dakika sonra ulaşılır.
Sitarabinin serum seviyeleri aynı doz için hastadan hastaya dikkate değer bir değişiklik gösterir. Bazı çalışmalar bu değişikliklerin klinik cevapla bağlantılı olabileceğini göstermiştir: yüksek serum seviyeleri, en etkin hematolojik remisyonları temin eder.
Dağılım:
Sitarabinin dağılım hacmi 0.7 1/kgdır. Sitarabin intravenöz olarak uygulandığında kan-beyin bariyerini yalnızca sınırlı bir miktarda geçebileceğinden, MSS lösemi tedavisinde ve profılakside intratekal olarak uygulanmalıdır. Sitarabinin intratekal uygulanması son derece düşük plazma seviyeleri ile neticelenir.
0.005-1 mg/1 konsantrasyonlarda plazma proteinlerinde bağlanma oranı düşüktür (% 13.3). Bağlanan ilaç yüzdesi belirtilen sınırlar içerisinde konsantrasyondan bağımsızdır. Biyotransformasvon:
Sitarabin lösemik blast hücrelerde ve sağlıklı kemik iliğinde fosforilasyon yoluyla deoksisitidin kinaz ve diğer nükleotidazlar vasıtasıyla hızla aktif formuna dönüşür (sitarabin-5 trifosfat). İnaktif bileşik urasilarabinozide metabolizma (1-beta-D-arabinofuranozilurasil) sitidin deaminaz aktivitesi bakımından başlıca karaciğerde ve daha az derecede diğer dokular ile kanda yer alır.
Bir hücrenin sitarabine direnci ya da duyarlılığı kinaz ve deaminaz enzimleri arasındaki dengeye bağlıdır.
Eliminasyon:
İntravenöz enjeksiyondan sonra sitarabinin plazmadan uzaklaşma süreci bifaziktir. Dağılım fazındaki yarı ömrü 10 dakika, atılım fazındaki yarı ömrü ise 1-3 saattir.
24 saat içinde verilen dozun yaklaşık %80i idrarla atılır. İdrarla atılan sitarabinin %90ı inaktif metaboliti, %10u ise değişmemiş haldedir.
Serebrospinal sıvıda düşük sitarabin deaminaz aktivitesi nedeniyle, MSSde sitarabinin eliminasyon yarı ömrü 3-3.5 saattir.
Doğrusallık / doğrusal olmayan durum:
Yapılan çalışmalarda starabinin genotoksik {in vivo
ve in vitro
) olduğu ve klinik olarak uygun doz rejiminde organogenez esnasında gebe memelilerde maruziyet olursa embriyotoksik ve teratojenik olduğu rapor edilmiştir.
Sitarabin aynı zamanda yeni doğan memelilere uygulandığında (insanlarda 3. trimestere eşdeğer periyod) beyin gelişiminde hasara sebep olmuş ve farelerde in vivo
anormal spermatoza sıklığını artırmıştır.
Sitarabinin hayvanlarda karsinojenik olduğu gösterilmiştir. Hastalar için uzun dönem stratejiler belirlenirken karşılaştırılabilir etki olasılığı hesaba katılmalıdır.
ö.l.Yardımcı Maddelerin Listesi
Sodyum laktat çözeltisi %60 Laktik asit Enjeksiyonluk su
Bu tıbbi ürün Bölüm 6.6,da belirtilenler dışındaki diğer tıbbi ürünlerle karıştırılmamalıdır.
Heparin, insülin, metotreksat, 5-fluorourasil, nafsilin, oksasilin, benzilpenisilin ve metilprednisolon sodyum süksinat ile fiziksel geçimsizlik gösterilmiştir.
36 ay.
25°C altındaki oda sıcaklığında saklanmalıdır.
Seyreltme sonrası stabilite:
%0.9luk sodyum klorür çözeltisi ve %5lik glukoz çözeltisi ile seyreltildikten sonra fiziksel ve kimyasal stabilite 2-8°Cde 4 gün ve 25°Cnin altındaki oda sıcaklığında 24 saat olarak belirtilmiştir.
Mikrobiyolojik açıdan bakıldığında; ürün seyreltildikten sonra derhal kullanılmalıdır. Eğer hemen kullanılmazsa kullanımdan önceki saklama koşullan ve saklama süresi kullanıcının sorumluluğundadır. Ayrıca rekonstitüsyon/dilüsyon kontrollü valide aseptik şartlar altında olmadıkça, normal olarak 2-8°Cde 24 saatten veya 25°Cnin altında 12 saatten daha uzun süre saklanmamalıdır.
Çocukların göremeyeceği, erişemeyeceği yerlerde ve ambalajında saklayınız.
Her biri, 20 mİ izotonik çözelti içinde 1000 mg sitarabin içeren 1 flakonluk ambalajlarda bulunur.
Kutuda, 20 mİlik cam flakonlarda.
Flakon: Renksiz cam hidrolitik tip-1 Tıpa: Teflon (PTFE) kaplı klorobütil tıpa Kapak: Flip-off
Sitarabin infüzyon için %0.9luk sodyum klorür çözeltisi veya %5lik glukoz çözeltisi ile seyreltilmelidir.
%0.9luk sodyum klorür çözeltisi ile %5lik glukoz çözeltisinin PVS infüzyon torbaları, PE infüzyon şişeleri ve perfüzyon şırıngalarındaki 0.2-3.2 mg/ml konsantrasyonlarıyla geçimliliği çalışılmıştır.
İntratekal uygulama için dilüent olarak yalnızca koruyucu içermeyen %0.9luk sodyum klorür kullanılmalıdır.
Sitarabinin deri ile teması halinde temas eden bölge bol miktarda su ile durulanmalı, su ve sabunla iyice yıkanmalıdır. Eğer çözelti gözler ile temas ederse derhal gözler durulanmalı ve bir göz hekimine başvurulmalıdır.
Hamile personel bu ilaç ile çalıştırılmamalıdır.
Kullanılmamış olan ürünler ya da atık materyaller Tıbbi atıkların kontrolü yönetmeliği ve Ambalaj ve Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliklerine uygun olarak imha edilmelidir.
Dökülen veya sızıntı yapan ürün %5lik sodyum hipoklorit çözeltisiyle inaktive edilebilir.